İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe'den tavsiyeler:
- Hakkı söyleme konusunda sultan dahil hiç kimseden korkma.
- Tartışma anında korkak olma. Yoksa bildiklerini karıştırırsın, dilin tutulur kalır.
- Çok gülmekten sakın, çünkü o kalbi öldürür. Sakin ve ağırbaşlı ol, kaypak olma.
- Avamın (seviyesiz ve bilgisiz insanların) arasında, sorulmadan rastgele
''Kim ölümü gözetlerse iyiliklere koşar'' ve ''İki şey helâk edicidir. Nefsin isteklerine uyma ve tûl-i emel. Birincisi Hak'tan alıkoyar, ikincisi ahireti unutturur.'' şeklindeki sözler Hz. Ali'ye aittir. Ne güzel buyurmuş!
İnsan, ölümü kendine yakıştırmaz. Ölüm bir kusurdur ve bu eksikliği gidermek gerekmektedir. Simya insandaki bu eksik yaratılışı tamamlar, onu yakalandığı ölüm hastalığından kurtarır veya başka bir deyişle kaybettiğini ona geri kazandırır. İnsanı insan, yani "ölümsüz" hayvan yapan ise "terbiye" edilmiş bir nefstir. Tımarlı, arınmış, hayalleri olan, yorumlayan nefs, simyacıların opus'udur. Azgın nefsin uysallaşması demek, azgın ölüm hayvanının da uysallaşması demektir. Bu anlamda simya, ölümü öldürme, onu karşıtına dönüştürme ve nihayetinde ondan "kurtulma" ve "özgürleşme" sanatıydı. Böylece korkulan, kaçılan ölüm bir yeniden doğum haline geliyordu.
"Mesele bedenin ölümü değil, heveslerin ve nefsi arzuların, heva'nın ölümü idi. Nefsin Rabbi ile arasındaki nispeti anlaması, itiraf etmeseydi. Ölmek demek, kulun kendi iradesini Kadir'i Mutlak'ın iradesine teslim etmesi demektir."
“İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar!”
Hz. Rasûlullâh(aleyhisselâm)
Şimdi lütfen bu cümleye iyi dikkat edin...
Bu cümlede sınırlama, istisna yok!..
Bir cümleyi okuduğumuz ya da duyduğumuz zaman, önce kafamızdan şunu geçireceğiz... Bu cümle bir sınırlama getirmiş mi, getirmemiş mi?..
“İnsanlar uykudadır...” diyor!..
Beyazlar, zenciler,
Tasavvufta ölümün sık sık hatırlanması nefsin ıslahı için gayet faydalı görülmüştür. Tasavvufta 'râbıta-i mevt' tabiri vardır: Ölümü hatırda tutma ameliyesi. Kişi bu ameliyeyi kendi kendine yeterince yapamasa da, hastalıklar, felaketler ve etrafındaki insanların musibetleri ve ölümleri vasıtasıyla doğal bir şekilde yapmak mecburiyetinde kalmaktadır.