Afrika’daki birçok nehir gibi Omi-Ala’nın bir zamanlar bir tanrı olduğuna inanılırdı; insanlar ona tapardı.
Sayfa 21Kitabı okuyor
"Öfkem köpürdükçe bir dağ devirdim. Tuttum elimi bir nehir yatağına set yaptım, iki köyü su bastı, insanlar böcekler gibi kaçıştılar. Tek üflememle bir Orta Anadolu şehrinin ekinlerini talan ettim. Coğrafya öfke kaldırıyordu."
Sayfa 11Kitabı okuyor
William bütün olanları zihnine kazımaya çalışıyordu: ay ışığı, nehir, atların asil homurtusu. Asla unutamayacağını bildiği kızı.
Sayfa 15 - Ön SözKitabı okuyor
Dünya koca bir sabun köpüğü olup çıkmıştı ve içinde ondan başka herkese yer vardı. Ama Leonard o baloncuk için fazla ağırdı. Zamana ayak uyduramıyordu. Gençler için fazla yaşlı, nehir kıyısındaki yaşlı ve mutsuz sarhoşlar için de fazla gençti. Hiçbir şeyle ve hiç kimseyle bağ kuramıyordu.
Sayfa 216Kitabı okudu
Biliyor musunuz, dedi, bendin arkasında haddinden fazla beklemiş bir nehir gibiyim. Hele bir gedik açılsın, bir daha beni susturana aşk olsun!
Sayfa 12Kitabı okudu
ROMAN OKUDUM SENİ DÜŞÜNDÜM
Bende tarçın sende ıhlamur kokusu
Yürürüz başkentin sokaklarında
Bir nehir şu tutuk konuşan cumartesi
Üstünde iki yonga: Çarşamba, bir de cuma
Ayrılık lâfları etme sevgilim
Önümüz Temmuz önümüz Ağustos nasıl olsa
Bırak hayat bir nehir gibi aksın !
Sayfa 25 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
"Hayat yalnızca tatmini olmayan arzulardan mı ibaretti? Yaşamak, insana asla huzur vermeyen vahşi bir hayvanı arayıp durmanın getirdiği tuhaf boşluktan mı ibaretti?"
Sayfa 96 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
"Onu bunaltan şey buydu: Umutlarını, özlemlerini ve beklentilerini paylaşma arzusu... Güvenme ve kendini bırakma arzusu."
Sayfa 93 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Nehir suyunda kulaç atabilen biriyle, denizde ya da havuzda yarışılmaz.
Sayfa 221 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
