Neredeydin, basit bir kelimeden çok daha fazlasını ifade ediyordu. Bu soru aynı zamanda, seni özledim, anlamına geliyordu, keşke yanında olsaydım, ya da, gittiğin yerlerin hesabını ver.
Sayfa 140Kitabı okudu
“Milyonlarca insanı katlettikten sonra, Hitlercileri asıyorsun. Bu milyonlar öldürülmeden önce, neredeydin ve ne düşünüyordun? Doğru düşünmek için, sana düzinelerce ceset yetmiyor mu? Milyonlarca cesetle yüz yüze gelince mi insanlığın ancak uyanıyor?”
Sayfa 71 - Cem YayıneviKitabı okudu
Reklam
küsecek kadar sevmeli insan birini o gelince küsmeli: neredeydin bunca zaman niye sevmedin beni, küsecek kimsem yoktu demeli, o varken de kimseye küsmemeli
“Milyonlarca insanı katlettikten sonra, Hitlercileri asıyorsun. Bu milyonlar öldürülmeden önce, neredeydin ve ne düşünüyordun? Doğru düşünmek için, sana düzinelerce ceset yetmiyor mu? Milyonlarca cesetle yüz yüze gelince mi insanlığın ancak uyanıyor?”
Kadınları kanlı etekleriyle koğuş koğuş dolaştırdılar
12 Eylül’ün tanığı ve mağduru 32 kadının anlatımlarında yer alan bazı ifadeler şöyle: - “Elektrik dâhil bütün işkence yöntemlerini yaşadık ama en ağırı cinsel işkenceydi.” - “Tecavüz ettikleri kadınları kanlı etekleriyle koğuş koğuş dolaştırdılar.” - “Kocasının yanına getirdiler kadını, sordular ‘Kim bunun kocası’ ardından da ‘Şimdi tecavüz etmeye götürüyoruz’ dediler.” - “Etekleri başlarımıza geçiriyor, altımızın çıplak olmasını sağlıyor, ‘gez’ diyorlardı.” - “Sütyenlerimize elektrik veriyorlardı.” - “Banyodan çıkıp bornozla karşımıza gelirler ve bize baka baka mastürbasyon yaparlardı.” - “En büyük işkence başka kadınların çığlıklarını dinlemekti” - “11 yaşında ikiz oğulları olan arkadaşımızın, oğullarına işkence yapıp sesini ona dinletmişlerdi.” - “Lağım sularının içine zorla kadınları soktular.” - “Serbest bırakıldım ve eve gittim. Beni yıllarca görmeyen annemin bana ilk dediği şey, ‘Bunca yıl ,neredeydin?’ olup, kızlık muayenesine götürdü.”
331 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 günde okudu
Okuduktan sonra "sen neredeydin" diyeceksiniz :D
Kitap bilinmeyen bir şehrin bilinmeyen bir zamanında kırmızı ışıkta duran bir adamın aniden kör olmasıyla başlar. Normal kör olmanın aksine bu adam etrafı bembeyaz görüyor. Adama dokunan, yaklaşan veyahut eşyasına dokunan herkes bu hastalığa yakalanıyor. Adamın göründüğü doktorda bu hastalık hakkında çare düşünürken kendisi de yakalanır. Tüm şehir hastalığa yakalanır. Sadece doktorun karısı bu hastalığa yakalanmaz. Doktorun karısı kendisinin de hasta olduğunu söyleyerek karantinaya gidecek olan eşini tek bırakmaz ve kapatıldıkları hastaneye eşiyle gider. Hastane görünümlü hapishanede gün geçtikçe sayı artar ve hastalık iktidarı da zayıflatır. Çeteler, ölümler artar ve kadın çete başını öldürür. Daha iyi olacağını düşünür ama daha kötü olur........ Hapishane vari hastanede yangın çıkar ve yangından dolayı kurtulur hastalar orada. Romanın sonuna doğru doktorun evine giderler ve toparlanma süreci başlar. En başından beri kör olmak korkusuyla devam eden doktorun karısı romanın sonunda da aynı telaşını belli eder. Roman baştan başa benim gözümden kadının gücünü ve ruhumuzun körlüğünü anlatıyor. Betimlemeler, anlatım gücü ve olay başlı başına harika. İlk bitirdiğimde ciddi anlamda etkilendiğimi hissettim. Mutlak okuma listenizde olmalı zannımca. :)
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022105,1bin okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.