224 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Çok farklı bir anlatım,çok şiirsel bir dil.Neredeyse her cümleyi en az iki kez okuyorsunuz çünkü düşüncenin,bilginin ve hissiyatın enginliği karşısında şaşırıyorsunuz.İpek yumuşaklığında nazenin bir dil,kalbin kaleme dönüşü ve yazıya aksetmesi;öyle bir anlatım ki Cennetten çıkan o Nil nehrini,Mısır'ı daha bir sevdim.öyle bir dil cambazlığı ki yazar nereye götürürse oraya gidiyoruz biz de aksi mümkün değil.Yusuf'un (a.s) o üç gömleği...hayatının dönemeçleri...sınavları,sabrı ve iffeti...ve Züleyha...Burada şunu belirtmek isterim.Ayet ve hadislerde Züleyha’nın güzelliğini yitirip Yusuf'un duasıyla eski güzelliğine kavuşması ve Hz.Yusuf'la evlenmesi gibi bilgiler yok.Ahsen'ül-kasas yani kıssaların en güzeli Yusuf kıssası Nazan Bekiroğlu diliyle yeniden kaleme alınmış,iyi de olmuş.Bütün güzel övgüleri hakettiğini düşünüyorum.
Yûsuf ile Züleyha
Yûsuf ile ZüleyhaNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202115bin okunma
358 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Ahhh kitap bitti ve ne diyeceğimi bilemiyorum, çok etkilendim. Kitabın başında Kevok ile Baz'ın öldürüleceğini öğreniyoruz ve Kevok öldürülüyor, kitabın son bölümünde ise burdan devam edilip Baz'ın öldürülmesi anlatılıyor. Yani kitabın başında iken sonunda ne olacağını biliyoruz ve bu da aslında merak duygusunu tetikliyor. Asıl hikayeyi ne olduğunu da bu iki bölüm arasında okuyoruz ve Baz'ın çocukluğundan Kevok'un doğumuna kadar sırayla anlatılıyor her şey. İlk başlarda sırayla bölümler bir Kevok ile ilgili bir Baz ile. Bu sebeple 'Kevok ile Baz nerede ne zaman karşılaşacaklar ne yaşayacaklar' diye büyük bir merak içerisinde okudum kitabı. Onun haricinde yazar sohbet ediyormuş gibi anlatıyor Kevok ile Baz'ın hikayesini kitapta, bir destan havası da var. Filmi de çekilse güzel olurmuş bu kitabın diye düşünüyorum. Kevok ile Baz'ın hikayesi sizi etkileyecek eminim, iyi okumalar.
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık (Cep Boy)Mehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20179,6bin okunma
Reklam
957 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
(Dikkat:Bol bol spoiler içerir.) Uzun zamandır okuduğum en en en iyi Zaman Çarkı kitabıydı,somut gelişmelerin olduğu,heyecanın dorukta olduğu,akıcı harika bir kitaptı.Sırasıyla yaşanan olaylara gelirsem: •Galad Damodred sonunda göründü. Hemde baya iyi bir şekilde.Annesinin intikamını alarak,ve Işık'ın Evlatlarının Lord Kumandanı olarak.Eamon
Düş Hançeri
Düş HançeriRobert Jordan · İthaki Yayınları · 2017428 okunma
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Kitabin konusu şark ve garp(bati-dogu yada modernlik-geleneksellik) çatısması.Tanzimat'tan itibaren hayatimizda olan batılilasma Neriman' ın ic catışmalarının dışavurumuyla anlatiliyor.Şinasi şark Macit ise garp.Günümüzde de hala hepimizin yasadigi sorun hep bir arada kalmislik.yazarında dedigi gibi "bu tesir, bizim tarafımızdan yapılacak mukabil bir tesiri ihlal etmeyecek derecede kalmalı, yani kültürümüzün güzel ve halis kök­lerine kadar nüfuz etmemelidir.(alıntı)Tamam modernleselim modernlesmenin karşılığı batılılaşmak ise ama özümüzü kim olduğumuzu değerlerimizi unutmadan.Bir romandan ziyade daha cok batililasan zihinlerimizin yasadigi ikilemin incelemesi olmus.Bence herkesin kendini şöyle bir boy aynasinda incelemesi icin okumasi lazim.Nerdek geldik nereye gidiyoruz..Ne guzel de ışık tutmuş Peyami Safa bizlere..
Fatih Harbiye
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202034 okunma
333 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Simon Becckett kaleminden Ölülerin Fısıltısı David Hunter serisinin üçüncü kitabı. ☆ Bu sefer Adli Antropoloğumuz David Hunter'le birlikte Tennessee'nin yaz sıcağından, Puslu Dağ'a kadar uzanıyoruz. Tennessee'de olma amacımız çürüme sürecindeki kadavraları incelemek. Çünkü burada kocaman bir kadavra çiftliği var. Bizi karşılayansa masaya
Ölülerin Fısıltısı
Ölülerin FısıltısıSimon Beckett · Yabancı Yayınları · 2019549 okunma
204 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Yalanlar, ikiyüzlülükler üzerine kurulan sahte bir hayat nereye kadar devam eder? Var mı bir sonu? Ve son dediğimiz şey nedir ki? Kurtuluş mu? Bir ceza mı? Biten şeylerin verdiği huzur mu? Şebnem İşigüzel basit bir hikâyeyi, öyle ustalıkla kurgulanmış ki ; hayatı, insan olabilmeyi, zaaflarımızı, yalanlarımızı, haklı yada haksızlığı, masumiyeti, sorgulattırıyor okuyucuya. Bir kadın ; ölüme beş kala yıkılan hayatının enkazı altında, kendini, yaşadıklarını, yaşayamadıklarını, paranın satın aldıkları ile kurduğu sahte hayatını paylaşıyor bizlerle... "Yaşamak zor bilirdim. Ölmek daha zormuş. İnsan ölürken derin bir üzüntü duyuyor sadece. Yarıda kaldığı için, herkes yaşarken o gittiği için, yaşamak istediği için. Hayatım. Bir solukta anlattıklarım. Ben. İnsan yaşadığına inanmıyor ve yaşamaya devam etmek istiyor. Yaşamak istiyor. Yaşamak istiyorum. Ama artık çok geç. Bitti. Bu arada şunu söylememe izin verin lütfen : Hiç kimseyi bağışlamadım. Kırgın geldim, kırgın gidiyorum. Son birşey daha. Burada böyle ağzım açık can çekişirken ve peşinde ışık olması umuduyla karanlığa bırakmışken kendimi, 'İyiğe!' dedim sessizce. İyiliğe! İçimde kalmasın diye söylüyorum şimdi. İyiliğe. İyiliğe. İyiliğe. "
İyilik
İyilikŞebnem İşigüzel · İletişim Yayınları · 2019274 okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.