Dünyayı sarsmayacak, kimseyi öldürmeyecek, tek bir mermi bile sıkmayacak ama siz onu ölünceye kadar unutmayacaksınız, son nefesinizi verirken kitabımı anımsayacak ve gülümseyeceksiniz.
Şehrin içinde, önceden belirlenmiş yollarımda, içme suyu ırmaklarındaki bir damla gibi, aydınlık sellerindeki bir ışık parçacığı gibi dolaşmıştım, çöken duvarlarda bir taştım; şehrin caddeleri gibi kırılmıştım ben de.
Ate kazağının kolunu dirseğine kadar sıyırdı ve üst kolunun altındaki sarkık deriyi çekiştirdi. Baksana şuna diye bağırdı, sesinde tiksintiyle, baksana şuna.