Her insan yaşadıklarına, kâinatta olanlara, öteki insanlara yorum getirir. İnsan hayatta pasif bir algılayıcı değildir. Aktif bir yorumcudur. Korkutucu olan da budur. Ama insanın görevi ve sorumluluğu da budur. İnsanın aktif yorumlayıcılığı, ona verilen benlik, bilinç ve cüzi iradenin bir ürünüdür. Kendisinin de içinde bulunduğu kâinatı içine taşıyarak ona bir yorum getiren insan, yaptığı yorumu da içine katar. Sanki bir nevi yorumlar kataloğu oluşur belleğinde, kalbinde, duygularında.
Sevgiler, bir insana harcanamayacak kadar sonsuz ve büyük. Sonsuz ve sınırsız.
Bizi Yaratıcı dışında kim sonsuz sevebilir? Biz Yaratıcı dışında kimi sonsuz sevebiliriz? Yaratıcı adına sevmek dışında gerçek bir sevgiden bahsetmek mümkün mü?
Kim Yaratıcı dışında "her şey"imiz olabilir, her istediğimizi verebilir? O'nun dışında kim bize sonsuz merhamet edebilir? O'nun dışında kim bizi gerçekten tanıyabilir, anlayabilir?
Kim bize O'nun kadar değer verebilir? O'ndan başka kim bizim için neyin en iyi olduğunu bilebilir? O'ndan başka kim bizim için en iyi olanı bildiği gibi bunu irade edip yapmak ister?
Sevmeler, ancak O 'na yönelirse masumdur.
Bu kitaba dair birşeyler söylemek ne kadar da zor.Tam birşeyler yazacakken karşıma "bıyıkları ağzını kapatmış ,ne söyleyeceğini asla kestiremeyecegimiz bir Nietzsche" fotoğrafı belirince kağıda çekinerek dökebildigim, hareketsiz bir kalemin oluşturduğu nokta kadar kısıtlı.
Bir filozof ve bir doktor.Ama hangisi doktor hangisi filozof