Piştî desthilata Ereb di sedsala gan de ber bi hilweşînê ve çû, gelek dewletên nû hatin damezrandin. Di vê serdemê de li erdnîgarîya Îran û Kurdistanê zimanê Farisî û Kurdî mîna ku ji xewa mirinê hişyar bibin, xuya bûn.
Di serdema dewleta Tahiriyan (821-873) de zimanê Farisî ji nû ve şîn hat. Di dewra dewleta Saffarîyan (861-1003) de berhemên bi zimanê Farisî hatin nivîsîn. Lêbelê ji bilî helbestên Baba Tahir, heta sedsala 16an berhemên Kurdî nayên zanîn. Her çiqas piştî qelsbûna desthilata Ereban, dewletên Kurdan ên wek Rewadî (845-1222), Hesnewî (942-1015), Şedadî (952-1072), Merwanî (983-1085), Fedlewî (1156-1424) û Eyyübî (1172-1287) hatibin damezrandin jî, zimanê Kurdî nebû zimanê nivîs û edebîyatê û bi pêş neket. Zana û helbestvanên Kurd berhemên xwe bi Erebî nivîsîn. Pirên wan di cîhana Ereb de wek zanayên Îslamê deng dan.
Muro zamanında onunla alay edenlere seslenir gibi konuştu: "Dur sen daha ben neler yapacağım! Okul bitsin, yüksek lisans yapacağım. Hatta çocuk yapacağım
şu Korona bitsin, Alsancak'ta süper bir yer açacağım! Zaten benim okul biter, Korona bitmez o ayrı mesele de...
Önümde çok yıllarım var, yapacaklarım bitmeyecek!"
Bir Hayaldi Sadece..
Sonra Bir Masal
Sonra Bir Gerçek oldu..
Tozlu yollardan,
Dikenli çalılardan geçtiler,
incindiler, beraber büyüdüler ve kendi benliklerini buldular...
Gerçekte ne develer tellâl idi ne de pireler berber..
Çivisi çıkmış dünyanın içinde kendi masallarıı yaşayıp baktılar önlerine şapşik âşıklar.....
"Ama bir şeylerin tepetaklak gitmekte olduğu hissi vardı .Her şeyin çivisi çıkmıştı. Sefahat had safhadaydı. Çok fazla yoğunluk vardı. Çok fazla değişim. Çok fazla acıyla başa baş giden Çok fazla mutluluk .Aşırı bir yoksulluğun yanında aşırı zenginlik .Dünya hızlanarak daha gürültülü bir yer haline geliyor, sosyal sistemler de caz müziği kadar karmaşık ve bölük pörçük şeylere dönüşüyordu. Bu yüzden bazı yerlerde sadeliğe, düzene, günah keçileriyle zorba liderlere, ülkelerin de dinler ya da mezhepler gibi olmasına karşı duyulan güçlü bir arzu vardı .."