Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

müzeyyen

kölelik rejimi, feodal rejim, kapitalist rejim yüzyıllar içerisinde birbirini izlemiş üç büyük üretim şeklidir.
Reklam
zerdüşt'ü hasta eden tam da döngü fikridir: herşeyin geri geldiği ve her şeyin aynıya geri geldiği fikri. çünkü bu haliyle bengi dönüş bir varsayımdan başka bir şey değildir; hem bayağı hem korkunç bir varsayım.
gönüllü dilenci: O, bilgiden bile vazgeçer. Artık insanca mutluluktan başka bir şeye inanmaz ve mutluluğu yeryüzünde arar. Oysa insanca mutluluk, ne kadar sade olursa olsun, vicdan azabı ve hınç tarafından harekete geçirilen ayaktakımında bile bulunmamaktadır. insanca mutluluk yalnızca ineklerde bulunur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ama benim dışımdaki şeylerin varolup olmadığını araştırmadan önce, onların zihnimde yer alan fikirleri üzerinde yoğunlaşmalıyım ki, bu fikirlerin hangileri net, hangileri bulanık bir anlayayım.
yukarda adamın teki bağırsaklarını kusuyor çöp kutusunun içine.
Reklam
Wagner dinliyorum radyoda, küçük bir elektrik sobası mırlıyor. .. Wagner öldü, Rimbaud yazmayı bıraktı, Isa her şeyi tükürdü.
yalnız kalmaktan hoşnut biriydim eskiden. şimdi yıkıldı duvarlarım, her şeyin kenarları var. ellerine geçirdiler beni-aklını kaçırmış, kapana kısılmış. kendi içimden çıkardılar beni. çalışıyorlar üzerimde Saldırı hiddetli, kesintisiz ve sessiz.
ve o anda kadınların neden onun gibi olmaları gerektiğini anlayamadım, sürekli bir işaret vermeni bekliyorlardı, ilk adımı atmanı, ya da atmamanı
Tüm öncekilerden çok daha önemli olan şey belli bilgilerin tüm olanaklı deneyimlerin alanını bırakmaları ve deneyimde kendilerine karşılık düşen hiçbir nesnenin verilemediği kavramlar yoluyla yargılarımızın alanını deneyimin tüm sınırlarının ötesine genişletme görünüşünü almalarıdır. Tam olarak duyulur dünyanın ötesine, deneyimin hiçbir yönlendirme ya da düzeltme yapamadığı alana geçen bu son bilgilerdedir ki usumuzun önemlerinden ötürü anlağın görüngüler alanında öğrenebileceği her şeyden çok daha eşsiz ve son amaçlarını da çok daha yüce gördüğümüz araştırmaları yatar.
“Aynı zihinde yer alan karşıt düşünceler birbirini yok eder ve ışığa dönüşürler.”
Reklam
Türettiğin üçüncü düşünceler zihnini besledi. Karşıtlıkların yok olarak boşalttığı hücreleri onlarla doldurdun. Mükemmeldin. Kusursuz. Üçüncü düşüncelerin birleşti ve yoğun merkezler oluşturdu. Ağırlaşıp keskinleştiler. O kadar ağırlaştılar ki içlerine doğru çöktüler. Bu, sahip olduğun düşüncelerin mutlaklığının doğal sonucuydu. Öğrendiğin her bilgi, çöken merkezlerin etrafında dönmeye başladı. Geliştin. Yeni bilgi ve düşüncelerin çarpışması daha karmaşık merkezler yarattı. Düşünce düzeneğin görülmemiş bir hızla zihninde yayıldı. Tanıdığın kurallar ikiye çıktı:
“Babamın doğmamı istememesinin nedenini biliyorum. Annemin kimseyi ve hiçbir şeyi sevmemesinin nedenini de biliyorum. Onları anlıyorum. Onları tanıyorum. Ama ne yapabilirim? Ne yapabildim? Ben bir aptalım. Bir aptal ne yapabilir? Sadece ağlar. Sadece kırar ve döker. Kimse beni sevmek zorunda değil. Kimse benim akıllı ve iyi olduğumu düşünmek zorunda değil. Ben hastayım. Tedavim yok. Tedavim ölüm. Beni benden başka kimse kurtarmayacak.”
Alıştık çünkü hemen her şeyin hızla tüketildiği ve baş­ka bir yeniye hızla geçildiği bir dünyaya.
Her sabah aynı güne uyanan Phil, artık elinden hiçbir şey gelmediğini anladığında kaderine razı olur ve içine hapsolduğu hayattan zevk almaya karar verir. Bahsetti­ğim bu durum Nietzsche’nin kaderini sevmek üzerine kurmuş olduğu ve Stoacıların da üzerinde çok durduğu “Amor Fati” görüşüdür.
228 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.