Annem üzülüyor, bir akrabamızı asacaklarmış. "Aptal çocuk" diyor annem onun için, ölecekmiş. Adı da Erdal'mış. Aslında akrabamız değil, hısmımız, Ruhiye Yengemin Yeğeni. Gazetelerde okuyorum, daha 17 yaşındaymış. Yazık ona!
Güzelliği mükemmellikte değil, kusurlu ve eksik şeylerde aramalıyız. Kusurlu eksik ve kısa ömürlü şeyler gerçekten güzel olabilir, çünkü gerçek dünyaya benzeyen sadece onlardır.
Bazan etrafımızda o kadar esrarlı bir hadise olur ki ince teferuatına kadar bunu sezeriz, fakat hiçbir şey idrak etmeyiz; ruhumuzun içinde ikinci bir ruh her şeyi anlar, fakat bize anlatmaz, böyle korkunç işaretlerle bizi muammanın derinliklerime atar ve boğar.
Konuşurken tümceleri yarım bırakmaya başlamıştı. Çoğu kez de bir şey soruyor, ama yanıtını almadan çekip gidiyordu. Kendini orada burada unuttuğu da oluyordu tabii..
Edebiyatı, sanatı başkaları yaparken hoş bulurum. Fakat, kendim bundan çekinirim. Edebiyat ve sanat dünyasında yalnız dahiler vardır. Ondan ötesi, bir alay zavallı taklitçi, bir alay zavallı maskaradır.