İlk kez zamanımın bu kadar boşa gittiğini hissettim. Çok basit konusu ve kurgusunu bir yana bırakıyorum cidden. Çünkü bazı arkadaşlar yeni yeni okuma alışkanlığı kazanmaya çalışıyorlar ve bu yüzden bana söyledikleri şey genelde "Basit olsun, beni çok yormasın, kafa karışıklığı yaratmasın" şeklinde oluyor. Bu yüzden konusu, kurgusu basit olan eserlere asla kötü eser diyemem. Fakat bu kitap o kadar kötü bir üslup ile yazılmış ki, bazı yerleri okurken iğrenmemek elde değil. Hatta kitabı benim için vasat kılan bir alıntıyı da buraya eklemek istiyorum.
" Bacak bacak üstüne atmış kızlar, bacak bacak üstüne atmamış kızlar, felaket bacaklı kızlar, rezalet bacaklı kızlar, harika görünen kızlar, bir tanısanız ne oruspu olduğunu bileceğiniz kızlar. Gerçekten güzel bir manzaraydı, beni anlıyorsanız eğer. Bir bakıma, biraz da moral bozucuydu, çünkü durmadan hepsinin başına ne rezillikler gelecek diye meraka düşüyordunuz."
Şu alıntıyı okuduktan sonra gerçekten tekrar tekrar okudum. Ben mi yanlış okudum acaba dedim ya da anlamadım mı acaba diye kaç kez irdeledim. Ve bunun gibi daha nice iğrenç imalar, laflar...
Kitabı okurken fark ettiğim bir şey daha oldu. Kitap okuyoruz falan ama ne okuyoruz biz? Nasıl eserler okuyoruz? Ne öğreniyoruz? Ya da hangi düşünce tarzımızda değişiklik oluyor da bakış açımız değişiyor? Öncelikle bu soruları kendimize yöneltmemiz lazım kesinlikle. Okumaktan ziyade kaliteli eserler okumakta fayda var.