— Bırak allahaşkına, deyip sürdürdü konuşmasnı: ,"Bunlara böyle hizmet eder yüz verirsin, burdan çıkınca yine bildiklerini yazarlar. En iyisi bunların ağızlarına sıçacaksın, bakalım bir daha yazarlar mı? Yok yazarmış, yok gazeteciymiş, yok Basın özgürlüğüymüş, şuymuş, buymuş... Bunlar değil mi toplumu karıştıran? İpe çekeceksin bu namussuzların hepsini!..."
Sayfa 294Kitabı okudu
"Hayatta olan mü'minler, ölüler için duâ ettikleri vakit ipek mendiller içinde nurdan tabaklara konur, ölüye götürülür: "İşte bu, filânın sana hediyesidir." denir. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.v.): "Ölü, suda boğulmak üzere olup kurtulmak için yardım bekleyen bir insan gibidir. Babasının, kardeşinin veya her hangi bir dostunun duâsını bekler. Bu, onun nazarında bütün dünyadan kıymetli olur. Dirilerin ölülere hediyesi, duâ ve istiğfardır. " buyurdu.
yine boşluğa yazıyorum ellerimi görüyorsun ya
annesinin "büyümez bu çocuk" dediğini duyar gibi
aklımı hiç bilmediğim bir yönde sallanırken buluyorum
uzun bir öykünün derin uçurumunun önünde
üzerimde hiçbir şey yok bunu biliyorum yalnız...
saçlarımı tarayacak bir çift el aramaktan vaz geçtim çoktan
bir çocuk olmayı omuzlarıma kadar uzatmaktan vaz geçtim çoktan
bizi bu yoldan döndürebilene aşk olsun...
sana yazacaklarım ne bunlarla sınırlı ne de bilgece
sana yazacaklarım ipe sapa gelmez sadece
onları burdan götürmen gerek gizlice
onları boşluğa yazıyorum büyük ölü bir kulağa fısıldar gibi...
...