Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esma

140 syf.
·
Puan vermedi
Tipi
TipiLev Tolstoy
7.7/10 · 901 okunma
Reklam
Ahlak üzerine düşünürken, ilk çağların sadeliğini anlamamak mümkün değildir. O çağlar yalnız doğanın eliyle süslenmiş güzel bir kıyıdır: Her an biraz daha uzaklaştığımız bu kıyıya dönüp dönüp üzüntüyle bakarız. Her işlerini tanrıların gözü önünde yapmaktan zevk alan insanlar, o zaman kulübelerinde, tanrılarla birlikte yaşarlardı. Kötülük başlayınca insanlar, bu rahat kaçıran seyircilerden usandılar ve onları heybetli tapınaklara koyup kendilerinden uzaklaştırdılar. En sonunda tanrıları bu tapınaklardan da attılar ve içlerine kendileri yerleştiler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Fazla bıkkınlığın, keyifsizliğin, can sıkıntısının -dostlar, kitaplar, ödevler, tutkular içermeyen bir yalnızlığı beraberinde getirmesi gereken tüm bunların- ödülü olarak, kendine ve doğaya en derin dönüş için çeyrek saatler alınır. Can sıkıntısından tamamen kaçan, kendisinden de kaçmaktadır: en içteki pınarından çağlayan en güçlü ferahlatıcı suyu asla içmeyecektir.
Tutkularını yenmiş bir insan, dünyanın en verimli toprağını ele geçirmiş gibidir: ormanların ve bataklıkların sahibi olmuş bir kolonyalist gibi. Bastırılmış tutkuların toprağına iyi tinsel yapıtların tohumunu ekmek de, sıradaki en acil görevdir. Yenmek yalnızca bir araçtır, hedef değil; böyle düşünülmezse, boş kalan verimli toprakta her türlü yabani ot ve diken hemen bitiverir ve çok geçmeden her zamankinden daha dolu ve deli olur üzeri.
Reklam
 Yapay zeka çalışmalarının altı çalışmaları olarak görülebilecek makine ve derin öğrenme temel olarak eldeki veriden anlam çıkarmaya dayanır. Bu aslında en derinde beynin de yaptığı iştir çünkü bir çok yazımda bahsettiğim gibi gerçekler bizim yazdığımız hikayelerdir. Beynin yaptığı aynen makine öğrenmesinde olduğu gibi gördüklerini sınıflandırmak sınıflandırdıklarını hikayeler yazıp anlamlandırarak formüldeki en doğru değişkenleri bulmak ve kendimizce en gerçekçi hikayeyi yazmaktır. Bu hikaye bir hayvanda algı gücü daha az olduğu için (daha az veri) daha basitken insanda çok daha derindir. Bu derinlik aslında bilinç ile doğrudan alakalıdır. insanoğlu olarak duyu organlarımızla bilimsel bulgularla evren hakkında ne kadar çok veri elde edersek bilinç düzeyimiz ve gerçekliği anlama seviyemiz o kadar artacaktır.
Bir şeyin, bizim tarafımızdan “kendinde olduğu gibi” bilinebilmesi, ne denli zor, hatta imkansızsa, bir bilginin de “bizde olduğu gibi” karşı tarafa geçmesi, o denli zor, belki de imkansızdır.
Olmadığın insan olarak sevilmektense olduğun insan olarak nefret edilmek daha iyidir.
391 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.