Bu çağda sevmeler de bir tuhaf. Sevgi mi bir anlık heves mi yoksa bir çıkar bir çarpık beklenti mi bilemiyor insan. Némirovsky, "Ona olan sevgisinin baki olacağını dünyanın döndüğünü, güneşin aydınlattığını ve geceden sonra günün ağardığını bildiği gibi biliyordu." der. Gerçek sevgi, çağ değişse de hissedilir sevgili okur. O emin olma
Olmuyor dostum olmuyor hâla düşüncelerimdesin herşeye rağmen.
Birşeyler var beni sana iten,bir kuvvet var ısrarla beni sana yönlendiren.
Ruhunun ipleri sarmış gibi ruhumu.
Rüyalarımda hüküm sürüyorsun geceleri.
Gündüzleri ışık gibi her bir yanımda.
Şimdi ben nerden nasıl başlasam bilemiyorum.
Haklı olduğum çok zamanlar vardı.
Haklı olduğun
"GİTTİĞİM HER YERDE ÇİÇEK AÇACAĞIM"
"Öyle geceler var ki sabaha çıkamayacağını düşünüyorsun. Yarın olmayacak, bu gece bitmeyecek, acı hiç dinmeyecek gibi hissediyorsun. Sonra sabah oluyor, hayat bir şekilde yine devam ediyor. Güneş doğuyor. Sonra geçiyor. Her şey gibi, her şey kadar. Bu can yoksa da hep böyle
unuttuklarınızı soruyorum
hiç hatırlamak istemediklerinizi
teninize iz bırakanları
ve izinizi taşıyan tenleri
görmesenizde sezdikleriniz var mı sizin
unutmasanız da unutur gibi yaptıklarınız
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne
KUTUP YILDIZI
O korku vardı hep çıkılan yolda
O korkusuzluk vardı
Suyun su olduğu günden beri akardı
Biri can verip aydınlatır
Diğeri boğar ve yakardı
Yaşamın her dönüm noktasında
“Saf Gelin'in kim olduğunu bilmemelerine rağmen, kasaba gençlerinin, bir araya
geldiklerinde ondan söz etmemeleri görülmüş değildi. Birbirlerine, sabah akşam,
içleri gıcıklanarak Saf Gelin hikâyesi anlatırlardı.”
Saf Gelin on beş yaşına kadar, dünyanın bütün kötülüklerinden korunarak ve evde
nadide bir çiçek gibi saklanarak, hiçbir şeyden
Uykuların kaçar geceleri,
Bir türlü sabah olmayı bilmez,
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden uğultudur başlar kulaklarında,
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık,
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın,
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine,
Sevmek ne imiş bir