Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Azizim söylendiğin beden yorgunluğu nedir? Uyu verirsin geçer gider Sen hiç duyguların yorulduğunu duymadın mı? Bir özlemin çekile çekile lime lime olduğunu Bir sevginin itile itile yok olduğunu Bir öfkenin büyüdükçe patladığını Nefretin gittikçe toz olduğunu Ya da bir aşkın kül olduğunu Hiç duymadın mı? Duy istiyorum azizim duy Özlem de, sevgi de, öfke de, nefret de, aşk da birgün yorulur ve tükenir Lakin merhamet bakidir Hele ki insan olanda merhamet Telafuzu kolay, yükü ağırdır merhametin Her yüreğe sığmaz, acıdır ısdıraptır sonu İnsan yaratılanların en vahşisi olsa da En merhametlisidir aynı zamanda Bir yüreğe aşk düştü mü Sen o zaman gör merhameti azizim Bir damla göz yaşında insanın boğulduğunu Asık bir yüzün aslında cehennem olduğunu Kara bulutların gündüzü geceye çevirdiğini Sen o zaman gör azizim Yetmişe dayanmış yaşın Lakin bir merhamete baston tutmamışsın Bil isterim azizim bil
Doğrudan duyguları harekete geçiren yüce kavramlar olarak "şehitlik", "kutsallık", "din", "milliyetçilik"; korku kavramları olarak "terör", "savaş", "ekonomik kriz"; öfke ve nefret kavramları olarak "şer odakları", "ülkeyi ele geçirmeye çalışan kötüler", "gizli gündemleri olan dış güçler", "kıskanan ve kuyu kazan ötekiler"; hüzün kavramları olarak da "tarih boyunca uğranılan haksızlıklar", "yaşanan mağduriyetler" ve daha birçok benzeri yaklaşım, hakikatin önemsizleşmesinin temel başvuru araçlarıdır.
Reklam
Kolay değildi babadan , anadan nefret etmek. Nefret ettiği halde yine onlardan sevgi dilenen bir çocuk gibi , kırk beş yaşında bir çocuk gibi , kırk beş yaşında , evet kırk beş yaşında bir çocuk gibi yanlarında yörelerinde dolanmak , kendini beğendirmeye , sevdirmeye çalışmak , yaptığı her şeyi içindeki öfke ve nefret duygusuyla hep o küskün halle yapmak , büyüyememek, tam olamamak, kendini ait hissedememek, güvensiz ve tedirgin baba evi ziyaretlerinde susmak , susmak ve durmadan susmak kolay değildir .
Bazı insanlar, bazı şeyleri bildiklerini düşünürler. Bunları öğrenmezler, keşfetmezler. Ortaya çıkarmazlar. Sadece bilirler. Başkalarının buna karşılık ne dediğinin hiçbir önemi yoktur. Ve bu akılsız, kalpsiz, aptal öfke karşısında sevdiğim insanları koruyamadım. Benimle gelmeleri için yalvardım, ama gelmediler. Nefret ettiğim her şeyi terk ettiğimde sevdiğim her şeyi de terk ettim, Karga. Bu da beni paramparça etti ve her parçam ayrı bir yöne savruldu.
102
Vatanım, milletim dediğin yerlerde, içinde yaşadığın insanlar yüzüne bakarak alay ediyorlar senden, değerlerinden, bedeninden, ruhundan, kemiğinden, akan kanından, yüz çizgilerinden, eylemlerinden, eylemsizliğinden, uyuyup kalkmana, hatta istediklerini yapmana rağmen; dehşetin damarlara basılışı gibi, delirircesine öfke duyuyorlar; bulsalar seni cılız anında, saplayacaklar gövdene kör kurşunları... bilinmez, belki erken yaşlarda varıyorsun farkına, dostunun, arkadaşının, ailenin; kir batağına battığını, çekip kurtarmak gelir içinden... ne âlâ! Hançer yarası gibi taşıyorsun bütün olan biteni, olacakları; daima sineye çekiyorsun... sonra ne mi oluyor Paro? Kandırmayalım kendimizi, iyiden iyiye nefret ediyorsun bu insanlardan; ses edemediğin için kendinden... bıraksalar, kaçıp gideceksin; kimselerin duymak istemedikleri, görmek istemedikleri diyarlara, yapayalnız... Ama bırakmıyorlar! Bırakmıyorlar ey! Tüm rezilliklere rağmen, tüm pisliklerine rağmen, tüm anlayışsızlıkları, tüm değer bilmezliklerine rağmen; kendi değerlerine saygı ve sevgi istiyorlar, kusursuz itaat istiyorlar! Nefret ediyorum, nefret ediyorum, nefretle soluyorum!
Insanın hakiki özgürlüğüne ilişkin olarak sunduğum bu ve bu türden görüşler insanın sağlam karakteriyle ilgilidir, yani yürekli ve yüce gönüllü bir karaktere sahip oluşuyla. Ama bence burada sağlam karakterin özelliklerini teker teker saymaya hiç gerek yok ya da güçlü bir insanın hiç kimseden nefret etmediğini, hiç kimseye öfke duymadığını, hiç kimseyi kıskanmadığını ve hiç kimseye kızmadığını, hiç kimseyi küçümsemediğini ve birazcık bile olsa kendisiyle böbürlenmediğini de söylemeye.
Sayfa 312 - KabalcıKitabı okuyor
Reklam
Yansıtmalı Özdeşim (III)
Bataklığa çekmek metaforuyla somutlaştırmaya çalıştığım olgu psikoloji literatüründe "yansıtmalı özdeşim" olarak geçer. Yansıtmalı özdeşim narsisistik istismarın temel dinamiğidir: Narsist birey dayanamadığı, karşılayamadığı olumsuz duygularını sana yansıtır; senin bu duyguları hissetmeni, içe alıp deneyimlemeni ve bu duyguların kendi duygun olduğunu zannetmeni sağlayacak söylem ve eylemlerde bulunur. Zamanla sen de onun gibi kendini yetersiz, değersiz algılamaya, anksiyete, öfke, utanç, güvensizlik, hayal kırıklığı hissetmeye, kendine nefret duymaya başlarsın. Onun savunmalarını kuşanır, böylece sağlıklı narsisizmini kaybeder, patolojik narsisizme sürüklenmeye, narsiste dönüşmeye başlarsın.
218 syf.
1/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitapta çocuk istismarı resmedilmiş. Bir insan buna neden gerek duyar ki? Japonların edebiyatta ve sinemada ürpertici/sapkınca çok fazla şeyine şahit oldum da bu derece iğrencini ilk kez gördüm. Kurgunun akışı bakımından elzem desen değil, sex sells mantığı desen değil çocuk bu çocuk, resmedilmemiş ima edilmiş geçmiş desen değil. Suç
Elfen Lied 3
Elfen Lied 3Lynn Okamoto · 集英社 · 200327 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.