Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öğretme(yi)n:)
Ben öldüm dirildim cihân ahvâlini bildim Ruh-ı cânân ile hûr-ı cinânı bana öğretmen
Sayfa 287Kitabı okudu
Telkin öğretme, yol gösterme, bir duyguyu ve düşünceyi aşılama manalarına gelir. Tüketici birey, nesneyi satın alması yönünde ikna edilmez, onun özgür olduğu telkin edilir. Baştan çıkarma burada devreye girer; köle, kendisini kral gibi hissedeceği bir ayartmanın içine sokulmalıdır. Ve daima haklıdır, haklılığı bahşedilmelidir. Tıpkı bir çocuk yahut akıl hastası gibi. Artık telkin dijitalleşme ile medya ortamında çok daha karmaşık baştan çıkarma yöntemleri ve büyük veri eliyle vuku bulmakta ve birey sürecin üreticisi hâline gelmektedir.
Sayfa 101 - Phoenix YayıneviKitabı okudu
Reklam
Allah Resûlü (s.a.v.) Osman b. Maz'ûn'un vefatına o kadar üzüldü ki sakalı ıslanırcasına ağladı. Osman b. Maz'ûn'un hanımı bu tabloyu görünce şöyle dedi: "Müjdeler olsun. Ne mutlu Osman'a; kuş oldu, cennete uçtu." Bu sözü duyar duymaz Efendimiz (s.a.v.) bir hakikati öğretme adına gözündeki yaşı sildi ve önemli bir uyarıda bulundu. İtidal, denge budur zaten... En sevinçli ya da en acılı hâlde bile hakikati nazarlara vermek, itidalin bir gereğidir. Efendimiz (s.a.v.) şöyle dedi: "Ben Allah'ın peygamberi olmama rağmen onun cennetlik olduğunu bilmiyorum, sen nereden biliyorsun? Böyle demek yerine vefat eden hakkında hayır konuşun ve onun için dua edin. " Efendimiz (s.a.v.) ardından Osman b. Maz'ûn'un Bakî Kabristanı'na defnedilmesini istedi ve Osman b. Maz'ûn buraya defnedilen ilk muhacir oldu. Defnedilen ilk ensar ise Es'ad b. Zürâre idi. Osman b. Maz'ûn oraya defnedilirken Efendimiz (s.a.v.) "Osman bizim selefimizdir/öncümüzdür," dedi. Allah hepsinden ebeden razı olsun.
𝘯𝘢𝘻𝘭𝚤: orada değildin, bilmiyorsun. 𝘩𝘢𝘺𝘢𝘭𝘦𝘵: ben hep buradaydım, sen bunu inkâr ettin. 𝘯𝘢𝘻𝘭𝚤: ama o gitti. 𝘩𝘢𝘺𝘢𝘭𝘦𝘵: o sana değer verdi. o seni korudu ama artık yok, bunun ne anlama geldiğini biliyorsun. artık sen bile ona ulaşamıyorsun. onun yarattığı kalkan da zamanla gitti. 𝘯𝘢𝘻𝘭𝚤: bana zamanı öğretme! o hâlâ benimle, her zaman öyle olacak.
Sayfa 246Kitabı okudu
"Senin hakkında söylentiler duyuyorum,John.Sınıfında alışık olmadığımız öğretme yöntemleri kullanıyormuşsun.Bunun Dalton'un yaptığı terbiyesizlikle bir ilgisinin olduğunu söylemiyorum, ama sana bu yaşlardaki erkek çocukların çok kolay etki altında kalabildiklerini hatırlatmama gerek yok sanırım."
ALLEME'L-KUR'ÂN "Kur'ân'ı öğretti." İslâm Dîninin ana konularından biri ilim ve bunun öğretimi, öğrenimidir. Kur'ân'ı öğretme ve öğrenme, anlamını kavrama ilk sıra­da yer alır; öbür ilimlerin öğretim ve öğrenimi bunu takip eder. islâm, müsbet ilme hiçbir za­man karşı çıkmaz, bilhassa teşvik eder, “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer, 39/9) “Allah'tan (hakkıyla) ancak âlimler korkar." (Fâtır, 35/28) “Allah, sizden iman eden­ lerle ilim verilenleri derece derece yükseltir." (Mücâdele, 58/11) buyurulur. "Allah, Kur'an^ı öğretti, insanı yarattı, ona beyânı (konuşup, düşüncelerini açıklamayı) öğretti. (Rahman, 55/1-4). Kametinden hem kıyamet oldu fâş Eyyühe'n-nâs '"alleme'l-Kur'ân Seyyid Nesîmî
Reklam
Öğretme-n+(ler)-ev'i
Bu öğretmen ruhlu kadınların bir kez olsun bir öğrenciye ya da bir çocuğa yüksekten bakarak öğüt verdiklerini görmedim, duymadım. Tam bir eşitlik içinde konuşurlar, tıpkı yeğenlerini nasıl severlerse, öyle severlerdi bütün öğrencilerini, derinden bir bağlılıkla, ama dışta bir umursamazlıkla. Verileri sonsuz, aldıkları ise hiç, yabi saygı ve sevgi bekler gibi bir tutumları da yoktu. Kimseyi azarladıklarını da duymadım bunca yıl boyu.
Sayfa 107 - İş Bankası Kültür Yayınları, 1.Basım 2020
öğretme(n)
Yıldan yıla genç kuşakların üzerine salınan, öğrencilerinin arka planlarını dikkate almaksızın onları "bilgi" ile doldursun diye serbest bırakılan öğretmenlerimizin yaptıklarına bakın. Tüm kültürler yok edilmiş, bağışıklık sistemleri parçalanmış, bilgileri kıtlaştırılmıştır ve tüm bunlar ilerleme ve kuşkusuz para adına.
Ayrıntı yayınları