Yusuf’un babası, erki hep göze batan bey
“Bak oğlum” diyor “Buraya kadar geldik”
“Seni görmek, sana dokunmak fırsatına erdik”
“Bizden bir oğul kaçırıldı, can yakan bir şeydi bu”
“Bu yanık can”
“Nasıl avutsun babası kaçırılmış çocuğu?”
“Yok mudur bir yolu ki”
“Cinlere sor bakalım”
“Oğlunla ve Şivekâr’ınla”
“Yeni bir hayat kurasın?”
Aşkı sordun... Sana gerçek bir aşkın hafızama yazılıp silinmeyen hikâyesini anlatayım istersen...
Daha üç günlük evlilerken İstiklal Harbi'ne çağrılır damat ve elinin kınası solmadan ayrılık düşer gelinle damadın arasına. Doyuma ulaşmayan bir vuslatın yazgısı vardır onların ayrılıklarında...
İşte o zaman hazin hikâyesi başlar aşkın...
Anlatsam inanmazlar oğul, masal derler, Masala inanmazlar,
masalı yalnızca dinlerler, sanki hakikati bilirmiş gibi,
sanki hakikatin sırrına ermiş gibi,
masala inanmayan gerçeğe inanır mı?
Beklentilerinizi karşılayan bir kitap olur bence, adında ve kapağında olduğu gibi . Akıcı okuru sıkmayan ara ara görsellerle çeşitlendirilmiş harika bir anlatıma sahip . Kitaptan küçük bir özet vermek gerekirse 40 yaşında üvey bir anne, kocası ve kocasının oğlu etrafında dönen olay kurgusuna sahip. Bana göre hislerine , iyi niyetine , sapıklığına, azgınlığına, güzelliğine kurban gitmiş bir üvey anne. Öte yandan her türlü fanteziyi denemiş karısını çok seven özellikle karısının poposunu tapan , hayalindeki 3lü fanteziyi hep kafasında kurgulayan hatta karısını zencilere sunan gavatımsı bir baba . Öte yandan ergenlik çağına gelmiş belki de öz annesinin intikamını almak( ne demek istediğimi kitabın sonlarında anlayacaksınız ) için üvey annesini arzulayan onun zaaflarından ( sapıklığı ve fantesizisinden ) yakalayıp avucunda oynatan her türlü fanteziyi üvey annesinin üzerinde deneyen gecesinden gündüzüne üvey annesin yataktaki aşk oyunlarına yardım eden yakışıklı, karizmatik, çalışkan, sinsi, zeki,şeytanın pabucunu ters giydirebilecek üvey bir oğul . Sonu ise her güzel şeylerde olduğu gibi bitiyor. Şimdiden iyi okumalar .
Dune serisini bir bilim kurgu olarak adlandırmak hem bilim kurguya bakış açısını daraltır hem de edebiyata olan saygıyı azaltır. Özellikle ilk dört kitap sizi satırların altını çizmeye, paragrafları defalarca okumaya ve olguların üzerine tartışmaya sevk eder. Tüm seri okuyucunun entelektüel bilgi birikiminin sınırlarını zorlar. Siyaset ve din
Ey Yavrum!Hayatında şu üç şey hakkında taviz verme;
1- En üstün yemeği yemen,
2- En üstün yatakta uyuman,
3- En üstün evde oturman.
Oğul dediki:Biz fakir olduğumuz halde bunu nasıl yapabilirim ki?
Hikmet sahibi şöyle dedi:
Sadece acıktığın zaman yersen,yediğin şey en üstün yemek olacaktır.
Çok çalışıp yorgunken uyuduğun zaman,yatağın en üstün yatak olacaktır.
İnsanlara iyilikle muamele ettiğin zaman,onların kalplerine yerleşirsin,bu şekilde de evlerin en üstün olanına yerleşmiş olursun.
❝
Henüz gençken bile ışığın «bir madde mi, yoksa rastlantı mı» olduğu ya da arada hava boşluğu bulunursa, yerçekiminin nasıl bir etki yapacağı yolundaki temelsiz sorular karşısında terslenirdi. Hıristiyanların Üçlü Birlik inancının Kutsal Kitabın yanlış yorumundan ileri geldiğine karar vermişti. Yaşam öyküsünü yazan John Manyard Keynes’in dediğine göre, Isaac Newton tek tanrıcı Yahudilerdendi. Mainomides mezhebindendi. Tek tanrıcı olma kararına, akıl ya da inkâr yoluyla ulaşmamıştı. Eski belgelerin yorumu üzerine bu karara varmıştı. Ona göre Üçlü Birlik (Baba, Oğul, Ruhül Kudüs) inancı kutsal belgelerin sonradan sahteleştirilmesiyle ortaya çıkmıştı. Var olan tek Tanrı’dır. Newton bu gerçeği yaşamı boyunca saklamak zorunda kalmaktan ötürü büyük acı çekmişti.
❞
Seni sevdim oğul;saf,temiz bir adam
sın.Sana benden öğüt:Ben,altmış beş yaşındayım.Otuz beş yıldır kaçakçılık ederim.Otuz beş yılda belki otuz beş defa mahpusane…Vazgeç bu işten.
Sonu yok oğul bunun.Otuz beş yılda elimde kalan bu işte,otuz paraya muhtaçlık.
(spoiler uyarısı)
Uzunca bir süredir uzun süreli kitap okuyamayan birisi idim. Okulun kütüphanesinde kitapları gözlerimle süzerken gözüme takıldı bu kitap. Ne de çok ünlüydü, merak saldı bir anda içime. Sandalyeden kalkıp kitabı raftan çıkardım. Dediğim gibi, çok sayfalı kitapları okuyamıyordum bu aralar. Ama bir umut dedim, belki başlarsam