Anne Babalar ve Çocukları...
Yalnızca Tv değil telefon da öyle hatta telefonun yıkıcı etkisi çok büyük. Yanlış kültür emperyalizmi yanlış modernleşme... Ama en kötüüsü de gençler üzerinde. Gençler ailelerinin baskıcılığından ve empatisizliklerinden çok bunalmış Turganyev'in Babalar ve Oğullar kitabından daha büyük bir uçurum var çocuklar ve ebeveynler arasında. Çocuk beni anlamıyorsun diyor. Baba yediğin önünde yemediğin arkanda daha ne istiyorsun diyor. Çocuk "babalık sadece yedirmek içirmekle olmuyor" diyor. Baba "nankörsün vefasızsın" diyor. Çocuk "bakamayacaktınız neden doğurduğunuz neden dünyaya getirdiniz" diyor. Bu konuşma çoğumuz ailemizle yaşadığı konuşmadır ailesiyle böyle konuşma yaşamadığını iddia edenlerinse içinde yaşadığı ve haykırmak istediği konuşmadır. Ya da siz çok şanslısınız anne babanız sizin için çokça Doğan Cüceloğlu okumuş... Gençler özgürlüğü isyan sanıyor. Bende dahil. Ama isyanın aşırısı da yine kölelik. İsyankar tabiata fazlaca sahip insanlara bakın. Kimse bana bi şey yapamaz Allahtan başka korktuğum yoktur derler. Onların bu karakterini çözümleyen akıllı insanlar nasıl davranacaklarını bilir. Nasıl onların iradelerini dize getireceklerini...
Mustafa Gökduman

Mustafa Gökduman

@lvlustafa
·
7ay
Güzelin ve iyinin modasının geçmiş olması neyi değiştirir? Neyin iyi, neyin kötü olduğu belli değil. TV, kitabı, ilk raundda öldürdü. Düşünce sakin bir iklimde gelişir ve kitap sayfalarında muhafaza edilir. Kaç senelik bir icat. TV her şeyi adileştiriyor. Biz yokuz. Bize ait hiçbir şey yok. Tercüme TV. Her şeyimiz tercüme.
"Baba-patriyarkın ortadan kalkması, oğulların özdeşleşme Ancak gerçek gücün yattığı için merkezi rol modellerini yitirdikleri anlamına gelir. Sonuç olarak, yetişkin konumuna geçmelerini sağlayacak bir modelin yokluğunda oğul konumunda kalmaya mahkum edilmişlerdir. Otuz yaşındaki gençler ve kırk yaşındaki ergenler bugünlerde hiç de istisnai değiller ve hatta son on yıldır manşetlerde olan yeni bir psikiyatrik kategori oluşturmaktadırlar. Borderline olarak adlandırılan hasta en iyi şekilde, babalık işlevinin etkisinden önceki seviye olan Oidipal-öncesi düzeyde faaliyet gösteren bir yetişkin olarak tanımlanmaktadır. Her oğul oğul olarak kalmaz ,ama özdeşleşecek bir model olarak babası eksikse ona ne olur.Böyle bir modelin yokluğunda, bazı oğullar diğer yöne bakar ve nihayetinde mükemmel anneler olurlar."
Reklam
Özetle Tanzimat yazarlarının şöyle bir normatif öncelikler sıralamasına bağlı kaldıklarını söyleyebiliriz. Yenileşme hareketinin temelini Doğu'nun ahlâki ve kültürel boyutlarıyla Doğu'nun dünya görüşü oluşturmalıdır; bu dünya görüşünün bekçisi toplum düzeyinde yazardır. Tanzimat gibi, mutlak otoritelerin zaafa düştüğü süreçlerde, dünya görüşü hâlâ mutlakçı olmakla devam ediyorsa, yazara babalık görevi düşer. Her tanzimat yazarının içinde bir "mürebbi-i efkâr" gizlidir.
Sayfa 18 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
195 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Babalar ve Oğullar
Şu anda daha başlarındayım, ancak yine de inceleme yapmak istedim, arada güncelleyebilirim. Dili sade ve anlaşılır, zorlamıyor, ancak şu anlık çok akıcı da değil benim için. İstanbul'dan 30 km uzakta bir yerde bir kuyu ustasının yanında çırak olarak çalışmaya başlıyor ana karakterimiz (Cem), ve kasabanın azıcık üstünde kalan bu düzlükte çalışırlarken insan ve doğa bağını çok güzel anlatan tasvirler geliyor arada. Kitabın başlangıcında Oidipus ve Şehname'den alıntılar var, ve bu iki hikaye başta olmak üzere dünya edebiyatından hikayeleri kullanarak baba-oğul ilişkisi üstüne eğiliyor yazar. Anladığım kadarıyla Kırmızı Saçlı Kadın hikayede ne kadar önemli bir yer tutsa da kitabın asıl odağı baba-oğul ilişkileri. Şimdilik Cem'in Mahmud ustasında babalık aramasını, aralarında geçen intimate anları ve adama karşı hissettiği duygu karmaşasını keyif ve ilgiyle okuyorum ben. Bakalım bize neler anlatacak.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,9bin okunma
Bu yazı bir babalar ve oğullar yazısıdır. Babalık zor zenaatmış; evet, baba olunca anladım. Baba-oğul meselesi ise bir ummanmış, dalmayla bitmeyen. Yıllarca didiştiğin, itiraz ettiğin adamı kaybettiğinde anlıyorsun aslında neyi kaybettiğini. "Oğlum başımı yere eğdirme benim!" Hiç ağzından düşürmezdi babam. Babalarının başını yere eğdirmemek için ölüme gülerek giden çocukların ağırlığı kalbimde, aynı dileği Poyraz'la sürdürüyorum ben de!
Sayfa 110 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
504 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
"Öyle bakma yüzüme ben Zeus'um. Yeryüzündeki ve gökyüzündeki cümle mahlukatın kralıyım. Evet ben babası gittiği için ağlayan o sümüklü çocuk değilim artık ben BaşTanrı Zeus'um. Titanların en güçlüsünü yenecek, babalık yapmayı bilmeyen babasını Tartaos'a gönderecek olan Zeus." "Babalar oğullarından çekinmeyecek,
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320,7bin okunma
Reklam
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.