Tek aç insan kalmayacak... Tek işsiz yok. Okuma yazma bilmeyen de yok. Patrondu, işçiydi, köylüydü, polisti, jandarmaydı yok. Senden korku benden korku da yok. Çalış istediğin kadar. Ye, iç, oku, yaz keyfine bak istediğin kadar. Hay anasını olacak bu iş, yalnız biraz tez olsa...
...Sınavım. Kaybım. Kaybından kazancım. Yani kârım, karargahım. Nihayetinde kararım, karargahım. Bu nedenle yeri hiç kimseyle dolmayacak olan ve yerimi doldurmayacak olanım. Etin etimden, kemiğin kemiğimden. Ay ışığında oku harflerimi ay ışığında yaz nameni. Senden önce öleyim ki ölümden korkma. Benden evvel öl ki ölümden korkmayım. Öyleyse dirimim gibi ölümümde de arkadaşım. Ey benim yaradılışım, yolunu kaybetmiş yol arkadaşım. Kimin bağrındaki kemikten yaratılmışsan ona gel. Eksik parçamı arar gibi seni arıyorum ben. Sen de beni ara. Boşluğunu doldur, eksiğini tamamla. Dünya dediğin bir kaza ertesi. Aç kapılarını. Elinle koymuş gibi bıraktığın yerde bul beni. Gel neredeysen. Cennet olsun yeniden.
BEN EYLÜL SEN HAZİRAN
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
BEN EYLÜL SEN HAZİRAN
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Olmuyor,mirim,olmuyor... ne söz, ne de ağıtlarla...
Sayfa 31
Yaz! Mutlaka yaz! Utanma,korkma. Edebiyat güzel şeydir, yaz !.. Senin yazman lazım. Yazmak iyi bir şeydir. Ne yazarsan yaz. Çünkü herşey yazıyla başlar. Arkadaşının yazısı üzerine yaz, dostuna övgüler yağdır, yazarlığına methiyeler düz. Birbirimizi övmeliyiz, birbirimizi övmeliyiz ki yücelebilelim. Övgü,yiğidi kamçılar...
Sayfa 32
Elimden gelseydi eğer,diyorum, yazardım. Yazar ve birilerinin de okumasını ümit ederdim. Ancak sana daha önce de söylediğim gibi, bu benim işim değil.
Sayfa 45
Bazıları senden bahsetsin diye yazarlık yapılmaz, Keko. Bu bir, ikincisi ise böyle bir işin başarısı tanıdıkların övgüsüyle, paranın gücüyle sipariş edilen dervişlerle olmaz ki. Böyle bir iş hüner ister, yetenek ve ölçü lazım. E, o da yoksa, ne yapalım?
Sayfa 45
Mirim... biz hepimizi biliyoruz ki bizim oralarda bir dengbej, bir kimyagerden daha kıymetlidir, bir sofuya gösterilen saygı, bir herkel tıraşa gösterilen saygıdan daha büyüktür.
Sayfa 47
..ancak yazarlık stresi genel bir hastalık olmuş ve buralarda dolaşıp duruyor, Mirim. Buralarda, herkes mutlaka bir kitap yazmalıdır diyen bir anlayış kök salmış...
Sayfa 68
Sevmediğin bir kadınla gözlerini kapatıp sevişebilirsin. Ancak... sevmediğin bir kitabı gözlerini kapatıp okuyamazsın. İşte bir kitabın en büyük onuru da buradan geliyor olsa gerek...
Sayfa 69
Bir dönem Ruslar dünyanın yarısıydı ve dünyanın yarısından sadece tek bir Trdeyakovski çıktı, ancak böyle giderse, bizim içimizden birçok Trdeyakovskiler çıkacak,Mirim.
Sayfa 71
Bu hikaye başka hiçbir dilden okunmamalı, sonsuza kadar yazıldığı dilde kalmalı.
Sayfa 74
Aslan aslandır, ha dişi, ha erkek... diyen atasözü, çok ama çok doğru bir sözdür. Bu sözde hiçbir hata yoktur ve onun için erkekler de, erkekliklerini bilip bulaşık yıkamayı bilmeli.
Sayfa 95