Zübeyede Anne kara kara düşünüyordu. 'Kocasından kalan azıcık aylıkla üç çocuğunu nasıl doyurup okutacağını bilemiyordu. Biz arkadaşları 'Mustafa'nın üzüntüsünü dağıtmaya çalışıyorduk, annelerimizse Zübeyde anneye yardım etmeye çalışıyorlardı ama nafile ... 1890, LANGAZA Selanik'e otuz kilometre uzaktaki Langaza'daki bir çiftlikte yaşayan
BİZ NE İSTEDİĞİMİZİ BİLİYORUZ Ne istediğini bilmeyen yani programsız, plânsız olan insan gibi ne istediğini bilmeyen milletin de güçlükler, başarısızlıklar ve bozgunlarla karşılaşacağı muhakkaktır. Hele günümüzde milletlerin dörder veya beşer yıllık plânlarla kalkınma ve güçlenme savaşı yaptıkları bir sırada ne istediğini bilmemenin, şuurunu
Reklam
Önceki Gün ya da Bir Yıl Öncesi Danny Livingstone, sol kulağının içindeki kulak çubuğunu elinde çevirdiği sırada kendi kendisine, burası cennet, dedi. Yanına kar kalan birkaç günlük keyfinden biri de buydu, çünkü yüzlerini bile hatırlayamadığı kadar çok kadınla yatıp kalktıktan (ki kendileriyle bir daha karşılaşmayı filan arzulamıyordu), o güya
(dördüncü bölüm, unuttuğumuz kitaplar: okuduğumuz ama tamamen unutup adını bile hatırlamadığımız bir kitabın gene de okunmuş bir kitap sayılıp sayılamayacağına dair) okumak, sadece bir metni tanımak ya da bir bilgi edinmek değildir. okuma, başladığı andan itibaren bastırılmaz bir unutuş hareketi içine girmiştir. ... bir kitaptan ancak kısa ya da uzun bir bölüm okunmuştur ve bu bölüm de kısa ya da uzun vadede kaybolmaya mahkûmdur. biz kendi kendimize ya da başkalarıyla kitaplardan çok, içinde bulunduğumuz zamanın koşullarına göre yeniden şekillendirilmiş hatıralardan bahsetmiş oluruz.”
AÇIKLIK EN DOGRU YOLDUR Röportaj : Alper Gazigiray [Ahmet Haluk Dursun] Zaman, 14- 15 Şubat 1988 Zaman: Sayın Muhsin Yazıcıoğlu kısa bir tercümeihalizi verir misiniz? Nerede doğdunuz? Kaç yılında doğdunuz, öğrenim hayatınız? Muhsin Yazıcıoğlu: Bismillahirrahmanirrahim. 1954 yılında Sarkışla, Elmalı köyünde doğdum. İlkokulu orada bitirdim.
Cavid Beyin çektiği cefa
Cavid Bey, cezaevinde bulunduğu dönem içinde eşi Aliyye Hanım’a her gün mektup yazmış ve yaşadıklarını anlatmıştı. Satırlarında kimi zaman hasret, kimi zaman da şikâyet vardı. 34’ncü mektubu oğlu Osman’a olan özlemini dile getiren satırlarla doluydu: “... Yemekleri yine hafif yiyorum. Dün peynirsiz bir makarna ile kuzu külbastı... Pek az. Osman’ın
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.