Okuduklarım arasında beni böylesine etkisi altına alan bir kitap hatırlamıyorum. Kitabın baş karakteri olan Raskolnikov'u yaşamadan okumayan yoktur herhalde. Öyle ki kendime sık sık şunu hatırlatmak zorunda kaldım: Tefeci kadını sen öldürmedin Rabia! Raskolnikov öldürdü!
Raskolnikov için iki çeşit insanlar var: sıradan insanlar ve olağanüstü insanlar. Sıradan insanlar, kısaca toplumun ve ahlakın getirdiği düzene ve zorunluluklara uyarak bunlara boyun eğen insanlar. Raskolnikov toplum kurallarının ve ahlakının ötesine giderek kendi tabiriyle olağanüstü insanlardan olmak isteyişini ve bunu daha ilk aşamada beceremediğinden dolayı yaşadığı iç çatışmaları, ara ara kendisiyle olan çelişkilerinin onu kendi dünyasında kocaman bir belirsizliğe dönüştürdüğü, gereğinden fazla düşünmekten kendini kaybettiği o dünyasına hemen bizi de içine çekiveriyor.
Kimseye bir faydası dokunmadığı tefeci kadını öldürmeye karar vermesiyle başlıyoruz Rasnolnikov' un kafasında yaşamaya. Bunu gerçekleştirdiği andan itibaren ise kendini beklentisinden farklı olarak bambaşka duyguları hissederken buluyor. Ara ara amacına ulaşamadığını düşünmenin verdiği rahatsızlık , yakalanma korkusu ve yüksek düzeyde duyduğu şüpheden kendinizi alamayıp büyük bir merakla Raskolnikov' un düşüncelerinde kaybolmak istiyorsunuz. Zaten herkesin içinde Rakonilkov' dan bir parça bulunduğuna eminim.
" - Ben yalnızca bir bit öldürdüm Sonya. Yararsız , iğrenç, herkesi zararı dokunan bir bit!
-Ama bu bit bir insan! "
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022161,3bin okunma
Ben kendi Sosyolojik okuma geçmişimi ikiye ayırıyorum: Bauman öncesi ve Bauman sonrası...
Bauman öncesi dönemde akademik kavramlar arasına sıkışmış, gündelik deneyimlerle sosyolojinin savunduğu görüşleri bir türlü birleştiremiyordum. Sorunun benden kaynaklı olduğunu düşünüyor ve bir yetersizlik duygusuna kapılıyordum. Sosyoloji disiplinine özel
Merhabalar,
Kitabı az önce bitirdim (16 Mayıs 2023).
Bu kitabı niye bu kadar uzun zamandır okumadım da erteledim diye kendime çok kızıyorum. Nicedir görüyordum, tavsiye ediliyordu, ne diye vakit ayırmadım, halbuki şuncacık şey...
Nihayet başladım ve daha başlar başlamaz kitabın kendine özgü dilinden, karakterlerin doğallığından etkilendim.
Merhaba sayın okurlar!
Evet, an itibariyle kitabımı bitirdim ve sakince masama bıraktım. İçimde çok garip duygular oldu. Önce mutlu oldum sonra üzüldüm ve şimdi de neden böyle bitti diye düşünüyorum. Karmaşık duygular içindeyim.
Sizlere öncelikle Sabahattin Ali'nin hayatından kısacık bahsetmek istiyorum ve daha sonra da incelemeye geçeceğim.
Yirmi üçlü yaşlarda ilk kez Oğuz ATAY ile tanıştım TUTUNAMAYANLAR vesilesi ile.Yazarın fikir zenginliğine hayran oldum TUTUNAMAYANLAR etkisi ile. Daha sonra ise tüm kitaplarını hevesle bitirdim.Şu an ise yaşım 30 ve TUTUNAMAYANLAR kitabını ikinci kez okuyup bitirme mutluluğunu yaşıyorum.
A.HAMDİ TANPINAR ve OĞUZ ATAY gönlümde yeri ayrı iki