Herkese merhabaa benim için çok değerli olan bir yazarın kitabı ile geldim bu defa.
Gerçekten ne zaman bu dünyada birinin beni anlamasına ihtiyaç duysam kendimi Zweig’ın kitaplarının arasında buldum bu yüzden kalemi de benim içim çok değerli bir yazardır kendisi.
Stefan Zweig, kendine has tarzı olan bir yazar. Diğer kitaplarını okuma fırsatınız olursa üslubunun da aynı olduğunu göreceksiniz.
Karmaşık duygularda Stefan Zweig’ın psikolojik tahlillerle dolu 7 hikayenin yer aldığı bir kitabı.
Sürükleyici olduğunu söyleyemem
hatta diğer kitaplarından ayıran tek özelliği içinde çok fazla betimleme barındırmsaydı. Bu kitapta öyle pek olay yok, çokça duygusal betimlemeler bulunuyor. Yani betimlemeden pek fazla hoşlanmayanlara ağır gelebilir.
Hikayelerde birçok farklı konu birden geçiyor. Aşk, yalnızlık, özlem, tutku, öfke, kıskançlık... Ve bütün bu duyguları kitabın da adnı taşıdığı şekilde hepsini birbirine karışmış olarak görüyoruz.
Bazen tam olarak hangi duyguyu okuduğumu bile anlayamayıp birçok duyguyu birden hissettim.
Hikayeler hüzünlü karakterleri anlatıp, melankolik bir havada olduğu için biraz yavaş ilerlese de her biri gerçek yaşamda karşımıza çıkan, gördüğümüz insanlardan kesitler taşıyor.
Kitap gerçekten ismini çok hak ediyor.
Gerçekten karmaşık olan bir duygu yoğunluğuna çekti bu kitap beni.
Her hikayede bir miktar kendimi bulduğumu inkar edemem ama en sevdiklerim Ormanın Üzerindeki Yıldız, Erkin Ewald'ın Aşkı, Bir Yüreğin Çöküşü oldu.
Herkese Stefan Zweig’ın kitaplarını tavsiye ederim mutlaka okunması gereken kitaplar bence.
Herkese iyi okumalar dilerim
Koşmasaydım Yazamazdım
René Descartes ‘ın meşhur Cogito Ergo Sum’unun (Düşünüyorum, o halde varım) 
Haruki Murakami ‘nin kalemine sirayet etmiş halini okuyacaksınız.
Rene Descartes, varoluşun anlamını ve temelini düşünme eylemine bağlarken; Murakami, varoluşsal anlamını koşu