kitap oldukça güzel ve akıcıydı, gerçek bir çocuğun bakış açısından okuduğuma ikna oldum şahsen. o kadar tavsiye ederim ki derhal okunmalı. bir yerde kitabın sonundan daha çok duygulandım, babasına güven duyduğunu söylediği yerde. halbuki babasının onun sonuna neden olması ne üzücü, ve de telin ardındaki tüm diğer çocukların. bir de pavel, o adam yaşına rağmen crushım oldu resmen kjsdhgkljsdfhg teğmen piçin ona kızdığı* sahnede bruno gibi ağlamak istedim. kitabı tümüyle düşününce sonunun ne kadar sarsıcı ve trajedik olduğunu daha iyi anlıyorum, 2. kez okunmaya değer kitaplardan benim için. bruno hepimizin kalbinde olan bir çocuk artık, elini sımsıkı tuttuğu shmuel ile birlikte. keşke hiç kimse o gaz deposunda yakılmak zorunda kalmasaydı, böyle bir geçmiş yaşanmak zorunda değildi ve keşke hayatın bir gerçeği değil kurgusal bir öykü olarak var olsaydı bu hikaye. brunolar ve shmuellerin cennette birlikte oyun oynayabildikleri, sımsıkı sarılabildikleri ve doyasıya yiyecekler yiyerek kahkahalar atıp eğlendikleri düşüyle, onlar için bu sonun, bilakis sonsuz bir başlangıç olduğunu bilerek mutlu kalmaya çalışacağım. Onlar bu dünya için fazla güzellerdi ve iyi tarafından bakacak olursam, bir daha ne Out-With (Gretel telaffuzumuza ne kadar kızacak olsa da) gibi bir yerde bulunacaklar ne de tel örgüler hayatlarında yer alacak, daha önce hiç görmedikleri güzelliklerle dolu cennette mutlulukları daim kalıyor, şu anda olduğu gibi, buna inanıyorum.