Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Okur ve Gezer

Okur ve Gezer
@okurvegezer
okuyoruz, geziyoruz vesselam...
İstanbul
4 okur puanı
Kasım 2018 tarihinde katıldı
Papaz Efendi ile sohbet
Erkekler değil ama kadınlar muhakkak topraktan çıktı. Toprak ana! Toprak ana! Her mahlukun dişisinde bir topraklık var. Biz erkek kısmı güneşin, havanın, suyun çocuklarıyız belki, ama kadınlar muhakkak topraktan...
Sayfa 85 - Varlık YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bacakları Olsaydı
Alageyik sokağından Yüksek kaldırıma keskin bir insanlık kokusu fırlar. Aşağıya doğru karanlık insanların saadete gittikleri görülür. Adem oğlunun Havva kızına en kavuşamadığı yerde kavuşmak istenilen saadete Alageyik sokağından girilir.
Çifte Hafızlar
Tımarhane avlusunun (bahçesinin) çevresi demir parmaklıklarla çevriliydi. İnsanlar hayvanat bahçesinde hayvanları seyreder gibi parmaklıklar arkasından biz delileri seyrederek eğlenirlerdi. Çoğu hastanın yakını ve bakıcısı olmadığı için masraflarını çıkarmak için seyircilerin önünde çeşitli tuhaflıklar yaparlardı. İnsanlar da gülerler ve daha çok numaraya teşvik etmek için parmaklıklar üzerinden içeriye bozuk para, tütün, yiyecek, içecek gibi şeyler atarlardı.. Gerçek bir hafız ve arkasında sürekli dolaşan bir Kıptî arabacı vardı. Hafız duvar önünde diz çökerek Davudî sesiyle makamlı Kur’an okurdu. Arabacı da hemen arkasından hafızın okuduğu yerleri daha güzel bir tegannî (melodik ses) ile okurdu. Kelimeleri yanlış seslerle okumasına rağmen dinleyenlerin çoğu fark edemezdi. Zavallı hafız arada dinleyicilere; -Bu hafız değildir, dinlemeyiniz! dese de, aravacı göz kırparak; -Sözlerine kulak asmayınız, Zavallı delidir! derdi. Bir gün bu arabacayı yakalayıp neden hafızlık tasladığını sordum. Çünkü halkın yüzde doksan dokuzu arapçayı ve yüzde doksanı da Kur’an okumayı bilmiyor. Hafızın tecvit ile okuduğu her şeyi kuran sanırlar. Yalnızca bailarını sallarlar. Bizim hafızda okuduğunu anlayanlardan değildir. Şu halde bizi dinleyenlerin büyük bir kısmı benim gerçek hafız olduğum konusunda yemin bile ederler...!
İş Bankadı YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Köpeğin Kurtluk hatıraları
Köpek, kurt olduğu dönemlerden kendisine hatıra kalan tek anıyı canlandırıp, ekseni etrafında üç daire çizdikten sonra gelip sahibinin yanına yattı.
Sayfa 193 - Kırmızı KediKitabı okudu
Ölüm sizi terkederse dini kurumların vay haline...
Din müessesesini temsilen orada bulunanlar, söylenenlere karşı çıkmaya gerek bile görmediler. tam tersine, katolik cemaatini temsilen orada bulunan şahıs, haklısınız sayın düşünür, varoluş sebebimiz tamda burada ortaya çıkıyor, insanların tüm hayatlarını boyunlarında ölüm korkusu ile yaşamaları için varız biz, bunun ötesinde, ölüm anı geldiğinde, o anı kurtuluş olarak algılamalarına da çalışırız dedi. Cennet, Cehennem yada benzer kavramlara gelince, doğrusu ölümden sonra ne olduğu konusuyla sanıldığı kadar ilgili değilizdir, din, sayın düşünür, dünyevi bir konudur aslında, öbür tarafla ya da göğün yedi katıyla hiçbir ilgisi yoktur. Duymaya alışık olduğunuz sözler bunlar değil tabii ama bizde sattığımız malın daha çekici olması için bir şeyler yapmak zorundayız...
Reklam
Ölüm
"O an tesadüfen taksinin penceresinden dışarı baktı ve geçtikleri sokağı tanıdı, burası viyolonselcinin sokağı, şuradaki bahçe katı da onun evi. Ölüm, plexus solaris (karın üstü aort bölgesi)nahiyesinde şiddetli bir darbe, duygusal bir dalgalanma hisseder gibi oldu. avcının avını gördüğünde, göz, gez, arpacık düzlemine alındığında duyumsadığına benzer bir duyguydu bu, ama öte yandan korku da içeriyordu.
Sayfa 185 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Adnan, Hidayet, Hükûmet ve İt.
Vapurdan köprüye çıktığı zaman Adnan'a tanımadığı bir adam yanaştı. Hani bazı adamlar vardır, hem sivildirler, hemde polis oldukları bellidir, onlardan biri. Adam, "Adnan Bey!" dedi. Adını bu adamın bilişinden Adnan utandı, etrafına bakındı. Adam: "Adnan Bey değil misiniz yoksa?" Adnan, bu külhanbeyini fazla nezaketle yanından kaçırabilirmiş gibi tuhaf bir sesle çok nazik oldu, "Kiminle teşerrüf ediyorum?"dedi. Sonra adamın bacağındaki tabanca boyalı siyah çizmeyi gördü; bir sivil polisle konuştuğunu anladı. Hidayet'in adıyla herifi korkutmak istedi: "Galiba Hidayet Beyefendi'nin konağında zat-ı alinizle müşerref olmuştuk." "Ben Zaptiye Kapısı sivil memurlarındanım. Beşiktaş Karakoluna kadar gideceğiz." Bunu söylerken adam biraz hükümet, biraz it idi.
Sayfa 348 - Oğlak Yaıynları 14. Baskıdır. Kitabevinin notu şudur, Kuntay'ın sağlığında basılabilen özgün baskıdan hiçbir sadeleştirmeye gidilmeden, yazarın dipnotları da korunarak sadece noktalama işaretleri gözetilerek basılmıştır.Kitabı okudu
Üç İstanbul'da bir son dönem Osmanlı karakteri, -Hidayet...
"Hidayet 27 yaşında, bâlâ rütbeli ve Osmanlı İmparatorluğunun devlet adamlarındandır. Gündüz saraydan para alır, gece saraya söver."
Sayfa 15 - Oğlak Yaıynları 14. Baskıdır. Kitabevinin notu şudur, Kuntay'ın sağlığında basılabilen özgün baskıdan hiçbir sadeleştirmeye gidilmeden, yazarın dipnotları da korunarak sadece noktalama işaretleri gözetilerek basılmıştır.Kitabı okudu