"Yaşlı adam yavaş yavaş, kemikten beyaz bir sapı olan kısa siyah bir asaya tüm ağırlığıyla dayanarak ayağa kalktı; böylece iki büklüm olduğu halde hala uzun boylu olduğunu gördüler ve gençliğinde gerçekten de yapılı ve mağrur biri olduğunu." "Seni selamlıyorum, dedi; "belki de seni hoş karşılamamızı umuyorsundur. Ama doğrusunu
Şeytan: Dostum, iş yalnız zekâda değil. Yaratılıştan iyi kalpli, neşeliyim. Ben her zaman çalıp oynamak isterim. Zaman dışı, anlamını asla anlayamadığım bir emirle payıma “inkârcılık” düştü; oysa iyi kalpliyim, inkârcılığa hiç eğilimim yok. “Hayır, git, inkâr et; inkârsız eleştiri olmaz!” “Eleştiri bölümü” olmayan dergi, dergi değil ki. Eleştiri olmadı mı, yalnız övgü olur. Fakat hayatta sadece övgü yetmez. Onların şüphe potasından geçmesi, olgunlaşması ve buna benzer şeyler gerekli. Hoş ben bunlara karışmam ya, yaratan ben değilim, sorumluluğu da bana düşmez. Gene de kabak benim başıma patladı; eleştiri dalına verildik; yazı yazmamı emrettiler, hayata girdik böylece. Tabii biz bu komedyanın farkındayız. Ben apaçık bir şekilde ortadan çekilmek isteğimi söylüyorum. Hayır, diyorlar, sen olmayınca hiçbir şey olamaz. Yeryüzünde her şey sütliman olunca hareket kalmaz. Sensiz hiçbir olay meydana gelemez, oysa olaylara ihtiyaç vardır. İşte böylece, dişimi sıkarak olaylar uğruna çalışıyor, emir altında akıl dışı işler yapıyorum. İnsanlar, inkâr edilemez zekâlarına rağmen bu komedyayı ciddiye alıyorlar. Kötülük bunda zaten. Tabii acı çekiyorlar... Ama hiç olmazsa yaşıyor, gerçek, düşsel olmayan bir hayat yaşıyorlar, çünkü hayat aslında acı demektir. Acısı olmasa zevki de olmazdı; her şey sonu gelmez bir övgü ayinine dönerdi: kutsal, ama sıkıcı...
Reklam
"Gandalf!"
Umutların ötesinden, en çok ihtiyacımız olduğu zaman döndün bize! Gözlerimi ne örtmüştü? Gandalf!" Gimli hiçbir,şey söylemedi ama gözlerini kapatarak dizleri üzerine, çöktü." "Gandalf, diye tekrarladı yaşlı adam, sanki uzun zamandır kullanılmamış bir sözü hafızasından bulup çıkarır gibi. "Evet, isim buydu. Ben Gandalf
Sadece Bir Kişiden(Çocuktan) Gelen O Asil Haykırış!
...Derken, Yüce Allah'tan emir geldi: "(Önce) En yakın akrabalarını uyar."⁹⁹ ... Efendimiz(sav), sonunda kararını verdi ve bir gün en yakın akrabalarını evine çağırdı. Gelenler kırk kişiydi... -Benim, size getirdiğim iyilik ve hayırları bir başkası akrabalarına getirmiş değildir. Bunlar, dünyada huzurlu yaşamanız,ahirette de mutlu olmanız içindir. Sizden istediğim tek şey var: "Allah bir ve tektir. Muhammed(sav) de O'nun Peygamberidir." demeniz. Sakin ortamı bozan olmadı bu kez. Bir süre durdu. Konuşmadan dinleyenleri tek tek dikkatlice tatlı bakışlarıyla bir kez daha süzdü. Ardından: -Bu konuda bana kim yardımcı olmak ister, diye sordu. Çetin bir soruydu bu. Tüm zihinlerde yankılandı birden. Ortalığı derin bir sessizlik bürüdü yine. Kimseden ses çıkmadı. Bütün başlar öne eğildi. Kimi dudak büktü, kimi alaylı bir tavır takındı. •Onca yaşlı arasından sadece Ali(ra) çekinmeden ayağa kalktı.• Çocuksu, ama yiğit sesiyle ortalığı çınlattı: •-Ben varım, ey Allah'ın Resûlü! Ben! Yardımcın ve dostun ben olacağım. Bundan böyle dostların benim dostum, düşmanların benim düşmanlarımdır!• Henüz dokuz-on yaşındaydı, ama yürekliydi. İmanı da cesaretine cesaret katmıştı. Doğruyu söylemekten, doğrunun yanında yer almaktan çekinmeyen bir yiğit olmuştu. Toplantıda bulunan yaşlı ve söz sahibi yakınları bir tek söz edemediler bu asil haykırışa. ..."
Sayfa 159 - Timaş Yay. , Salih Suruç, 99: Şuarâ, 26/214Kitabı okuyor
-Affedersiniz, dostum, dedi, bugün San Fransisco’da bir karışıklık olmadı mı? -O karışıklık değil, bir mitingdi efendim, diye karşılık verdi görevli. -İyi ama sokaklarda müthiş bir canlılık gözüme çarptı. -Sadece bir seçim mitingiydi bu. -Orduya başkumandan seçiliyordu herhalde, öyle mi? diye sordu Bay Fogg. -Hayır, efendim, sulh mahkemesine yargıç seçiliyordu.
Léon Werth için Bu kitabı, koskoca bir adama adadığım için küçüklerden beni bağışlamalarını dilerim. Ama önemli bir özrüm var: Şimdiye kadar bu adamdan daha iyi bir başka dostum olmadı. ... Bütün bu sayıp döktüğüm özürler yetmezse ben de kitabımı onun bir zamanki çocukluğuna adarım tabii. Bütün koca adamlar bir zamanlar çocuktular (gerçi aralarında bunu hatırlayanlara az rastlanır ya.) İşte gerekli değişikliği yapıyorum: Çocukluk günlerindeki Léon Werth için
Reklam
98 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.