Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kadınlar,kadınlarımız;
Mutsuz kadınların, mutsuz anneleri oluyor. Özgüvensiz kadınların, baskıcı babaları... Savunmacı kadınların, kuralcı anneleri oluyor. Küskün kadınların, sevmeyi bilmeyen babaları... Başkalarına göre yaşayan kadınların, muhafazakar anneleri oluyor. Cesareti olmayan kadınların, bağımlı babaları... Mağduriyete sığınan kadınların pasif anneleri oluyor. Mağdur eden kadınların hırslı babaları... Ağlayan kadınların çaresiz anneleri oluyor. Şikayet eden kadınların sorumluluk almayan babaları... Suçlayan kadınların kibirli anneleri oluyor. Ve suçluluk duyan kadınların iktidarsız babaları... Toplumda kadın ile erkek eş değerde önemlidir ama kadın, gelecek nesillerin de anası olarak, bir kat daha önemlidir! Belli bir yaşa gelmiş kadının değişmesi zordur. Bu sebeple kadın sürekli kendini kendi dışında arar durur. Ve bu sebeple tüm kişisel gelişim masalları kadınlaradır... Oysa masallarda her kadın ya kraliçe veya prensestir! Kimi dramanın karaliçesini örnek alır, kimi öpülmeyi bekleyen masum prensesi... Gerçek yaşamda ise herkes her şeydir! Ne kraliçe olmayı planla, ne prenses; kendin ol. Kendin olmak, kendine gülmek, kendinle gülmek... Önemli olan bu! -Sözün özü bir kadının bu yaşamdaki en büyük ödülü veya kabusu, ana-babasıdır... Bu sayede küçük bir kız, ruhu doygun veya kaybolmuş bir kadına evrilir.
Deniz Kite
Deniz Kite
... Tüm mesafelere hazır olmak; işte, yaşama cesareti... .
Reklam
Yaşamak yorulmaktır. 📖| Olmak Cesareti, Kemal Sayar Yaşamak yaralanmaktır. 📖| Jurnal, Cemil Meriç Yaşıyor olmak, savaşıyor olmaktan başka bir şey değildir. 📖| Taşları Yemek Yasak, İsmet Özel 🖌️| Crucifixion of St. Peter, Caravaggio
Trajik insan… Bir tarafta şarap, eğlence ve formsuzluğun tanrısı Dianysos, diğer tarafta ölçü, denge, biçim tanrısı Apollon. Apollon ve Dianysos’un sentezinden meydana gelir trajik insan. O, bu iki tanrı arasındaki gerginlikte var olur ve budur insanı insan yapan. Nietszche’ye göre eğlence tanrısı Dianysos, saphiens ve logos kurbanı olmuştur. Ama Dianysos’u yok etmek insanı kötürüm yapar. Öyledir ki insanla ilgili başarısızlıkların sebebinde insanın sentez bir varlık olduğunun gözden kaçırılması yatar. İnsanın özgürlüğü ve yaratıcılığı onun sentez bir varlık ve demens (çılgın) oluşundadır. Lâkin logos, Apollon’a bağlı öyle bir ahlak geliştirir ki, insanı ruha karşı bir şeymiş gibi gösterir. O yüzden Nietzsche tekrar insan olmak ister. Çünkü: özgürlük böyle başlar, isyanla, karşı çıkışla, “Hayır!” deme cesareti ile.
Okumak
1. Sevdiğiniz kitaplardan birini okuma serüveniniz üze rine yazın. Bu kitabı nasıl keşfetmiştiniz? Cildini kapağını, varsa üzerindeki illüstrasyonu anlatmay deneyin. Bu kitap size okuduğunuz gün hakkında neler çağrıştırıyor; yılın hangi zamanıydı, hava na- sıldı?.. O günü ayrıntılı olarak hatırlıyor musunuz, hayatınız ne durumdaydı? Bu ayrıntıları
05.04.2024
Ben deli bir kadın severim, ruhu özgürlüğe hasret, içindeki fırtınaları kollarında taşıyan bir kadın. Gözlerinde yanan ateşin asla sönmeyeceği bir kadın. Kalbindeki vahşi ritmi duyabilmek için kendi yolunu izleyen hiç kimsenin kısıtlamalarına boyun eğmeyen bir kadındır o. Saçları rüzgarda dans ettiğinde, onun özgürlüğü gökyüzüne doğru uzanır,
Reklam
Yeni bir söz söyleme cesareti göstermek aynı zamanda kendi kafanda kendini motive edip mutlu olmak demektir.
Şimdi O'nun hangi nimetini inkar edebiliriz?
Yaratıldığını idrak etmekle başlıyor yolculuk. Kulluğumuzu fark ettikçe açılıyor önümüz.İnsan günlük siyasetten, ekonomi-politikten, başkalarının oluşturduğu gündemlerden uzaklaşmadan ne kendi hayatının nasıl yürüdüğünü görebiliyor ne de yıllarca olağan kabul ettiği sayısız olağanüstülüğü. O’nu andıkça arınıyor, arındıkça devam ediyordu yolculuk insan için. Her bir nimet ayrı ayrı hayrete vesile. Dünyaya getirilmiş olmamız bile ayrı bir nimet ayrı bir şükür vesilesi.Alışkanlıklarla örttüğümüz,sırf O’nun için yapılan ibadetlerle bulduğumuz anlamlı güzellikler bunlar. Sünnet anahtarı ile Kitabı açmanın, Kitaba sünnet-i seniyenin gösterdiği yerden bakmaya çalışmanın ödülü ruhun yaşadığı huzur. Yüzyıllar önce yaşanmış ve her müslümanın hayatına değmiş bir hayat Resulullah’ın hayatı.Ona rağmen sünnet her bir müslüman için özel,çok değerli. Ezberlenmiş davranışlar, sözler değil; bir sünnet kadar Peygambere yakın olmak duygusu,hissiyatı düşüncesi, heyecanı diri tutuyor inananın kalbini.İnsan o zaman doğumundan öncesine ölümünden sonrasına bakabilecek cesareti kendinde bulabiliyor. Kendisini ve geçmişini karşısına alabiliyor. Ümidini ve korkusunu sonsuza bağlayıp eminlik gafletinden kurtuluyor. İnsanlık Peygamberin izinden ayrılmakla intihar etmiş,anlıyor. Dirilişin yolunu görüyor. Olmak yolculuğu son nefese,son durağa kadar devam ediyor. 4 Mart 2024
Bu cümleyi okuyunca aklıma Carl Gustav Jung’ın bir sözü geldi; “Kendi içine bakmaya cesareti olmayan herkesin yaşamı bulanıktır. Dahası bu bulanıklık dünyayı da bulandırır.” Alaeddin Özdenören’de bu konuya değinmiş ve şöyle açıklamıştır; “Doğaya dönük araştırmanın alabildiğine geliştiği, insana dönük araştırmanın ise alabildiğine durgun olduğu bir toplumda, maddeye egemen olmak isteyen insanın, maddenin egemenliğine girmesi, bu uygarlığın kendi iç dinamiğinden doğan bir çelişkidir. İnsanın bir ürünü olan teknoloji insanı kendisine ram etmiştir.” Yılların birbiri ardınca silinmesinden geriye kalan, insanlar var olduğu müddetçe var olacak olan bu görüşleri, daha huzurlu bir yaşam arzusu ile ilke edinmeyi ve Carl Gustav Jung’ın da betimlemesi gibi “bulanık” bir yaşam sürmektense berrak bir yaşam sürmeyi dilerim.
Epiktetos - Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir
Epiktetos - Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir
Olmak, cesaret ister. İçimizdeki boşluktan aşağıya bakabilme cesareti. Muhakkak ki başımız dönecektir. Sendelersek uçurumdan aşağı gideceğiz. Ama bakmazsak hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz orada ne olduğunu, bizi bekleyen, bizi biz yapan şeyi. Kemal Sayar♡
Reklam
Güçlü olmak, asla düşmemek değil, her düştüğünde yeniden kalkabilmektir. En büyük cesaret, korkularınla yüzleşebilmekte gizlidir. Hayaller, gerçek olma cesareti bulan yıldızlardır. Ve en derin sevgi, sözcüklerle ifade edilemeyenidir. Her yeni gün, hayatınızı yeniden şekillendirme fırsatıdır.
Yaşamak yorulmaktır. İnanmak cesaret ister: Olmak cesareti.
Siyasî figürler bu ülkede bu kadar zamana mukavim bir portre çiziyorsa, bağlanmamızın kudretini yabana atmamak gerek. Onlar oturdukları koltuğa yapışıyor, biz de onlara. İnsanların önceki yüzyıllarda bağlanma ihtiyaçlarını karşılayan saltanat, kılık değiştirmiş biçimde devam ediyor. • Kemal SAYAR, Olmak Cesareti
713 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.