Kafamdaki bütün hayalleri bir kâğıda yazıp çizmiştim. Hayallerimin, komik gözükecek kadar kabataslak bir izdüşümüydü bu ama detayların hepsi kafamda mevcuttu. "Olsun," dedim, "bu haliyle yeterli olmasa bile insanlara anlatmalıyım hayallerimi. Eleştiri alacaksam da işin başında alayım." Bu kağıdı duvara yapıştırmak istedim,
Vakit geldi mi kâh rüzgâr bahâne olur, kâh yağmur, kâh da böyle bir sarsıntı. (…) O bizim ayağımıza çelme takan bahâneler. Bahâneler olmasa insan konuşacak dedikodu bulamayacak. Bütün basit esasları dallandırıp budaklandıran da bahânelerden başka nedir? Niçin onları görüyor da, hareket ettiren ve tasarruf eyleyen mânâyı görmüyoruz? Görmüyoruz, zîra bahânelerin kalın ve kesif örtüsü, mânânın ince ve renksiz varlığına perde oluyor. Hatta bir denizin üstünde dalgaları ve köpüğü hâsıl eden rüzgârı bile görmüyoruz. İşte ezelî buyruk da, varlık denizini çalkalamakta ve köpürtmektedir. Fakat onu gören yok. Mehmet yere düştü, derken kabahatli olarak ayağına ilişen taşı görüyoruz. Ahmet öldü derken, gözümüzü gene bahâneye, Ahmet'in ölümüne sebep olan hastalığa dikiyoruz. Halbuki Mehmet'in düşeceği de, Ahmet'in öleceği de, bizim bilemediğimiz sebeplerden dolayı hüküm giyerek olmuş vak'alardır. Şu var ki, bu hükümleri verdiren sebepleri de daha evvelden gönül yolu ile duyan kimseler var.”
Reklam
Hayâ ve Riyâ Hakkında
Adamın birinden dostu borç para ister, adam ise vermek istemez. Ancak kendisinden utanır. Hatta başka bir vasıta ile istese utanmadan reddedebilirdi. Ne riyâ, ne de sevap için para vermezdi. Şimdi adamın bu vaziyet karşısında üç hâli vardır: Birincisi ne utanmaz adamdır, denilmeye aldırış etmeden, adamın yüzüne karşı çekinmeden kat'i bir
Borç Verme Psikolojilerini de Kapsar :)Kitabı okudu
Ya evde yoksan?!
Aşkınla ne garip hallere düştüm. Her şeyim tamam da bir sendin noksan, Yağmur yaş demeden yollara düştüm. İçim ürperiyor,ya evde yoksan. Elbisem gündelik,pabucum delik, Haberin olsa da sobayı yaksan. Yağmur iliğime geçti üstelik,
Olmasa da olur, ne çok insan birikmiş meğer hayatımda; tıpkı bir daha okumayacağım yahut kimsenin okumasını istemeyeceğim kitaplar, çirkin fotoğraflar, kırmızı kadife kutular içindeki gülünesi onurluklar gibi.
Olmasa da olur lafı hep olumsuz olarak nitelendirilir. Benim için tam tersi; bir şeyler olmasa da bazı işler, ilişkiler yolunda gitmese de oluyor. Başka kapılar açılıyor, başka hisler büyüyor, olgunlaşıyor içimizde.
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.