Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dua
Göklerdeki Yüce Babamız! Bir insanın, diğer insanların arasında, bahusus mahşeri kalabalıkta, o kadar güç öğrendiği şeyi, ve şayet onu başka yerde öğrenmiş ise, insanların ara­sında, bahusus mahşeri kalabalıkta, o kadar kolay unuttuğu şeyi - insan olmanın ne demek olduğunu, ve insan olmak için dini bakımdan neyin gerek olduğunu - öğrenebilmek bize de nasip olur inşallah, yahut, unutulmuş ise, bunu bu se­fer zambaktan ve kuştan yeniden öğrenmemiz nasip olur in­şallah; hepsini bir çırpıda olmasa da, kısmen, dirhem dirhem; ve kuştan ve zambaktan bu sefer suskunluğu, itaati, sevinci öğrenebilmek de bize nasip olur inşallah!
Sayfa 11 - Pinhan Yay. Birinci Basım: Mart 2020
"İnsan deli olmasa bile, biraz duyarlı bir kalbe sahip olabilir pekâlâ. Öyleleri vardır ki, ufak tefek şeyler onları yaşatır da sert bir söz onları öldürür. Ben öyleyim işte. Sorun şu: Yoksulluk bendeki bazı özellikleri o derece keskinleştirmiştir ki, bunlar benim başıma adeta dert açar, evet ne çare, böyle bu! Ama faydaları da vardir bunun, bazı hallerde bunların bana yardımları dokunur. Yoksul aydın, zengin aydından çok daha kuvvetli görür. Yoksul, her sözcüğü kuşkuyla dinler; attığı her adım onun düşünce ve duygularına böylece bir görev, bir iş yüklemiş olur.Onun kulağı deliktir, duygusu ince; o tecrübelidir, ruhu yanık yaralarıyla doludur..."
Reklam
Duyusal hazlar zihni öyle bir cezbeder ki, neredeyse uyuşturur, sanki üstün iyiye sahiden de erişmiş gibi olur insan, bu yüzden de başka hiçbir nesneyi düşünemez; böyle zevkler tatmin edildiğinde, ardından aşırı melankoli hali gelir, ki bu durumda zihin cezbolmuş olmasa da rahatsız ve donuk haldedir.
Okumak esaslı bir ihtiyaçtır.
Okumanın esaslı bir ihtiyaç olabileceği aklından bile geçirmemişti. Bu işi lüks sayıyordu. Olsa da olur, olmasa da...
Birçok insan, şikâyetlerini sahte şüphelerle veya önemsiz şeyleri abartarak üretir. Çoğu zaman öfke üzerimize gelse de, bizzat bizim ona başvurmamız daha yaygındır. Ama asla ona başvurmamalı, yolumuza çıksa bile onu kenara atabilmeliyiz. Hiç kimse kendi kendine şunu söylemez: "Beni kızdıran, bazen benim yaptığım veya yapabileceğim bir şeydir." Kimse bunu yapan kişinin amacını değerlendirmez, sadece eylemin kendisiyle ilgilenir. Ancak dikkate alınması gereken sebep şudur: Kasten mi yapmıştır yoksa kazara mı, bize olan nefretinden ötürü mü yoksa bir şey elde etmek için mi, kendi zevki için mi yoksa bir arkadaşını yardım amaçlı mı yaptı diye düşünmeliyiz. Suç işleyen kişinin yaşı ve konumu, buna izin vermeyi ve buna katlanmayı insancıl veya ihtiyatlı kılan etkenlerdir. Kendimizi, kızgın olduğumuz kişinin ye- rine koymalıyız. (Aslında kendı değerimiz hakkındaki kibirli düşüncemiz bizi öfkeye eğilimli yapar. Üstelik kendimize yapılmasına dayanamayacağımız şeyleri başkasına yapmaya istekliyiz. Hiç kimse öfkesini bekletmez. Yine de öfkenin en büyük çaresi, başlangıçtaki sıcaklığın azalmasına ve zihni baskılayan karanlığın dağılmasına veya azalmasına izin veren ertelemedir. Bazen sizi gafil avlayan şey bir günde değil bir saatte hafifler,bazen de tamamen yok olur.Başka şey bu olmasa da söylemeliyim ki erteleme öfkenizi değil,yarginizi ön plana çıkaracaktır.Bir şeyin nasıl olduğunu bilmek istediğinizde ona zaman tanıyın,hareket halindeyken onu iyice göremezsiniz.
Eğer ki sûfi dünyada fakîr olup hiçbir şeye bağlanmadan sülûk ederse ona hiçbir şey gizli kalmaz. Rûhânî sevinç onda artar. Bu husus, mutlak dünya fakîrliğine mahsus değildir. Bir kimsenin malı, eşyâsı ve dünya işleriyle ilgili bir şeyi olmazsa; ama dünyaya muhabbeti olsa, onun gönlü dünya varlığıyla dolu, dünya ehli demektir... Böyle bir kişi fakir de olsa, ona müşâhededen bir kapı açılmaz. O, Hak sırrından uzaktır. Onun gönlünde Hak zevki örtülüdür... Ama bir sûfinin malı, hizmetçileri ve bağlıları olsa da, gönlünde dünyaya rağbeti ve muhabbeti olmasa o hakiki fakr, yani tecrit halindedir. Böyle bir kişi hakikat bilgisine sahip demektir. Onda ilâhi nurlar tecellî eder. O mürşit olur... Sûfiye dünya değil, dünya sevgisi engeldir... Böyle bir sûfi, aşkın hararetinden dertlenip Hak ile ağlasa onun hâli bir tarife sığmaz, söze ve yazıya gelmez. Bu sûfinin makamını ancak Cenab-ı Hak bilir. Mürşide ma’lûmdur.
Reklam
Devlette Toplum Yararına Disiplin ve Partisiz Demokrasi
12 Eylül 2012 tarihinde eylemli mücadelemin ilk konusu partisiz demokrasi ve topluma hizmet konusudur. Gündemi devrimden uzak tutmak adına sokak köpekleri ile değiştirmek isteyenler beyhude çabalar içindeler. Devrimin nasıl olacağını ve devrim sonrasını tüm ulus tartışmak ve bu düşüncelere ilave edilecek yeni insanlık devrimi ile çelişki
“ Bana bir iyilik yap da şu soru üzerinde biraz düşün: Kötülük olmasa senin iyiliğin ne işe yarardı ve gölgeler kaybolsa dünya nasıl görünürdü? Gölgeler nesnelerden ve insanlardan ötürü oluşur ne de olsa. İşte kılıcımın gölgesi. Ama ağaçların ve canlı varlıkların da gölgeleri olur. Saf ışığın tadını çıkarma fantezin yüzünden, üzerindeki bütün ağaçları ve bütün canlıları söküp atarak bütün yerküreyi çırçıplak bırakmak mı istiyorsun yoksa ? Aptalın tekisin.”
Denize mi dalayım, havaya mı uçayım….?
..Kaza ve Kader haktır amma kulun açılması, tedbirli olması da haktır. Aklını başına al da iblis gibi tek gözlü olma. İki iş arasında tereddüde düşeriz.İhtiyarımız (yapma gücümüz) olmasa bu tereddüt olur mu? İki eli iki ayağı bağlı olan kişi, bu işi mi yapsam şu işi mi yapsam der mi? Demek ki bizde bir ihtiyar (yapma gücü) var.
Ülke ihtiyaç içinde! Hiçbir şey üretemiyorsan, al hanimi, çocuğu git Çocuk Esirgeme Yuvalarina, bir seyler anlat onlara, kitap oku. Senin benim gibi adamlar, saat markası, 100 metre kare daha büyük ev, yeni arabayla mutlu olmazlar. Senin için en büyük kişisel gelişim orada yanagina konacak bir Öpücük. Ürettiginin sonucunu bir hayir duasiyla orada alirsin. Öteki kosturmacanin sonu yok be Hıdırım. • Ya ağabey imam gibi degil de, filmlerdeki rahipler gibi konusuyorsun. - Doğru, filmlerde bu adamlarin rahipleri hep ivi, bilge adam olur. Bizim imamlar da hep kötü adamdir. Oysa bizim dedeler anlatirdi, Kurtulus Savasinda Ege Bölgesi'nde halki imamlar örgütlemis, hep önde savasmislar, diye. Bir de agabey, bu Amerikalilarin kisi-sel gelisim kitaplarinda hep İsa’dan örnekler var. "Hz. İsa böyle dedi, böyle yapti" gibi. Bizim kitaplarda hiç Hz. Muhammed yok. - Ağabey deli misin? Kalkacak bir yazar, bir imamdan iyi bahsedecek. Adamin deli olmasi lazim. Öyle çok da inançli falan olmasa ama kitabinda "kültürümüzdür" deyip bir imam devreye soksa, şu benim anlattıklarımı anlattirsa, bitirirler adami valla. Bak bu benim söylediklerimin onda birini bir budist rahibe ya da papaza anlattırsın kral olur, bilge olur. Rahip dururken imam! Salaklık.
Sayfa 150 - Elma yayıneviKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.