Bir kişi kendisinin içten güzel olduğunu hisseder ama bizler onu dış görünüşünün çirkin olduğuna inanmaya zorlayabiliriz. Biz toplum olarak bu düşüncede olduğumuzda o da bunu kabullenebilir. Ama içinin çirkin olduğunu düşünen kimse yoktur. İçten yalnız güzellik duygusu gelir. Bu dıştan duygu aslında gerçek bir duygu değildir. Yalnızca bir moda, dışarıdan empoze edilmiş bir kriterdir. Bir topluma göre güzel olan bir kişi başka bir toplumun bakış açısına göre çirkin olabilir. Tarihin bir döneminde güzel sayılan bir kişi başka bir dönemde çirkin görülebilir. Ama içteki duygular hep güzellikle ilgilidir. Bu yüzden dış kriterler olmasa çirkinlik de olmazdı. Toplumsal olarak paylaştığımız bir güzellik ve çirkinlik imajı vardır. Güzellik ve çirkinlik kavramları olmasının nedeni budur. Hepimiz kör olsaydık çirkin insan olmazdı, herkes güzel olurdu.
Kelimeler. Neden var olmak zorundaydılar ki? Onlar olmasa bunların hiçbiri yaşanmazdı. Kelimeler olmadan Führer bir hiçti. Topallayan esirler, teselli ihtiyacı veya bize kendimize daha iyi hissettirecek kelime oyunları olmazdı.
Reklam
Bu acı olmasa perdeler bu kadar kalkmaz ,gölgelerin yakîni bu kadar aşikâr olmazdı.Bir gün acıya şükredeceği acının hükümsüz kaldığı anda çiçek açacağı aklına gelmezdi.Dilinin ucunda durdu cümle.Bir an tereddüt etti sonra bırakıverdi.Acıyı yaratan Allah'a hamd etti.
“Ben bu kelimeyi çok severim. Kelimeyi değil de anlamını çok severim. Ben proletaryadan bir kişiyim. Ve proletarya insan soyunun en namuslu, en sıcak, en insan sınıfıdır. Kimseyi sömürmez, kimseye hükmetmez, kimseyi ezmez. Dünyayı yaratan proletaryanın elleridir. Proletaryanın elleri olmasa dünya olmazdı. Ben proletarya hayranıyım. Şu dünyada yapılmış güzel olan, faydalı olan ne varsa proletaryanın güzel ellerinin eseridir.”
YKY YAYINLARIKitabı okudu
Kelimeler. Neden var olmak zorundaydılar ki? Onlar olmasa bunların hiçbiri yaşanmazdı. Kelimeler olmadan Führer bir hiçti. Topallayan esirler, teselli ihtiyacı veya bize kendimizi daha iyi hissettirecek kelime oyunları olmazdı. Kelimelerin ne yararı vardı?
416 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Bana göre çerezlik bir kitaptı.Çok güzeldi.Romeo ve Juliet'ten alıntılarla süslenmiş bu şirin kitabı siz de çok beğeneceksiniz. Şöyle ki hikayemiz Çıkmaz adı verilen bir mahallede başlıyor.Hani filmlerde hep gösterilen,sıcacık,samimi;herkesin içinde yaşamak istediği mahallelerden bahsediyorum.İşte sonra baş karakterimiz Sahra,onu kardeşi gibi gören Ahmet'e olan karşılıksız aşkına dayanamayıp Çıkmaz'dan uzaklaşıyor.Buradan itibaret hikaye daha sürükleyici bir hal alıyor. Yazarın dili çok akıcıydı ve Mutlu Kelebek ve ayçöreği gibi güzel detayları eklemesi çok güzeldi.Sahra'nın ayçöreğine olan aşkı ve Mutlu Kelebek'in mektupları olmasa bu güzel kitabı okuması bu kadar keyifli olmazdı.Ah,Romeo ve Juliet alıntılarını da unutmayalım tabii!Ben kitabını okumamış,tiyatrolarına bile gitmemiş biri olarak çok keyif aldım Emir ve Sahra arasında geçen bu diyaloglardan.Söyleyecek pek bir şey yok,okuyun okutturun diyor ve gidiyorum. Son olarak,madem bu kadar beğendin neden 9 puan verdin diyeceksiniz.Söyleyeyim:Çünkü kitapta gözüme çarpan yazım yanlışları vardı.Tabii öyle hikayeyi etkileyecek kadar çok değildi ama puanımı etkiledi maalesef.Her neyse,ikinci kitabını elime geçen ilk fırsatta alacağım!
Ayçöreği
AyçöreğiZeynep Sahra · Ren Kitap · 202010,1bin okunma
Reklam
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.