Yerimde Oğuz Atay olsa, "Seni anlamayan kalabalıklar içinde hep yalnızsın Olric, biz bu kösele derisinden dünya için fazlası ile inceldik," derdi kesin.
“Ellerini inceledi, parmaklarını oynatarak: eller hünerlidir. Yumruğunu sıktı: kuvvetli eller. Başarır mıyız dersin Olric? Kollarını, sandalyenin iki yanına dayayarak gerindi. “Daha vaktim var, daha vaktim var,” diye söylendi. Vaktim de var, içim de var. Bütün kuvvetimle mi atılacağım maceraya? Onu bile korumayacak mıyım? Onu, o “şey”i? Kimsenin bilmediği bir parça: tarifi güç, gene de varlığını çok iyi bildiği “şey”. Onu da tehlikeye atacak mıydı? Bütün Turgut’u hiçbir zaman teslim etmemişti. Hiçbir zaman. Onu kendine saklamıştı. Değerini yalnız Turgut’un bildiği bir “şey”. Başkaları da birçok şeyler saklarlar insanlardan: gene de bir şey kalmaz kendilerine. Bu “şey” öyle değildi. Anlatılsaydı değeri kalmazdı ki. Bu nedenle anlatılamazdı. Bu “şey”i birine verseniz de farkında olmaz”“aslında. İnsan uzun uzun anlatsa, “onun” kendine güven verdiğini söylese, merak ederler belki. Fakat görünce bir “şey”e benzetemezler muhakkak. Bu muydu, derler o “şey”. Verdiğiyle kalır insan. Ezer, buruşturur, yere atarlar. Bazı ukalalar da Latince isimler takarlar bu “şey”e. Tarifler, benzetmeler... Ben ne dediğimi biliyorum. Benim, Turgut Özben’in özbenliği. Kelime oyunu yapıyorum, oyuna getiriyorum. Kendimi ele vermiyorum.”
OĞUZCUĞUM ATAY / TEHLİKELİ OYUNLAR
KARAKTERLER :
HİKMET BENOL : Romanın ana karakteri ve aydın bir kişiliktir . Hayata tutunamayan bir kişidir .
HÜSAMETTİN TANBAY : Emekli albay olan Hüsamettin bey aynı zamanda Hikmet 'in komşusu ve konuşup dertleştiği biridir .
SEVGİ : Hikmet'in eşidir . Kısa bir süre mutlu olsalar da sonrasında ayrılırlar .
BİLGE : Hikmet 'in sevgilisidir .
NURHAYAT HANIM : Dul bir kadındır . Aynı zamanda Hikmet 'in komşusudur .
SELİM : Hikmet 'in arkadaşıdır .
Tutunamayanlar romanındaki Olric 'den sonra , Tehlikeli Oyunlar kitabında da Albay'ımı görüyoruz . Hikmet Benol hayata tutunamayan aydın bir kişiliktir . Onu tek anlayan kişinin komşusu olan emekli albay Hüsamettin Tanbay olduğunu düşünmektedir ve sık sık albayıma giderek onunla dertleşir . Öyle ki ; hayatı oyun gibi görerek geçmiş hesaplaşmalarını bir oyun gibi albayına anlatır . Hikmet hem insanlığa kızan hem de insanlığı iyileştirmeye çalışan bir kahramandır . Düşündükçe sorgular , sorguladıkça yalnızlaşır . Hayattan ve insanlardan kopar ve gün geçtikçe düşle gerçeği ayırt edemez olur . Ve kaçınılmaz sona doğru Hikmet kardeşimiz bir yıldız gibi kayıp düşmüştür .
NİHAYET İNSANLIK DA ÖLDÜ .
Not : Oğuzcuğum Atay külliyatının üçüncü kitabı olan OYUNLARLA YAŞAYANLAR ile devam edeceğim . Şimdilik bu kadar . Görüşmek üzere :)