Ve Güz Geldi Ömür Hanım Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı...
İSTİKLÂL MARŞINI ANLAMA VE ANLATMA ETKİNLİĞİ SONUÇ
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ KAHRAMAN ORDUMUZA 👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL) İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
Reklam
dönmek
Uzun bir aradan sonra gelip geçmiş yıllarda yazdığım yazıları okumak ve hangi psikolojide yazdığımı sorgulamak bir değişik hissettirdi. Bir anı gibi kalmış. Acaba o gün ne hissettim de bunu yazdım dedirtti. Üniversite başında açtığım sayfaya üniversiteyi bitirmeye yakın gelmedim de demem :) eskiye bakıp bunları okumak iyi geliyor aslında. Geçiyor Sümeyye mutlu günler de acılar da. Kalıcı bir şey yoktur. Acaba bu yazıları kaç yıl sonra geri okuyacam ve 22 yaşındaki bene ne diyecek ya da ben o zaman nerde olacam açıkçası bunları merak ediyorum. Dördüncü senem de geldiğim noktayı sevdim. Daha iyisi olabilir miydi elbette olabilirdi. Yavaş yavaş büyüyoruz. Ve yaşadıklarımız ile var oluyoruz. Bazen iyi şeyler katarak bazen de bizde olan iyi şeyleri alarak bir bütün oluyoruz. Okur muyum hala burda olur muyum bilmiyorum ama kendin olmaktan asla vazgeçme, düşüncelerini geliştir ama vazgeçme. Ne yaparlarsa yapsınlar hayata dair umutlarını kaybetme ve inan lütfen güzel günler gelecek. Zamanını bilmesem de gelecek. Geldiğin noktayı daima yüksek tut. Sürekli kendini bir önceki sene, ay , gün ile kıyasla. Başkaları ile değil çünkü yaşadıklarımız, deneyimlerimiz, beklentilerimiz, tecrübelerimiz ve kişilikler farklıdır. Geleceğe bir not: şuan ki bu enerji , umut dolu , azimli kızı çok seviyorum. Lütfen bu hep böyle devam etsin. Çünkü kolay olmadı.
Okumak
Okumak Ve Tüketmek-1 Hangi kitabı, neden, nasıl, ne sürede okumalıyız soruları, her birimizin zaman zaman zihninde gezinen sorulardır. Çoğumuz tam anlamıyla aç kurtlarız. Hem o kadar açız ki, elimizden gelse, sürahiden süt döker gibi, kafatasımızı açıp içine kitapları aktaracağız. Ama bu mümkün olmadığı için, biz de bari gözümüzü doyuralım diye
Teknoloji böyle bir şey işte insanları yakınlaştırıyor mu? Yoksa uzaklaştırıyor mu? Hiç anlamıyorum. Babam beni sosyal medyaya erken yazdırdığı için uzunca bir süredir sosyal ağlarda olduğumdan artık sıkıldım. Artık arkadaşlarımla yüz yüze görüşmek istiyorum. Şimdilerde her şey harika.Uzun bir süredir asosyal bir adam olduğumdan, artık sokaklara
Kimsenin saçına "ak" olmayın. Kimsenin gönlüne "yük" olmayın. Kimsenin kalbine "yara" olmayın. Kimsenin gözüne "yaş" olmayın. Kimsenin diline "ah" olmayın. Kimsenin baharına "kış" olmayın. Çünkü; "Allah güçlüdür, intikam alıcıdır." (Âl-i Imran Süresi 4. Ayet) Afuvv’dur Rabbin. İsyanına rağmen yanında duruyor. Günahlarını bildiği halde, seni mahcup etmiyor. Ayıplarını bile bile seni başköşede ağırlıyor. Kusurunla seviyor seni; sevmek için kusursuzluğu şart koşmuyor. Kusuruyla seven kusursuz sevendir; böyle bil. Günahlarını çelme yapma ümitlerine. Hatanı hata bilmeni istiyor. Dönüşünü bekliyor her hatada. Senden yüz çevirmiyor. Hatadan dönmeni seviyor, sevdiğini söylüyor. Günahlarınla mahcup olduğunu gören Afuvv, bu tatlı mahcubiyetini yok sayar mı hiç? İçinde yanıp duran 'Âh'larla yandığını bilen Rabbin, hiç bu yangına terk eder mi seni? Kaldır başını yerden, 'olur böyle şeyler!' diyen Rabbin seni bekliyor. Sen günahından hayâ edince, bağışlamamaktan hayâ eden bir Rabbin var; ne güzeldir nasibin. 🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.