Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Küçük İskender’in Edebiyat Dünyasında Bir Yolculuk
Bu eser, Küçük İskender’in özgün üslubunu ve derin düşüncelerini yansıtan bir deneme kitabıdır. Kitap, yazarın ifade özgürlüğüne dair kişisel mücadelesini ve edebi yaratıcılığını sergileyen metinler içerir.
Küçük İskender, bu kitabında, toplumsal normların dışında kalan bireylerin hafızasını ve evrenin senaryosunu koruma çabasını dile getirir. Yazar, ‘yalan’ hastalıkları ve ‘ciddi’ yalnızlıkları Türkçeye çevirerek, okuyucuya bu konularda derin bir perspektif sunar. Kitapta yer alan şiirler ve metinler, yazarın hayata bakış açısını ve yaşamın acılarıyla nasıl başa çıktığını gösterir.
Küçük İskender’in eserleri, genellikle toplumun dışında kalan ve sistemli var oluşun dışında yaşayan bireylerin hikayelerini anlatır. “Rahibinden Satılık Kilise” de bu geleneği sürdürerek, okuyucuya alternatif bir yaşam biçimi ve düşünce tarzı sunar. Kitap, yazarın edebi mirasının önemli bir parçası olarak kabul edilir ve Türk edebiyatında kendine özgü bir yere sahiptir.
Sonuç olarak, “Rahibinden Satılık Kilise”, Küçük İskender’in edebi kariyerindeki önemli eserlerden biridir ve yazarın düşünce dünyasına derinlemesine bir dalış yapmak isteyen okuyucular için kaçırılmaması gereken bir kitaptır.
Merhaba, dinlemeyerek bitirdiğim bir kitapla geldim. Bazı kısımları tekrar gibi gelmiş olsa da bu kitabı beğendim ve kitaplığımda olmasını istediğim bir kitap olduğuna karar verdim.
Yazarın bu kitapta vermek istediği mesaj iyi oluşun salt psikolojik destek ile olmayacağı, bütüncül bir bakış gerektirdiği. Bu konuda fikirlerimiz örtüşüyor yazarla, iyi oluş için stres yönetimi, beslenme, egzersiz, uyku hijyeni de kesinlikle ele alınması gereken konular.
Buna ek olarak yazar kitabın son kısımlarında ilişkilerde sınır koyma becerisi, Özbakım becerisi, çocuksu yön ile temasa geçme, otantiklik ile ilgili de tavsiyelerde bulunuyor.
Kitabın en sevdiğim kısmı yazarın kendi hikayesini paylaşıyor olması. Kendi iyi oluşunu nasıl sağladığı ile ilgili hemen hemen her başlıkta kendi hayatından örnekler veriyor. Çözümler için her bölüm sonunda alıştırmalar var. Kısa sürede okuyup kaldırılacak bir kitap değil sonuç olarak. Ara ara açıp bakılacak, önerilerini alışkanlığa dönüştürüldüğü zaman fayda sağlayacak bir kitap.
Kişisel gelişim seviyorsanız bu kitabı da seversiniz muhtemelen, ama psikoloji ile ilgili daha derinlere bakmayı seviyorsanız size yüzeysel gelebilir bu kitap. Ben kişisel gelişim çok abartılı olmadığı sürece seviyorum. Bu yüzden puanım 8/10.
“İnsanlar ne yaparsanız yapın sizi yargılayacaktır. Kendinizi bu gerçeğe ikna edip yolunuza baktığınızda, hayatta endişelenecek çok az şey kalır.”
''Ey yok oluşun peşine düşen ziyaretçi! Bu mezarı büyük bir hürmetle ziyaret et ki burada gömülü olan bir iffet ve güzellik alemidir.''
Edebiyatımızın hikayecilik anlamında üstadı Samipaşazade Sezai'nin Küçük Şeyler eserinin bu sitede değinilmeyen noktasına değineceğim.
#Uyarı !
Spoilerı gözden kaçırabilirim o yüzden bu
264 syf.
·
Puan vermedi
Hayatındaki sorunları düşün; değersizlik duygun, sana zarar veren ilişkilerinden vazgeçemeyişin, başarısızlıkların, aynı hataları tekrar tekrar yapışın, başkalarına şefkatle yaklaşırken kendine acımasız oluşun, içindeki kaybolmayan öfke ve hatta kıskançlıkların…
Hayatındaki sorunları düşün; değersizlik duygun, sana zarar veren ilişkilerinden vazgeçemeyişin, başarısızlıkların, aynı hataları tekrar tekrar yapışın, başkalarına şefkatle yaklaşırken kendine acımasız oluşun, içindeki kaybolmayan öfke ve hatta kıskançlıkların…
Hayatındaki sorunları düşün; değersizlik duygun, sana zarar veren ilişkilerinden vazgeçemeyişin, başarısızlıkların, aynı hataları tekrar tekrar yapışın, başkalarına şefkatle yaklaşırken kendine acımasız oluşun, içindeki kaybolmayan öfke ve hatta kıskançlıkların…
Bu kitap sana mucizeler vadetmiyor, hiçbir şey mükemmel olmayacak, ancak şu anki halinden daha iyi hissetmen kesinlikle mümkün. Beraber yürüyeceğimiz yolun amacı bu.
Kendine bu şansı vermelisin
184 syf.
·
Puan vermedi
Syf 129
Bizim günahımız belki de buydu. İçimizde sevginin sıcaklığı değil, aramızda alışkanlığın soğukluğu olduğu için etrafımızdaki her şey öldü, her şey köreldi ve çürüdü...
Sen şanslısın Debora. Tanrı sana acıdı. Sen bir ölüsün ve gömüldün. Bana acımadı Tanrı. Çünkü ben bir ölüyüm ve yaşıyorum.
Yeni Türkçe'deki hatıra türünün en yetkin örneklerinden biri olan Yaşamak, toplumsal olarak bir ışığa dönüştürmek istediğimiz acıya, bireysel bir dünyada aydınlık sağlamaktadır.
Zarifoğlu, çevremizde gelişen olayların gözümüzü yorduğu ve bizim, hayatın bütünsel akışıyla olan bağlarımızı güçlükle koruduğumuz dönemde, o bağlara canlılık veren birkaç şairimizden biridir.
Yaşamak, şiirindeki derinliğin yol açtığı açılım getiren ve şaire ait iç dünyanın zenginliğini gözler önüne seren bir eserdir.
Şair, yaşamayı varlık ve oluşun özüne dokunan bir derinlik içinde algıladığı ve arka planındaki hikmetle anlaşarak yaşadığı için, aynı hikmetin onun anlatımında parıldaması pek tabiidir.
Cahit Zarifoğlu’nun baştan sona yoğun bir anlatım ile kaleme aldığı Yaşamak isimli eser, edebiyatseverlerin özellikle de günlük okuyucularının ilgisini çekecek önemli bir eserdir.
“İnsan gittikçe daralan dünyasında neden mutsuz. Herkes artık gereğinden fazla büyüyor da onun için mi? On yedi yaşlarındaki delikanlıların bile iki kat yaşlıların ki kadar yürekleri dolu.”
264 syf.
10/10 puan verdi
Hayatındaki sorunları düşün; değersizlik duygun, sana zarar veren ilişkilerinden vazgeçemeyişin, başarısızlıkların, aynı hataları tekrar tekrar yapışın, başkalarına şefkatle yaklaşırken kendine acımasız oluşun, içindeki kaybolmayan öfke ve hatta kıskançlıkların…
Hayatındaki sorunları düşün; değersizlik duygun, sana zarar veren ilişkilerinden vazgeçemeyişin, başarısızlıkların, aynı hataları tekrar tekrar yapışın, başkalarına şefkatle yaklaşırken kendine acımasız oluşun, içindeki kaybolmayan öfke ve hatta kıskançlıkların…
Uzun bir okuma oldu aylar önce başladım yarısını da 2 günde bitirdim. Çok uzattık değil mi? Diğer kitaplara nazaran heyecanlıydı ama aman aman bir şey yoktu. Sonu güzeldi ama iyice güçleniyor Anita ve kendinde yeni şeyler keşfediyor olmasıaa güzeldi. Tek rahatsız olduğum şey JeanClaude'un sürekli ma petite demesiydi Allah'ım kusucam artık petito petito sinirlerim bozuldu aklıma geliyor ayıcık çikülata. Gerçekten çok sıktı. Anita dese ölür müydü ya. Valla kitaptan soğudum. Anita da namuslu çıktı bi kendini tutmalar , evlenmeden olmazcı her boku yiyor adamı gözüyle, rüyasıyla,hayaliyle soyuyor sonra "ay asla yatmam senlennn cankilot kusura bakmaaaaağ sen ölüsün." Riçırtla da masallah gördüğü yerde yiyişiyor. Neyse sakinim. Açlık başıma vurdu kan şekerim falan düştü herhalde gidip petito yiyim bari.
Uzun zamandır okuduğum hicbir kitap beni bu kadar güldürmemişti.Aziz Nesin'in okuduğum ilk kitabıdır aynı zamanda.Kitap hem bir dram hem bir komedi.Aziz Nesin'in ,nüfus kağıdı olmadığı için başına olmadık işler gelen Yaşar'ın hayatını anlatırken bürokrasiyi de bolca eleştirdiği kitabını okurken çok eğlendim açıkçası.Bir kitap kurumlarının işlemezliğini, bürokratik engeller ile dolu ülkemizin gerçeğini bu kadar güzel anlatabilirdi.Romanda her bölümde yaşar cezaevi arkadaşlarına başından geçen bir şeyi anlatır ve en sonunda diğerleri Yaşar'ın başına gelen talihsizliğe hep beraber bir "haydaa!" çekerler.Romanın bir bölümünde Yaşar'ın başına gelen bir şey o kadar acayipti ki ben bile okurken "haydaa!" çekmiştim.
12 yaşında okula yazılmak için babasıyla mektebe giden Yaşar Yasamaz'ın nufus kayıtlarında 1915'te Çanakkalede şehit olduğu kayıtlıdır.Dolayisiyla sen ölüsün diyerekten kaydı yapılamaz.Bütün hikaye burdan başlar.Yaşar ve yavuklusu Anşe'nin başından geçenler Aziz Nesinin o müthiş üslubuyla anlatılır.Yasar'in dert yakınmak için söylediği “Devlet dairesiymiş!.. Resmi yermiş!.. Okula yazılacağım, sen ölüsün derler. Askere alacaklar, yaşıyorsun derler. Miras alacağım, ölüsün derler. Vergi alacakları zaman, yaşıyorsun derler,” cümlesi devlet bürokrasisinin çarklari arasında ezilen Yaşar'ın bir ahuzarıdır ki bir nevi kitabı özetler.
Keyifli okumalar...
Allah Var Öyleyse Varım -İSLAM-
Muhteşem bir hitap, muhteşem değinmeler, muhteşem bir konu.
İslam!
Sezai Karakoç' un kaleme aldığı İslam kitabı, bizi mirasçı yapan bir eser. Eserimiz yirmi beş ana başlıktan oluşuyor. Sezai Karakoç yirmi beş farklı başlıkta karşılaştırmalarla, örnekleme ve yoğun terimsel anlatım ile bize konunların hakikatini damıtmayı hedeflemiş gibi
