ömer b. hattab (radıyallâhu anh) : “ben icabetin tasasını taşımıyorum ancak duanın tasasını taşıyorum. eğer dua bana ilham edilmişse, o vakit icabetin de beraberinde olduğunu bilirim.”
Tıpkı Ömer b. Hattab'ın (radıyallahu anh) dediği gibi: "İslâm, lîme lîme çözülecek. İslâm'da yaşamış kimse cahiliyeyi bilemez." Bu sözü, Ömer'in ilminin ne kadar kâmil olduğunu ortaya koymaktadır. Elbetteki kul, cahiliyeyi ve hükmünü bilmezseki cahiliye, Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) getirmiş olduklarına muhalif olan her şeydir o zaman o kul cahiliyedendir. Cahiliye kavramı, cehalete nisbet edilir. Kuşkusuz Resûlullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) muhalif her şey cehaletten kaynaklanmaktadır.
Reklam
Şayet Müslüman, bir kimse için öldürme veya tekfir etme kelimelerini te'vil ederek kullanırsa,bu sözüyle ne kendisi ne de karşındaki kâfir olur. Ömer b. El Hattab (Radiyallahu anh)'ın Hâtib b. Ebî Beltea için: "Ya Rasûlallah bırak beni de vurayım şu münafığın kafasını!" Sözü de bu baptandır ki Rasûlallah sallallahu aleyhi vesellem, Hz Ömer'e "O bedir cihadına katıldı. Ne biliyorsun,Allah Teâlâ belki de bedir ehline iltifat buyurarak onlara: Biliniz ki; ne yaparsanız yapın,sizi affettim,diyerek mukabelede bulunmuştur." şeklinde cevap verdi.
Müşriklerle Evlenmenin Yasaklığı
"Müşrike kadınları iman edinceye kadar nikâhlamayın. Mü'mine bir cariye -hoşunuza gitse bile- müşrike bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikâhlamayın. Mü'min bir köle -hoşunuza gitse bile- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. İşte onlar ateşe çağırırlar; Allah ise kendi izniyle cennete ve mağfirete
Ömer b. Hattab -radıyallahu anh- duasında: "Allah'ım, tüm amellerimi sâlih kıl; senin zatın (sırf senin rızan) için samimi davranışlar kıl; amelimde başka hiç kimseye yönelik bir şey kılma (başkasının onda bir payı olmasın)" derdi.
Sayfa 121
Ümmü Eymen Radıyallahu anha
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in annesinin kölesi idi. Resûlullah onun hakkında: “Ümmü Eymen, annemden sonra annemdir” buyurmuştur. İbn Sad, Osman b. El-Kasım’dan rivayet ediyor: “Ümmü Eymen radıyallahu anha hicret ettiği zaman Ravha yakınlarında gecelemişti. Çok susamıştı. Yanında bir damla dahi su yoktu. Oruç tutuyordu. Susuzlukla mücadele etti. Gökten beyaz bir urgana bağlanarak sarkıtılmış bir kova gördü. Kovanın yanına gitti. İçi tamamiyle, berrak ve buz gibi su ile doluydu. Kana kana içti. Tamamen susuzluğu geçti ve rahatladı. Ümmü Eymen radıyallahu anha şöyle derdi: “Oruçlu iken susuz kalmıştım. Bundan sonra bir daha hiç susamadım.” Ümmü Eymen radıyallahu anha Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e latife ederdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kim cennetlik bir hanımla evlenmek istiyorsa Ümmü Eymen ile evlensin.” Bunun üzerine Zeyd b. Harise radıyallahu anh onunla evlenmiştir. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefât edince halk, Ebu Bekr radıyallahu anh’e Resûlüllah’ın halîfesi olarak biat ettiler. Ebu Bekir r.anh, Ömer İbnul-Hattab radıyallahu anh’a: “Gel, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yaptığı gibi Ümmü Eymen’i ziyarete gidelim” dedi. Yanına girdiklerinde Ümmü Eymen ağladı. Onlar sordular: “Ağlıyor musun? Allah’ın katında olanlar Resûlü için daha hayırlıdır.” Ümmü Eymen radıyallahu anha şöyle cevap verdi: “Semâdan gelen vahyin kesilmesine ağlıyorum.” Ağlaması onları da hislendirdi ve onunla birlikte onlar da ağlamaya başladılar.
Reklam
67 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.