Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
SAHABE'NİN İCMASINDA HİLAFETİN FARZİYETİ
Sahabe RadiyAllahu Anhum Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in vefatından hemen sonra bir halifenin seçilmesinin gereği üzerine icma etmişlerdir. Sahabe icması Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali RadiyAllahu Anhum'a yapılan biatlarla da tekerrür etmiştir. Nitekim Sahabe'nin bu icmasındaki kesinlik şu olayla da teyit edilmiştir:
Sayfa 47 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
YÖNETİCİLERİ MUHASEBE ETMEK FARZDIR VE MÜSLÜMANLARIN HAKKIDIR.
Allah ﷻ şöyle buyurdu; "Aranızda, hayra (İslâm'a) davet eden, marufu emreden ve münkerden nehyeden bir ümmet (siyasi hizb) bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir!" [Ali Imran Suresi 104] Ve şöyle buyurdu: "Mümin erkekler ve mümine kadınlar birbirlerinin velileridirler. (Birbirlerine) marufu emrederler ve
Sayfa 35 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Ali (radıyallahu anh) diyor ki: “Ömer b. Hattab dışında bütün muhacirler gizli olarak hicret etmiştir. O, ise hicret edeceği zaman kılıcını kuşandı, yayını omzuna astı, oklarını ve mızrağını eline alıp Kâbe'ye gitti. Kâbe'yi yedi kere tavaf ettikten sonra müşriklere: “Anasını ağlatmak, çocuğunu yetim, karısını dul bırakmak isteyen varsa, şu vadinin arkasına gelip benimle karşılaşsın" dedi. Hiç kimse onun ardına düşüp takip etmedi.”
Şayet Müslüman, bir kimse için öldürme veya tekfir etme kelimelerini te'vil ederek kullanırsa,bu sözüyle ne kendisi ne de karşındaki kâfir olur. Ömer b. El Hattab (Radiyallahu anh)'ın Hâtib b. Ebî Beltea için: "Ya Rasûlallah bırak beni de vurayım şu münafığın kafasını!" Sözü de bu baptandır ki Rasûlallah sallallahu aleyhi vesellem, Hz Ömer'e "O bedir cihadına katıldı. Ne biliyorsun,Allah Teâlâ belki de bedir ehline iltifat buyurarak onlara: Biliniz ki; ne yaparsanız yapın,sizi affettim,diyerek mukabelede bulunmuştur." şeklinde cevap verdi.
ömer b. hattab (radıyallâhu anh) : “ben icabetin tasasını taşımıyorum ancak duanın tasasını taşıyorum. eğer dua bana ilham edilmişse, o vakit icabetin de beraberinde olduğunu bilirim.”
Ömer b. Hattab -radıyallahu anh- duasında: "Allah'ım, tüm amellerimi sâlih kıl; senin zatın (sırf senin rızan) için samimi davranışlar kıl; amelimde başka hiç kimseye yönelik bir şey kılma (başkasının onda bir payı olmasın)" derdi.
Sayfa 121
Reklam
377- Ebu Hanife > Muhammed b. Kays b. Mahrame el-Hemedani şöyle rivayet etti: Hz. Ömer b. Hattab'a (Radıyallahu anh) şarabın alışverişi ve bundan elde edilen gelir hakkında soru soruldu. Hz. Ömer şöyle dedi: Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)'i şöyle derken işittim: "Allah Yahudileri kahretsin! Onlara hayvanların iç yağları ve onları yemek haram kılınmıştı. Ancak parasını helal kıldılar. Allah-u Teâlâ şarabın alışını, satışını ve parasını haram kıldı."
Sayfa 53 - Cilt 2.Kitabı okuyacak
Zeyneb Bint Cahş Radıyallahu Anhâ
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den sonra vefât eden ilk hanımı odur. Sahihayn’de, Müslim’in lafzıyla, Aişe bt. Talha yoluyla Aişe radıyallahu anha’nın şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize: “Sizin, kolu en uzun olanınız, bana en evvel gelip kavuşanınızdır.” buyurmuştu. Biz de kollarımızın
Her Veli kul Ömer(radiyallahu anhu)'i Sever.
Allah'ın her veli kulu Ömer b. Hattab (radıyallahu anh)'ı sever. Allah'ın her veli kulu yerde oturuyor olsa da Ebu Ubeyde (radıyallahu anh)'ı sever. Ashab şu ayeti çok iyi anlamıştı: "Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın..." Oldukça yüksek bir kudrete, ihtişama ve saltanata sahip birisini, Allah (azze ve celle) dilediği zaman dilediğini küçük düşürebilir. “...Dilediğini yüceltirsin, dilediğini de alçaltırsın." Böylelikle Allah (azze ve celle) inananları dünyada olmasa da ahirette şerefli ve onurlu kılacaktır.
Sayfa 254Kitabı okudu
Ümmü Eymen Radıyallahu anha
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in annesinin kölesi idi. Resûlullah onun hakkında: “Ümmü Eymen, annemden sonra annemdir” buyurmuştur. İbn Sad, Osman b. El-Kasım’dan rivayet ediyor: “Ümmü Eymen radıyallahu anha hicret ettiği zaman Ravha yakınlarında gecelemişti. Çok susamıştı. Yanında bir damla dahi su yoktu. Oruç tutuyordu. Susuzlukla mücadele etti. Gökten beyaz bir urgana bağlanarak sarkıtılmış bir kova gördü. Kovanın yanına gitti. İçi tamamiyle, berrak ve buz gibi su ile doluydu. Kana kana içti. Tamamen susuzluğu geçti ve rahatladı. Ümmü Eymen radıyallahu anha şöyle derdi: “Oruçlu iken susuz kalmıştım. Bundan sonra bir daha hiç susamadım.” Ümmü Eymen radıyallahu anha Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e latife ederdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kim cennetlik bir hanımla evlenmek istiyorsa Ümmü Eymen ile evlensin.” Bunun üzerine Zeyd b. Harise radıyallahu anh onunla evlenmiştir. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefât edince halk, Ebu Bekr radıyallahu anh’e Resûlüllah’ın halîfesi olarak biat ettiler. Ebu Bekir r.anh, Ömer İbnul-Hattab radıyallahu anh’a: “Gel, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yaptığı gibi Ümmü Eymen’i ziyarete gidelim” dedi. Yanına girdiklerinde Ümmü Eymen ağladı. Onlar sordular: “Ağlıyor musun? Allah’ın katında olanlar Resûlü için daha hayırlıdır.” Ümmü Eymen radıyallahu anha şöyle cevap verdi: “Semâdan gelen vahyin kesilmesine ağlıyorum.” Ağlaması onları da hislendirdi ve onunla birlikte onlar da ağlamaya başladılar.
Reklam
Ömer b. El-Hattab/ Ömer-ul Faruk Radıyallahu Anh
Ahmed, Şureyh b. Ubeyd’den rivayet ediyor: Ömer radıyallahu anh dedi ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e kendimi arz etmek için gittiğimde onu mescitte buldum. Arkasına durdum. Hakka sûresini okumaya başladı. Kur’ân’a hayret ettim ve Kureyş’in dediği gibi kendi kendime: “Vallahi bu şairdir” dedim. “Muhakkak ki o şerefli bir Peygamberin sözüdür. Yoksa o, bir şâirin sözü değildir. Ne kadar da az îman ediyorsunuz.” (Hakka 40-41) ayetlerini okudu. Bunun üzerine “Bu bir kahin!” dedim. “O bir kâhin sözü de değildir. Ne kadar az düşünüyorsunuz.”(Hakka 42) ayetinden sûre bitinceye kadar okudu. Böylece İslâm kalbime tamamen girmiş oldu.
Ömer b. El-Hattab Radıyallahu Anh
Bi’set zamanında Müslümanlara karşı çok şiddetli davranırdı. Sonra Müslüman oldu. Onun Müslüman oluşu Müslümanlar için büyük bir fetih ve sıkıntıdan kurtuluş olmuştur. Lakabı: Müminlerin emiri. Sa’d Bin Ebi Vakkas radıyallahu anh’den; Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “ Sen ey Hattab’ın oğlu! Nefsim elinde olana yemin ederim ki, şeytan seninle bir yolda karşılaştığı zaman derhal başka bir yola sapar.” Buhari (3683) Müslim (2396) Bu, Ömer radıyallahu anh’ın hak konusundaki kuvvetinden dolayı, şeytanların onun yolundan kaçması demektir. Ömer radıyallahu anh müslüman olduğu zaman İslâm’ın izzeti artmıştır. İbn Ebi Şeybe; Abdullah Bin İdris, Vekî ve İbn Numeyr - İsmail - Kays isnadıyla; Abdullah radıyallahu anh dedi ki; “Ömer radıyallahu anh müslüman olduğundan beri izzetten ayrılmadık.” İbn Ebi Şeybe Musannef (31973) Buhari (3684)
Hz.Ömer'in Tevazusu ve Hz.Ebubekir'in Üstünlüğü
Müslümanlardan bazılarının toplandığı esnada aralarından birisinin halifeye "Ey Müminlerin emîri! Senden daha adaletlisini,hakikate senin kadar bağlı ve münafıklara karşı senden daha sert olanı görmedik." demesi üzerine Avf b. Mâlik (radıyallahu anh) "Bu doğru değil.Rasûlullah'tan sonra Müminlerin emîrinden daha hayırlı olan birisini tanıyoruz." dedi. Ömer b. Hattâb (radıyallahu anh) "O kimdir?" diye sordu.Avf b. Mâlik (radıyallahu anh) "Ebû Bekir'dir." deyince "Doğru söyledin. Ebû Bekir'in kokusu misk kokusundan daha güzeldi. Ben Müslüman olmadan önce ailemin devesinden daha kötüydüm." diyerek mukabelede bulundu. Ömer b. Hattab (radıyallahu anh), kendisi henüz İslâm ile müşerref olmamışken Ebû Bekir (radıyallahu anh)'ın Müslüman olduğundan ve misk gibi saf ve temiz olduğundan bahsediyordu. Kendisini de ailesinin devesinden daha kötü görüyordu. Avf b. Mâlik (radıyallahu anh)'ın sözlerine asla içerlemediği her halinden belli oluyordu. Ebû Bekir (radıyallahu anh)'ın mertebesinden daha aşağıda olduğunu insanların bilmesini istiyordu.
Sayfa 140Kitabı okudu
82 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.