Heyecan içinde, tel örgünün önünde bekliyorduk..
Demir kapı açıldı..Bir..İki..Üç..Dört..beşinci oydu.
Güleç,canlı..Oysa,az da olsa yıpranmış, az da olsa çökmüş göreceğimi umuyordum. Yanılmıştım; diriydi, inanç doluydu. Oğlumuzu verdiler kucağına..
"Beni unutmuş olmalı," diyordu. "oğlum, Yılmaz'ım, ben babayım," diyordu.