Sitenin (bana göre) en eğlenceli zamanlarında her dakika burda olmak isterdim.. Şimdi görüyorum ki o dönem okurları da buralarda değil. Uzun aradan sonra, iyi geceler e-dostlarım.
Hiç tanıyamadığım, daha alışamadığım bir insanın ölümünü göz göre göre izlemiş, daha doğrusu okumuş oldum sanki. Elimden de hiçbir şey gelmedi... "Dur, yapma!" diyemedim o katillere. Santiago Nasar'ı kendi ellerimle verdim toprağa... Bu pazartesi kırmızı bir pazartesi! Bu gün yas tutun ey okurlaar! Bir cinayet işlendi gözümün önünde...
"Siz benim için üzülmeyin. Sahi söylüyorum. Düzelirim. Yalnızca, bir dönemden geçiyorum. Herkes böyle dönemlerden geçer, değil mi?"
İşte bu paragraf kitabın tamamını özetliyor. Kitap için yazılmış olumsuz incelemelere, okuyanların yaptığı yorumlara bakınca içimden bu kitabı koruma isteği geldi. Ergen bir çocuğun(benim yaşlarımda,
Kitabı savunmanız güzel ama "hiçbir edebi değer taşımıyor" biraz talihsiz bir söylem olmuş. :))) kitap çok iyi ve de her okuyanın anlamadığı ve belki farklı bir yaşta ya da daha fazla kitap okuduktan sonra dönüp okuduğunda daha fazla şey anlayabileceği türde metaforlarla dolu bir kitap. Bence 40 yaşından sonra tekrar okunmalı.
Geçenler de internette gezinirken bir röportaja denk geldim. Sokakta mikrofon uzatılan birine küresel ısınma hakkında ne düşündüğü soruluyor. O şahıs da sobanın yerini hiçbirşey tutmaz diye cehaletle karışık absürd bir yanıt veriyor. Aslında vatandaş harika bir espri yapmış diye düşünenler olabilir ama malesef toplumumuz bu konuda hiç bilgi