“Adı, Mari Gerekmezyan'dı..
Türkiye'nin ilk kadın heykeltraşlarından biriydi.
Ermeni asıllıydı.
Güzel Sanatlar Akademisi'nde misafir öğrenciydi.
Çok başarılıydı...
Okulda bir asistana aşık oldu...
Asistan 1911 Giresun-Görele doğumlu Bedri Rahmi Eyüpoğlu idi.
Eyüpoğlu, ünlü bir ressam ve şairdi..
Üstelik de evliydi.
Delice sevdiler
HURMALI KURABİYE
“İnsan kaderinden kaçamıyor unutmak istediği ne varsa aslında unutmuyor sadece unutmuş rolü yapıyoruz ve bu role o kadar alışıyoruz ki zamanla gerçekten unuttuğumuzu sanıyor ve hiç aklımıza getirmiyoruz. Ama en önemli şeyi atlıyoruz, insan geçmişi ile vardır iyi veya kötü yaşanmış bir geçmişimiz var. İnsan geçmişini unutmasa,
Zülfü Livaneli ile Serenad kitabıyla tanışmıştım kitabı bitirdikten sonra yazarın diğer kitaplarını okumaya karar verdim Huzursuzluk kitabı onlardan biri oldu ve ismini bildiğim daha önce hiç gitmediğim Mardinde adete bir serüven yaşadım .
İbrahim gazetecidir. Çocukluk arkadaşı Hüseyin’in ölüm haberi üzerine yaşadığı İstanbul’un o keşmekeş
Lütfen bu aşkı okumayan kalmasın !
KARADUTUM ÇATALKARAM ÇİNGENEM...
"Adı, MARİ Gerekmezyan'dı...
Türkiye'nin ilk kadın heykeltraşlarından biriydi...
Ermeni asıllıydı...
Güzel Sanatlar Akademisi'nde misafir öğrenciydi...
Daha çok küçükken başladı dertlerim
Üstüme geldi ve kaçmadım herkesi
İyi birisi sandım aklıma gelmedi
Kötü oldukları katlanıp herşeyi
İçime atınca inat yapıp bekledim
nedeni yoktu tabi sapıtmıştım
-Güvenememeyi bana babam alıstırdı
Bende gidipte a-nama sarılmıstım
Anlatıyım size neden bu denli sevgiyle bu aşkla denize bağlıyım
yerine
Kim özlerdi avuç içlerinin kokusunu
O kadar da önemli degildir birakip gitmeler,
arkalarinda doldurulmasi mümkün olmayan bosluklar
birakilmasaydi eger.
Dayanilmasi o kadar da zor degildir,
büyük ayriliklar bile, en güzel yerde baslatilsaydi eger.