120 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Bu dünyada herkes kendi rolünü oynar.Oyunun adını kendimiz buluruz , dekorunu kendi elimizle yaparız.Kaç perdelik oyun olacağına yazgımız karar verir.Kendi suflörümüzü kendimiz seçeriz.Kimi şeytanı seçer, kimi bir meleği..." İnsan ; düşünmek, sevmek ve inanmak için dünyaya gelmiştir.Ve her birimizin içinde iyilik vardır, bunu ortaya çıkarıp çıkarmamak bizim elimizdedir.Kimse doğuştan iyi ya da doğuştan kötü değildir. İyilik yapmak , mutlu olmanın sırlarındandır.Aslında kişi iyilik yaparak en çok kendi yararına hareket eder. Daha evvel bu konuda " Kutsal Halka" isimli bir kitap okumuştum.Onu da çok sevmiştim.Orda iyilik konusu üzerine tek bir kurgu vardı, bu güzel kitapta ise iyilik teması işlenen birden çok hikaye , ibretlik denecek hikayeler yer alıyor lakin kitap öykü tarzında değil yazarın okuyucuya sohbet eder gibi yazmış olduğu, örneklerle, kitaplardan alıntılarla , Allah aşkı ile işlenen güzel satırlardan oluşuyor.Ben severek okudum , içinde bulunduğumuz huzur dolu Ramazan ayında size huzur veren bir kitap okumak istiyorsanız okumanızı tavsiye ederim. Sevgili kitapkurtlarım , iyilik elbette bazen para ile yapılabilir, yoksullara yardım etmek, zekat vermek gibi...Lakin iyiliğin tanımı bu değildir.Herkes gücü oranında iyilik yapabilir ve yapmalıdır da.İyilik kimi zaman bir gülümseme,bir hal hatır sorma kimi zaman yoldan bir taşı kaldırma dahi olabilir.O halde iyilik yapmak hiç de zor değil. İyilik sende kalsın istiyorsan , iyilik yap iyilik bul...
İyilik Sende Kalsın
İyilik Sende KalsınFatma Cengiz · Yediveren Yayınları · 202217 okunma
122 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Sanat; onu sevip yücelten herkesi yutan bir cukurdur.Acaba yazarın yazdıkları, topluma düşündürmek istediği kör noktalar o ölse düşünülür müydü?" "Kimin öldüğüne, neyin yazıldığına değil; yazılan şeyin ağırlığına, sözün getirdiği külfete bakın." "Yazarken yoksulluktan ölmeyi istemek veya hatta ölmek tüm dünyanın el birliğiyle işlediği bir cinayetten başka nedir?" diyor Rasim Tangu. Rasim Tangu kim mi? Belki hiç yaşamamış bir yazar belki bir George Orwell, bir Jack London ya da Stefan Zweig... Belki tüm hikaye Rasim Tangu'nun tozlu bir sahaf rafına kaldırılmış bir kitabın arasına karalamış olduğu hiç yayımlanmamış notlarından ibaret belki çok daha fazlası.Belki de her okuyucunun ondan çıkaracağı anlam kadar fazla. Kitabımız; ana hikaye Senarist olmak üzere bu hikayenin ana karakteri Rasim Tangu 'nun kaleme aldığı beş hikayeden olusmakta. Hikayelerin her biri birbirinden ayrı noktalara temas ederek okuyucuyu düşünmeye, sorgulamaya , bırakılan boşluklari doldurup hikayeye farklı sonlar yaratmaya yöneltiyor. Rasim Tangu her ne kadar bırakın kimin öldüğünü siz anlatılmak istenene bakın dese de , ana yüreğim "Bavul" hikayesini okurken adeta sıkıştı , ezildim büzüldüm de ben de o bavula girecek oldum bir an için. Çok severek okuduğum, başı ile sonu ile çok beğendiğim bir kitap oldu.Bana bir ara Martin Eren'i de hatırlattı, o da ilgimi artıran bir yönü oldu diyebilirim. Tavsiyem samimidir , okuyun mutlaka.
Senarist
Senaristİsa Oğuz · İkinci Adam Yayınları · 202311 okunma
Reklam
Nasturi İsyanı ile bağlantısı vardır,
Nitekim Bitlis Harp Divanı, sanıkları muhakeme ederken Şeyh Sait'in de şahit olarak ifadesinin alınmasına lüzum gördü ve kendisini çağırdı. Sait de Kürt Komitesi'ne dahildi. Bu komite hücreler tarzında örgütlenmişti. Her hücre beş kişilikti ve hücreden bir kişi öteki hücreden bir kişiyi tanıyor, onunla temas ediyordu. Şimdi, Komitenin elebaşları tevkif edilmişlerdi. Demek ki, sır sızmıştı. Sait' in de bilinmediği ne malumdu? Kurnaz Şeyh hasta ve yaşlı olduğunu, Bitlis'e kadar gidemeyeceğini bildirdi. İfadesinin istinabe suretiyle alınmasını rica etti. Harp Divanı bunu kabul etti. Zira Sait hakkında, korkusuna rağmen, elde bir delil yoktu. Şeyh, ifadesini Hınıs'ta verdi. Tabii, her şeyi inkar ediyordu. Ama Sait bir defa kuşkulanmıştı. Oğullarından Ali Rıza 'yı derhal, Halep üzerinden İstanbul'a gönderdi, temasta bulunduğu ora Kürt büyüklerine durumu bildirdi. Bitlis 'te adamları vardı. Onları da, Harp Divanı' nın kendisi hakkında bir tevkif kararı verip vermediğini öğrenmek üzere seferber etti. O zamandan beri diken üstünde oturur gibiydi. Piran’da, kapısında, bir teğmenin komutasındaki jandarma müfrezesini görünce bunların, istedikleri on Kürdü yakaladıktan sonra kendisini de tevkif edecekleri şüphesine düştü. Can havliyle, aslında daha bir süre sonra patlatması gereken isyan barutunu, Şeyh Sait o gün orada ateşledi.
Sayfa 42 - Birinci Bölüm: Patlayan Bir Kurşun ve Sonrası | IV- Şeyh Sait Diye Bir AdamKitabı okudu
Ürdün: Hâşimi Hanedanı
Ürdün monarşisi, Ortadoğu'daki çıkarlarına hizmet etmesi için İngilizler tarafından kuruldu. Diğer Arap monarşileri gibi, o da Peygamber soyundan geldiğini ilan etti -onunki, İslâmiyetin Mekke'de yayılışı sırasında Kureyş kabilesine mensup olan Beni Hâşim soyundan geliyor. Bu yüzden, ülke Ürdün Haşimî Krallığı ismini taşımaktadır (1950'ye kadar ise Transürdün olarak biliniyordu). Ürdün monarşisi doğuşunu İngilizlere borçluydu, zira krallık can çekişen Osmanlı imparatorluğunun dağılan parçalarından birisi oldu. Şerif Hüseyin b. Ali Hicaz'ın Arap yöneticisiydi ve Osmanlılar idaresindeki Mekke kutsal beldelerinin muhafızıydı. Türkler Birinci Dünya Savaşında Almanların yanında yer alınca, Şerif doğru adımı doğru zamanda atmaya karar verdi. Mısır'da İngiliz Yüksek Komisyoneri Lord Kitchener ile oğlu Abdullah vasıtasıyla temasa geçti, istediği, Türklere karşı ve Hâşimî yönetiminde bir Arap imparatorluğunun kurulmasına destek sağlamaktı. Kitchener'ın halefi Sir Henry McMahon bu diyalogu devam ettirdi. Ingilizlerin bazı üstü kapalı taahhütleri üzerine, Şerif Hüseyin Arapları harekete geçirdi ve 5 Haziran 1916 da Türklere savaş ilan etti. Oğlu Faysal, Albay T.E. Lawrence ile Türk garnizonlarına saldırdı ve Suriye'de gerilla savaşına girişti. Onların baskınları, General Allenby'ın 1917 Aralık'ında Kudüs'ü almasını kolaylaştırdı, buna karşılık Faysal 29 Ekim 1918'de Türkleri ülkeden çıkarttı ve kendisini kral ilan etti.
Sayfa 145 - İzKitabı okudu
168 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
kalemi kamera gibi kullanmak; bir çanakkale savaşı günlüğü..
18 mart 1915 deniz savaşı sonrası 25 nisan 1915te başlayan çanakkale kara savaşlarına dair yerli yabancı yazarlar, tarihçiler, araştırmacılar tarafından yazılmış birçok kitap var. okumuş olduğum bu kitap dışarıdan bakıldığında bunlardan biri gibi görünse de aslında tam olarak böyle değil. zira
Kıyamet Koptuğunda
Kıyamet Koptuğunda
adı verilen kitap çanakkale kara savaşında
Kıyamet Koptuğunda
Kıyamet KoptuğundaHasan Cevdet Temizkanlı · Yeditepe Yayınevi · 201528 okunma
157 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Selam. Ayın bir diğer okuduğum kitabı Carson McCullersʼin Küskün Kahvenin Türküsü oldu. İçerisinde 7 hikâye bulunuyor. Sadece tek bir öyküyü "Bir Aile Sorunu"nu beğendim. Öykülerin tümünde yalnızlık teması ön plandadır. Hikâyelerin yarım kalmışlığından ve duygusu tam olarak geçmediğinden dolayı sevmediğim bir öykü kitabı oldu.
Küskün Kahvenin Türküsü
Küskün Kahvenin TürküsüCarson McCullers · İş Bankası Kültür Yayınları · 20221,319 okunma
Reklam
1.000 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.