- Çalan kim? diye sordum Mahir'e.
- Bilmiyor olamazsın.
- Bilmiyorum.
...
- Orhan Gencebay.
- Tutunamayanlar'dan araklamış sözleri.
- Nasıl?
- "Bat dünya bat, iki gözün kör olsun da git piyango bileti sat."
- Hiç böyle düşünmemiştim. Tam olmamış ama. En iyisi ben besteleyeyim.
- Kimi şeyleri olduğu gibi bırakmak daha iyi. Tutunamayanlar ne bestelenmeli ne filme çekilmeli. Çünkü o tam anlamıyla edebiyat.
- İnsanlar için de mi aynı şeyi düşünüyorsun?
Sayfa 382 - Üçüncü Basım: Ağustos 2019 - Ayrıntı Yayınları
Yeni yerli yazarlardan Ali Lidar'dan ikinci okuduğum kitap Tesirsiz Parçalar oldu. Her ne kadar adı tesirsiz olsa da, kısa öykülerin yer aldığı kitabın etkisi olduğunu söylemek lazım. Yazarın dili anlaşılır ve sade bir yapıda. Günümüze yakın dönemde geçtiğinden fazla betimleme kullanılmamış zaten anlatılan olayları kavramak zor değil. Ali Lidar Eskişehirli olduğundan hikayeler orada geçmekte. Yazarın hem kendi kişiliği, hem çocukluğu, hem de hayata bakışı hakkından bilgiler yer alıyor. Öyküler genel olarak kız muhabbeti, çocukluk travmaları, rakı hikayeleri ve takıntılar paralelinde geçse de hepsi samimi öyküler bence. Yeraltı edebiyatı olduğu için yer yer argo ve küfür kullanımı mevcut. Özellikle yazarın kırmızı Tuborg, Ferdi Tayfur ve Orhan Gencebay takıntıları fazlaca yer edinmiş durumda. Ara sıra komik şeyler de var. Tesirsiz Parçalar bize bir anlamda Ali Lidar'ın profilini çiziyor. Bir de sonsuz bir anne sevgisi var kendisinin. Bazen kendini tekrarlayan şeyler olsa da kafa dağıtıcı bir kitap olduğunu düşünüyorum. Eserin öğrettiği önemli şeylerden birisi; müzik albümü hediye etmek istediğiniz arkadaşınızın müzik zevkini öğrenmenin önemli olduğu. Genel olarak güzel kitap ben beğendim. Kullanılan sözcükler ve dilden dolayı klasik edebiyat hayranları beğenmeyebilirler, o da kendi zevkleri. Eskişehir'e gidesim geldi okudukça.
90'lar deyince hep önce derin bir nefes alıp sonra uzun uzun anlatmaya başlamışımdır. Kendimi o dönemde çocuk olduğum için hep şanslı görmüşümdür. Sokakta rahatca oyun oynayan son nesildik bana göre! Yoklukla terbiye edildiğimiz yıllardı ama çok şükür sayesinde varlığın da kıymetini bilen birer nesil olarak yetiştik.
Kadir Aydemir güzel bir
*Orhan Gencebay:*
‘’…Şikayetim yaratana:
Şaşıran sen mi, yoksa ben miyim bilemedim;
Öyle bir dert verdin ki kendime gelemedim…’’
Soruyorum kardeşlerim, (HAŞA) Allah (Celle Celâluhû) hiç şaşırır mı?
⚠⚠⚠⚠⚠⚠⚠
*Sezen Aksu, Ebru Gündeş, Gökhan Özen:*
Werther'in mi acıları ?
Lotte'nin hayatına giren erkekler arasında en şanslısı Werther belki de. Ya Albert'in yerin de olsaydı ? Düşünün, nişanlınızı bırakıp bir süre başka bir yere gitmeniz gerekiyor ve geldiğinizde nişanlınızı daha önce hiç görmediğiniz bir adamla arkadaş olmuş olarak buluyorsunuz. Üstelik bu adamın sevdiğiniz kadına karşı bir