Blue Sargent, annesi dahil bir sürü medyum, psişik ve cadı kadınların olduğu bir evde yaşıyordur ancak kendisinin fal bakma, geleceği veya ölüleri görme gibi yetenekleri yoktur.Sadece bir enerjisi vardır ve bu enerjiyle evdekilerin psişik güçlerini kullanabilmelerine yardımcı oluyordur.Bir de Blue hakkında bir kehanet vardır, aşık olduğu kişiyle öpüşürse o kişi ölecek, bu nedenle Blue erkeklerden hep uzak durur.Yıl içerisinde öleceklerin listesini yaptıkları bir gecede Blue ilk kez bir hayaleti görebilir, bunun sebebi ise o kişinin ya hayatının aşkı olacağı ya da onun ölümüne sebep olacağıdır.
Blue’nun o gece gördüğü hayalet ise Gansey adındaki bir çocuktur.Gansey, en iyi arkadaşları Adam, Noah ve Ronan ile birlikte yıllardır araştırdığı bir çalışmanın izini sürmektedir.Yüzyıllar önce yaşamış olan Glendower adlı bir kralı uyuduğu ölüm uykusundan uyandırıp bir dilekte bulunmayı içeren bir çalışma.Çünkü kralı uyandırıp da dilek dileyen kişinin, dileğinin gerçekleşeceği efsanesi söz konusudur.Derken Blue ve bu dört silahşörlerin yolları kesişir ve bir anda aynı amaca baş koyarlar ancak onları bekleyen macera ve sırlardan haberleri yoktur.
Çevrilmesini dört gözle beklediğim ancak bir türlü çevrilemeyen mükemmel seri.İngilizce okumak yordu çünkü yazar fazlasıyla ağdalı bir dil kullanmış ama alıştıkça su gibi aktı sayfalar.Karakterlere tek kelimeyle bayıldım.Kehanetler, sihirli ormanlar ve daha niceleri.Devamında neler olacak çok merak ediyorum.