Kısaca söylemek gerekirse, Osmanlı insanı kıble yürekliydi: Evlerini, cephesi kıbleye gelecek şekilde inşa eder, yönü kıbleye dönük evlerde, gönlü kıbleye dönük olarak yaşardı.
Önceliği mal-mülk değil, ilim, zikir, fikir ve şükürdü. En büyük fazileti ise kulluğuydu. Hemen arkasından sevgi-saygı-hoşgörü geliyordu. Onun arkasından da şefkat-hamiyet-merhamet. Ve hayatın her anında dolu dolu "tefekkür"..