Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çok güzel değil mi ya?
"Hoca, Uhud dağına uzun uzun bakıp sormuş; -Okçular tepesini terk eden sahabeler kimlerdi? Cevap yok.. Tekrar etmiş..
Konuşacak çok şey var ama konuşacak kimse kalmadı...
4.17 ❤️‍🩹 "7.7 ve 7.6'lık iki depreme de evimde yakalandım. Yaşayanlar bilir ki o an, ne varsa hiç oldu. Sadece 'YAŞAMAK' gerekti. Binlerce ölü hüznü yaşayan insanlara birini daha eklememek için. 1 yıl oldu bugün ve ben bir şeyleri daha sorgulamayı öğrendim. İnsanların yıllarca çalışıp elde ettiği bu dünyadaki her şeyini canlarıyla birlikte bir beton yığını altında kaybedebildiklerini gördüm. Günlerce beton yığınlarına dayanıp enkaz altında soğuktan can verenleri düşünmek acı veriyor her seferinde. Uyanıp ne olduğunu anlayamadan, yatağından bile kalkamadan 5 saniyede çöken binalardaki her candan biz sorumluyuz gibi -öyleyiz-... Ben gömülmek için günlerce karın altında kefen bekleyen cesetleri unutamıyorum. Vicdanımla yüzleşiyorum her gece. Ben belki birilerini kaybetmemiş olabilirim ama depremi yaşayan biri olarak söylüyorum ölen canların hepsinden biz de sorumluyuz, elimizden hiçbir şey gelmedi. Enkaz altında olmayabilir ama biz günlerce ölüm korkusuyla sokaklarda kalırken donarak insanımızı kaybettik. Yaşanan acı çok büyük,insanlarda tranva bıraktı araba sesinden korkar olduk veya depremi yaşıyan birine sorun kış mevsiminden nefret ettiğini anlatacak hiç gelmemesini isteyecek. korkuyor çünkü tekrar aynı şeyleri yaşamaktan korkuyor...Sevdiklerinizi incitmeyin, çünkü onları bir gün incitmek için bile bulamayabilirsiniz. 1 yıl geçti ama korku ve çaresizlik hep akıllarda kalacak iyleşeceğiz ama unutmayacağız...🍂"
Reklam
"O şimdi ne yapıyor şu anda, şimdi, şimdi? Evde mi, sokakta mı, çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı? Kolunu kaldırmış olabilir, - hey gülüm, beyaz, kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi!.. - O şimdi ne yapıyor, şu anda, şimdi, şimdi? Belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor. Belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir, - her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren sevgili, canımın içi ayaklar!.. - Ve ne düşünüyor beni mi? Yoksa ne bileyim fasulyanın neden bir türlü pişmediğini mi? Yahut, insanların çoğunun neden böyle bedbaht olduğunu mu? O şimdi ne düşünüyor, şu anda, şimdi, şimdi?.."
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Bu kitabı okumamamamamamalılılılı mımımıyıyıyızzz?!?
Bu kitabı paylaşılan alıntılara bakarak okumaya başlayan, değerli okurlar... Nasıl gidiyor, hayata tutunurken kendinizi kandırdığınız değerlere karşı tutumunuz? İnancınız hâlâ yerinde mi? Neden doğduğunuzu mu sorguluyorsunuz? Peki ya, neden var olduğunuzu sorgulayacak kadar okuyabildiniz mi? Mutluluğunuzun içinde çürümeye yüz tutmuş, eldivenle bile alınıp atılamayacak o çürümeyi başlatan, sizi huzursuzluk ve düşünce sancısına sürükleyen... o, o... o adını koyamadığım tohum ne kadar büyüdü? Yazar, günlük hayatta düşünmekten kaçtığımız ne varsa yüzümüze tokat gibi vuruyor, yukarıda sorduğum ne varsa -hatta daha fazlasını, size sorgulatıp, çürümüş düşüncelerinizi; arşa çıkartıp, tuzla buz olmak üzere aşağıya salıveriyor. Paragrafların ya da üstünde durduğu her fikrin anlaşılması tam olarak mümkün değil -belki çevirinin etkisi, belki benim yetersizliğim... bilmiyorum fakat her insanın okuması gereken kitaplar listesinde olmadığını söyleyebilirim. Öncesinde okunması gereken, bu fikirleri daha uysal bir şekilde çürüten kitaplar varken, lütfen uzak durun. Doyurucu olmaktan uzak bu incelemeyi okuduğunuz için teşekkür ederim,
Emil Michel Cioran
Emil Michel Cioran
cehenneminden hepinize selamlar Sağlıcakla kalın...
Çürümenin Kitabı
Çürümenin KitabıEmil Michel Cioran · Metis Yayınları · 202110,4bin okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Bu kitap hakkında ne söyleyeceğimi kaç gündür düşünüyorum. Çok değişik bir kitaptı. Okuduğum en ilginç kitaplardan biriydi hatta. Bitirdiğimde bu kitabı anlatmayı çok istedim. Ama nasıl anlatacağımı bilemedim. Artık bir şekilde ortasını bulmaya çalışacağım :) Öncelikle kapaktan bahsetmek istiyorum. Kapaktaki görsel Picasso’nun Minotorların Kralı
Hüznün Fiziği
Hüznün FiziğiGeorgi Gospodinov · Metis Yayınları · 2017876 okunma
384 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Fredinki, sen kimsin?
Damızlık kızın öyküsü hangi kategoriye dahil edilebilir? Distopya? Feminen distopya? Gerçekten tarzı farklı. Her ne kadar distopik bir gelecek kurgusu olsa da bugün bu dünyada biryerlerde bu kitaptaki kadınların hayatını yaşayan, hatta bahsedilmeyen kadınlar gerçekten var. Hemen her gün kadına şiddet haberleriyle bu duruma seyirci kalırken
Damızlık Kızın Öyküsü
Damızlık Kızın ÖyküsüMargaret Atwood · Doğan Kitap · 201911bin okunma
Reklam
Ne kadar da yozlaştık ..
Müşterilerinden orta yaşlı olanı balık ekmeğinin fotoğrafını çekiyor, hemen arka fonda da dişsiz amca sırıtıyor. Gerçekten şaşırmamak işten bile değil! Sahi ne zaman bu kadar fotoğraf sevdalısı olduk, üstelik bu sayede her anımızı ölümsüzleştirmek adına bencilce yaşar olduk? Oysa insan bir kez olsun düşünmez mi o fotoğrafı paylaşırken, bulan var bulamayan var diye. Arkadaş listenden biri “bana ne kardeşim senin yediğin balıktan,” dese… Gerçi o zaman çare basit, onu arkadaşlık listenden silebilirsin, üstelik o sildiğin arkadaşınla tek muhabbet dahi etmedin, nereden tanıdığını ve ne zaman arkadaşlık listene eklediğini de bilmiyorsun. Terimlerimiz bile artık çok değişti; birbirlerinin telefonlarını inceleyen iki arkadaşın, “Seninki kaç mega piksel?” diye soruyor olması gibi. Eskiden olsa renkli mi renksiz mi, fotoğraf çekiyor mu ya da flaşlı mı diye sorardık. Derken dediklerimin temsilî resmi olan, ağzında sakız varmış gibi yayvan yayvan konu açan genç, “Ben fotoğraflarımı clouda yükleyeceğim, otuz iki gigabaytım nerdeyse doldu,” diye ekledi. Eskiden olsa filmdeki otuz altı pozun kaçının yanmadan çıkacağını düşünür, fotoğrafları saklamak için bir sürü albümler alırdık. Mum ışığında bakılan fotoğraflarımız vardı. Bir de şu selfie denilen çılgınlık yok mu, ne kadar yalnız olduğumuzun en büyük kanıtı. İnsan kendi fotoğrafını çeker mi hiç? Verirsin adam gibi birine çeker, ille fotoğrafçı olmasına da gerek yok hani.
Kimsesizler Postası
Kimsesizler Postası
576 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
-Söyle, şeytan var mı yok mu? -Ah tabi ki yok. Bunlar boş inançlar. -Öyle mi? Emin misin bundan? -Kesinlikle, akşam yemeğini nerede yiyeceğimden ne kadar eminsem bundan da o kadar eminim. Şeytan bir kahkaha attı (tabi sinirinden). En sevmediği şey varlığının kabul edilmemesiydi ve ilk hamlesini yaptı; kafa kesmedi, racon kesti. Komünizmde
Usta ile Margarita
Usta ile MargaritaMihail Bulgakov · Can Yayınları · 20197,1bin okunma
424 syf.
10/10 puan verdi
·
20 günde okudu
Gurur ve Önyargı.. Sizin hayatta evlilikten başka hiçbir gayeniz yok mu yahu dedirten Jane Austen romanı. İncelememe öncelikle kitabından isminden bahsederek başlamak istiyorum. Bu kitap önceleri Aşk ve Gurur adıyla bildiğimiz kitabın aynısıdır. İnternette dolaşırken gördüğüm kadarıyla farklı kitaplar olduğunu düşünüp farklı yayinevlerinden aynı
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202376bin okunma
920 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
HAYDİ SANCHO, VAKİT TAMAM!
Bugün, okuduğun kitaptan başını kaldırıp, Alonso Quijano ’yu Don Quijote yapan yolda ona eşlik eder misin? Derler ki, bu eseri üç kez okumalıymışız: Kahkahanın duygulara hâkim olduğu gençlikte, mantığın hâkim olduğu orta yaşta ve felsefî düşüncenin hâkim olduğu ihtiyarlıkta. Benim ikinci okuyuşum oluyor. Umarım üçüncüyü de okuyacak kadar zamanım
Don Quijote (2 Cilt Takım)
Don Quijote (2 Cilt Takım)Miguel de Cervantes · Yapı Kredi Yayınları · 202222,9bin okunma
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.