Çocukluktan beri bana hayvanlara eziyet etmememi, merhametli olmamı öğrettiler; okuduğum bütün kitaplar da bunu öğretti ve sizin kahrolası savaşınızdan zarar görenlere öyle acıyorum ki canım yanıyor. Ama işte zaman geçiyor ve tüm bu ölümlere, acılara ve kana alışmaya başlıyorum; gündelik hayatta da daha duyarsız, daha tepkisiz olduğumu ve yalnızca en kuvvetli itkilere cevap verebildiğimi hissediyorum, ama savaş gerçeğinin kendisine alışamıyorum, esasen akılsızca olan bu şeyi anlamayı ve açıklamayı aklım reddediyor. Bir milyon insan bir yerde toplanıp edimlerine hakllk kazandırmaya çalışarak birbirini öldürüyor ve hepsi esit derecede hasta ve hepsi eşit derecede mutsuz. Delilik değil de nedir bu?
nazik bir konu
"Zaman" konusu nazik bir konudur, bașımdan geçti de bilirim. Şiirlerimde "zaman"la çok uğraştım, bununla yetinmeyip bir de açıkça "zaman yoktur" diye yazınca kıyamet koptu, alaya alındım, bilgisizlikle suçlandım. Bunca ortada, gözümüzün önünde duran bir şey nasıl yadsınır! Ama ben onu göremiyordum, ne yapayım! Bizim
Reklam
— Dostum, diye fısıldadı bana, zaman geçiyor ve hiç de lehime işlemiyor... Vicdanımda azaba yer yok, bu tür çekingenliklerden muafım, çok şükür!.. Bu dünyada zaten suçtan geçilmiyor... Saymakla bitmeyeceğini herkes anladı... Sorun devirdiğimiz çamlarda... Ve sanırım ben de onlardan bir tanesini devirdim... Hem de telafisi olmaz bir biçimde... —
Şiir ve felsefe
Geçtiğimiz haftalarda, bir pazartesi günü, Tünel'de, Tank Zafer Turtaya Kültür Merkezi'nde, bir söyleşi yapılmıştır. Oruç Aruoba ile Hulki Aktunç, "şiir ve felsefe1' üzerine konuşmuşlardır. Aruoba, felsefe ile şiirin yakınlığını, Aktunç ise uzaklığını söz konusu eder. Aktunç'a göre, temel ayrılık, felsefenin dizgeli, sistemli olma zorunluğu ile şiirin bu anlamdaki zorunsuzluğudur. Aktunç, düşüncesini pekiştirmek için, biri Alman filozofu Kant, öbürü de Arjantin'li yazar Borges'le ilgili iki öykü anlatır. İkisinin dekoru da sokaktır. Aldı Aktunç bakalım ne söyledi: - Kant sokaktan geçerken, tüm dükkân sahipleri saatlerini ayarlarmış : "Oooo, Bay Kant geçiyor. Demek saat 10 oldu.'1 Bir de Borges'e göz atalım... Bir gazeteci, sokakta aheste, beste yürümekte olan Arjantin'liye coşkuyla koşar ve "Yanılmıyorsam siz, Jorge Luis Borges'siniz değil mi?" der. Borges'in yanıtı tek sözcüktür " Kimi zaman öyle." İşte filozofla şairin, felsefeyle şiirin ayrılığı hurdadır.
Sayfa 67 - ADAM yayınları, 1995Kitabı okudu
Çocukluktan beri bana hayvanlara eziyet etmememi, merhametli olmamı öğrettiler; okuduğum bütün kitaplar da bunu öğretti ve sizin kahrolası savaşınızdan zarar görenlere öyle acıyorum ki canım yanıyor. Ama işte zaman geçiyor ve tüm bu ölümlere, acılara ve kana alışmaya başlıyorum; gündelik hayatta da daha duyarsız, daha tepkisiz olduğumu ve yalnızca en kuvvetli itkilere cevap verebildiğimi hissediyorum.
Sayfa 38
-Bir düşün: İnsana onlarca, yüzlerce yıl merhamet, sağduyu ve mantık öğretip, onu bilinçlendirdim diyemezsin, her şeyin bir bedeli var. En önemlisi de bilinç. İnsanlar acımasızlaşabilir, hassasiyetlerini yitirebilir, kan, gözyaşı ve acı görmeye alışabilirler, tıpkı kasaplar ya da, bazı doktorlar ya da askerler gibi; ama hakikati bir kere öğrendikten sonra ondan vazgeçmek nasıl mümkün olabilir? Benim fikrime göre bu imkânsız çocukluktan beri bana hayvanlara eziyet etmememi, merhametli olmamı öğrettiler; okuduğum bütün kitaplar da bunu öğretti ve sizin kahrolası savaşınızdan zarar görenlere öyle acıyorum ki canım yanıyor. Ama işte zaman geçiyor ve bütün bu ölümlere, acılara ve kana alışmaya başlıyorum. Gündelik hayatta da daha duyarsız, daha tepkisiz olduğumu ve yalnızca en kuvvetli ıtkilere cevap verebildiğimi hissediyorum, ama Savaş gerçeğinin kendisine alışamıyorum, esasen akılsızca olan bu şeyi anlamayı ve açıklamaya aklım reddediyor. Bir milyon insan bir yerde toplanıp edimlerine haklılık kazandırmaya çalışarak birbirini öldürüyor ve hepsi eşit derecede hasta ve hepsi eşit derecede mutsuz. Delilik değil de nedir bu?
Sayfa 38 - İş bankasıKitabı okudu
Reklam
477 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.