Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cumhuriyetin Rejiminin ve İnkılapların Ortaya Çıkış Tarihi
Defteri getirdiğimi görünce, sigarasını birkaç nefes üst üste çektikten sonra : "- Amma bu defterin bu yaprağını kimseye göstermiceksin. Sonuna kadar mahrem kalacak. Bir ben, bir Süreyya, bir de sen bileceksin. Şartım bu ... ,, Dedi. Süreyya da, ben de : - Buna emin olabilirsiniz Paşam .. Dedik. Paşa, bundan sonra : - Öyle ise önce
"Satmam bu dert benim. Hem ağam hem paşam. Öğrenirim onunla kendimi. Direnenler yaşar." Mabel Matiz- Öyle Kolaysa
Reklam
Öyle yaşamak kolay değilki paşam biz kazmayla kazıyoruz ;)
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Emrin olur paşam :) o işler de öyle oluyor zaten :)
Çocuk mu? Evet, öyle ya: Geride bir şeyler bırakmak gerekiyor. Her şey denenmeli. Yavaş yavaş. Evet, yavaş yavaş hamile kalırsın Sevgiciğim, çocuğu karnında iki yıl taşırsın. Hızlı bir gebeliğin gerilimine dayanamayacağımı hissediyorum. Birdenbire büyük bir karınla karşılaşmaktan korkuyorum. Sancı filan da çekme olur mu? Dünyada yeteri kadar acı var zaten. Kendimi çok yorgun hissediyorum. Yavaş yavaş doğur, olur mu? Çok yavaş seviştiğimiz bir günün sonunda hamile kalırsam bütün bunları başarırız belki. Çocuk da yavaş ağlasın. Yorgun yaşayalım dünyayı. Yorgun bir aşk olsun ilişkimiz.
Sayfa 399Kitabı okudu
9 Temmuz 1919 karışık bir gündür. Etrafında herkes biraz durgundur. Sivil hayatta ilk gündür. 10 Temmuz günü Kurmay Başkanı Kazım (Dirik) Bey onun karşısındadır. "Paşam, siz askerlikten istifa ettiniz. Benim bundan sonra vazifeme devam imkânım kalmadı. Evrakı kime teslim edeyim?" diye sorunca, Mustafa Kemal Paşa, "Ya… Öyle mi efendim? Peki efendim" der. O sırada yanında bulunan Rauf Bey olayı şöyle anlatmıştır: "Mustafa Kemal'i 1909'dan beri tanırım. Çok sayıda sıkıntılı anlarına şahit olmuşumdur. Ama o gün, orada, kurmay başkanının evrakını toplayıp karşısında dikildiği ve o sözleri söylediği andaki ruh düşkünlüğünü hiçbir zaman görmedim. Koltuğuna yığılmıştı. Bana döndü; Rauf, gördün mü? Devlet makam ve dayanağının kıymetini gördün mü? dedi."
Sayfa 239 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Latife Hanım ile Mustafa Kemal’in sırrı: Kanlı yelpaze
Latife Hanım-Mustafa Kemal evliliğinin gergin anlarından biri... Sinirini yelpazesini avucuna vurarak gidermeye çalışan Latife Hanım, elini kanatır. Atatürk, tokat atmaya yeltenir. Fakat Latife Hanım kendini müdafaa için elini siper etmeye kalkınca kanlı parmaklar Atatürk’ün yüzüne isabet eder... Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatına giren
Bir Türk dünyaya bedeldir.
Gazi ile arkadaşları, bir Kastamonu konağına misafir edilmişlerdir.Yemek orada yenilir. Bir aralık Gazi balkondan halk oyunlarını, alayları seyreder. Başı daima açıktır. Halk da başlarını açar. Sanki ondan dağı­lan; söz, işaret istemeyen bir iradeye sessizce teslim olmuşlar gibidirler. Belli ki bu insan, ne derse o olacaktır. Ertesi sabah kışlayı,
Sayfa 227
Öyle kolaysa
' Satmam bu dert benim Hem ağam hem paşam Öğrenirim onunla kendimi Direnenler yaşar ' youtu.be/qUsE49lUQUY?si=...
667 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.