Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
''Türkiye’nin adı Anadolu olmalıydı.''
Turgut Özal, Türkiye'de ''Liberalizm'' deyince akla gelen ilk isimdir hiç şüphesiz. Dönemindeki sanayi atılımları, serbest bölgeler, yeni limanlar ve özelleştirmeler dönemindeki tasvip edilen birkaç konudan biri. Turgut Özal'a günümüzde Sosyalist-Komünist ekol özellikle yaptıklarından dolayı karşı çıkmaktadır. Nitekim Özal'da buna ithafen yıllar önce şu sözü söylemiştir. ''Ben bir şeyi yapmadan önce sol kafaların ne yazdığına bakarım. Eğer karşı çıkıyorlarsa kesin yaparım, karşı çıkmıyorlarsa yapmam.'' gibi bir iğneleyici sözü de vardır. Peki, asıl konumuza dönecek olursak; Türkiye'nin ismi Anadolu Cumhuriyeti mi olmalıydı? Biz bunu merhumun açıklamasına bakarak değerlendirsek iyi olur. Verdiği bir röportajda şöyle demektedir; “Amerika’nın adı, belli bir ırkı temsil etmiyor. Bir ülkenin adı. Amerika’da, Yahudiler, Müslümanlar, Latin kökenliler yaşıyor. Türkiye’nin adı Türkiye yerine Anadolu olsaydı, bence daha doğru olurdu. Böylece Türk-Kürt herkes (Ben Anadoluluyum) derdi.” Peki siz ne düşünüyorsunuz? 🧐🤓
'Sülale devri de bitecek..' sözü bu halkın kanını emen esas asalakları içermediği hatta perdelediği sürece içi boş bir slogandan ve halkı yanıltmaktan öteye geçmez. Koç'ların, Sabancı'ların v.b. devri de bitecek mi! Özelleştirmeler yoluyla halktan çaldıkları üretim araçlarına, fabrikalara el koyacak mısınız? Yanıtı belirsiz..
Reklam
🌔 Rezerv Para Sömürüsü Para ve rezerv para aynı anlamlara gelmez. Önce para nedir? Ne amaçla kullanılır? Bu konuyu anlaşılır hale getirdikten sonra rezerv paranın nasıl sömürge aracı yapıldığını irdelemeye çalışacağım. Paranın üç temel işlevi var; ✓ Mal ve hizmeti satın almak için değişim aracı olarak kullanılır. Takası ortadan para
🗣️ Enflasyon ve hayat pahalılığının sebebi dış sebepler ise bu ülkeyi özelleştirmeler ile, üretimi terk ederek ithalata bağımlı hale getirerek borç ve kumar ekonomisi düzenine teslim edenler kimler? ] Önder KARAÇAY [
❗ 15 Temmuz Milli Bayram Olarak Kutlanabilir mi? 15 Temmuz darbe girişimi sebepleri, hazırlanışı, kalkışma yöntemi açısından bilinen sebeplerinin yanında bilinmeyen öğrenilmesi istenmeyen sebepleri ve sonuçlarına baktığımız zaman kimin işine yaradı sorusunun yanıtı milletimiz aleyhine olduğu için bir bayram olarak kutlanması ve toplumun geneli
]•[ Ortadoğu Benzeri Bir Mezbahaya Dönüşme Tehlikesi Sığınmacı, göçmen, kaçkın veya adına ne derseniz deyin bunların ülkelerine ivedi geri gönderilmesi, sınır güvenliğinin acil sağlanması gerekir. Göndermek istemeyenler bilinçli bir şekilde emperyalizmin işine gelecek şekilde onların istekleri doğrultusunda kalmasını isteyenler ve gitmelerini
Reklam
]•[ Demokrasicilik Oyunu Seçimler Hiç kimsenin sandığa seçmen olarak gidip oy kullanmadığı bir ortam yaşanmaz ise halkın kendi kendisini yönetmesi bir düş olarak kalmaya devam edecek. Eğer bu gerçekleşir ise insanlık tarihinde ilk kez bir ilk daha yaşanmış. Halkın devrim yapma yöntemi değişmiş olacaktır. Bu bir fantazi ve skandalize etme
⚡ Vatandaşlardan Fedakarlık İstemenin Adını Koyalım Cumhurbaşkanı vatandaşlardan yüksek hayat pahalılığı karşısında biraz daha fedakarlık yapılmasını istedi. Sormazlar mı insana yirmi yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? Vatandaşı fedakarlık yapacak duruma kim getirdi? Ya da neden bu durumlara düştük? Bunun bir hesabı olmalı! Hayat pahalılığı
🗣️ Ülkemizin Sorunu Üretim mi? Sosyal Medya mı? İktidar kendi tahtı sallanıyor diye çıkıyor ülkenin sorununun sosyal medya olduğunu söylüyor. Muhalefet çıkıyor ülkenin sorununun Anayasa, ulus millet ve devlet olduğunu söylüyor. Sözde her iki tarafta çıkıp ülkenin sorununun üretim olduğunu, özellikle tarım ve hayvancılık üretiminde, katma
♾️ Oligarklar Kapitalizmi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğini'nin sonunu Amerika destekli oligarklar kapitalizmi getirdi. Bunun sorumlusu yine işbirlikçi siyaset ve iktidarlardır. O gün SSCB'ni kim yönetiyordu? Dolar milyarderi olan Gorbaçov. Çünkü Komünist Parti içine sızmalar ile parti yönetimi Amarika tarafından ele geçirildi.
Reklam
🌔 Üçüncü Dünya Savaşı ve Ülkemizin Durumu Üçüncü dünya paylaşım savaşının tam içerisindeyiz. Bu savaşın tamamı askeri ve silahlı çatışma olarak gerçekleşmiyor. Dünyanın belli bölgelerinde bu tür çatışmalar olacak. Dünyanın tamamı böyle bir savaşa girmeyecek. Rusya batıyla dijital para pazarlığı yapmaya başladı. Derin güçler derin pazarlıklar
Osman Aydogan
Özelleştirmelerin amacı olarak başlangıçta devletin küçülmesi söyleniyor. Özelleştirmeler sonucunda devlet sadece üretim alanında küçülüyor, devlet üretim alanından çekiliyor ancak devlet diğer alanlarda şişiyor, obezleşiyor, devletin bürokrasisi, devletin bakanlıkları, bakanlıkların bütçeleri, devletin kurumları, kurumların bütçeleri şiştikçe şişiyor. Örneğin Diyanet İşleri Başkanlığının 16.1 milyar liralık 2022 yılı bütçesi 17 bakanlıktan 7’sini geride bırakıyor… Tüm bunların maliyeti de halkın sırtına zam ve vergi olarak yansıyor.. Normalde ülkeler, ordularıyla, sanayileriyle, ekonomileriyle, kültürleriyle, eğitimleriyle, yetişmiş insan gücüyle, halkın refahıyla muhtemel bir savaşa karşı hazırlanıyor. Bizde ise sanki devlet üretimden çekilerek, devlet bürokrasiye boğularak, halk yoksullaşarak ülkenin iç cephesi çökertiliyor. Ülkenin iç cephesi çökertilerek ülke sanki muhtemel bir işgale karşı direnemesin diye savunmasız, güçsüz, dirençsiz, mecalsiz ve iradesiz kalacak şekilde adım adım hazırlanıyor. Aynı zamanda ülke adım adım büyük ölçekte üretim ve yönetim yeteneğini kaybediyor.
Osman Aydogan
SONUÇ Özelleştirmeye başlanan 1986 yılından bugüne kadar 184 kuruluşta %18’i halka arz, %16’sı varlık satışı, %4’ü devir işlemi, %42’si blok satış yöntemiyle özelleştiriliyor. Bu uygulamalar sonucu 172 kuruluşta hiç kamu payı bırakılmıyor, 12 kuruluşta ise az oranda kamu payı kalıyor. Özelleştirilen Tedaş, Telekom, Tüpraş, Erdemir, ETİ Seydişehir bu 184 kuruluşa dâhil bulunmuyor. Özelleştirilen kurumların 80’inde faaliyetler tamamen duruyor, kurumlar, fabrikalar kapatılıyor. Birçok kurumda ise faaliyetler kısmi bölümlerinde, daha çok kârlılık getiren bölümlerinde devam ettiriliyor. Özleştirilen şirketler genellikle de konu ile lakası olmayan şirketlere blok olarak satılıyor. Mülkiyet halka yayılmıyor. Halk ekonomiye doğrudan katılmıyor. Zarar eden kurumların kâr etmesi bir yana kâr eden kurumlar bile kapanıyor. Yapılan özelleştirmelere baktığımızda birçoğu maliyetlerinin çok altında, karlarının birkaç yıllığına veriliyor, hemen hemen bedelsiz haraç-mezat elden çıkartıldığı halde hiçbir yeni yatırım yapılmıyor ve sanayileşmeye hiç katkı sağlanmıyor. Bu özelleştirmeler esnasında stratejik kurum ve işletmeler ya tamamen kapatılıyor ya da özelleştirilirken yatırım yapma / iyileştirme şartı getirilmiyor, getirilse de takip edilmiyor.  Devletin elindeki şehirlerin içinde kalmış birçok fabrikanın geniş arazileri sırf emlak rantı elde etmek için özelleştiriliyor. Haraç-mezat satılan bu fabrikalar faaliyetlerini durduruyor. Arsalarına AVM ve konut yapılıyor…
Osman Aydogan
TÜRKİYE’DE ÖZELLEŞTİRMELER 24 Ocak 1980 kararları ile Türk ekonomisi Neo-liberal düşünce akımının bir ürünü olan ve serbest piyasa ekonomisi denilen yeni bir iktisat modeline geçiyor. Bu modele göre; ekonomide yaşanan krizin en önemli sorumlusu devlet olarak gösteriliyor. Bu görüşe göre ekonomik krizden kurtulmak için devletin ekonomiye olan müdahalesinin en aza indirilmesi ve bütün ekonomik birimlerin piyasa koşullarında faaliyette bulunması gerekiyor. Bu nedenle de kamu varlıklarının, KİT’lerin özelleştirilmesine başlanılıyor. Özelleştirmeler için şu gerekçeler ileri sürülüyor: Mülkiyet halka yayılacak, zarar eden kuruluşlar kâr etmeye başlayacak, halk ekonomiye doğrudan katılacak, ekonomiye canlılık gelecek, sanayileşme hızlanacak, KİT’ler artık devlete yük olmaktan çıkacak, devletin vergi gelirleri artacak, yolsuzluk azalacak, verim artacak, istihdam artacak. Ancak anlatacağım gibi hiç de öyle olmuyor. Hatta özelleştirilmeler sonucu bu sayılan gerekçelerin tam tersi oluyor… Türkiye'de 1986 yılından buyana 184 kuruluş özelleştiriliyor. 
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.