Cavid Beyin çektiği cefa
Cavid Bey, cezaevinde bulunduğu dönem içinde eşi Aliyye Hanım’a her gün mektup yazmış ve yaşadıklarını anlatmıştı. Satırlarında kimi zaman hasret, kimi zaman da şikâyet vardı. 34’ncü mektubu oğlu Osman’a olan özlemini dile getiren satırlarla doluydu: “... Yemekleri yine hafif yiyorum. Dün peynirsiz bir makarna ile kuzu külbastı... Pek az. Osman’ın
"İRTİBATSIZLIK..."
- "... Çiçi özlem ve iyi niyetle dolup taşarak kollarını uzatıp bağlanmalara ve birlikteliklere hazır olduğunu açıklaması boşunaydı, artık tek başına bırakılmıştı. Davetler, armağanlar, sevimli mektuplar alıyorsa da kimse onun yanına fazla yaklaşayım demiyor, kimseyle irtibat kuramıyor, hayatını paylaşmaya istekli ve yetenekli biri çıkmıyordu. Yalnızlık atmosferiyle, sessiz bir atmosferle sarılıp kuşatılmıştı; çevre elinden kayıp gitmiş, başkalarıyla ilişki kurmasını önleyen ve hiç bir arzu, hiç bir hasretle giderilemeyen bir güçsüzlük üzerine çullanmıştı..."
Reklam
hasretle
Ve sen yürüyorsun, Dağları duman, düzlüğü çimen bürür Babamda özlem, annemde aşk büyür Ötesi Afrika Ekmek ve su
Karanlık çökünce aşk özlem ve hastalıkla birleşir Hasret içimdeki elemi hareketlendirdiğinde İçimdeki tutku dinginleştiğinde Aşk yer bitirir Üzüntü sarsar, özlem yakar beni Gözyaşı gizlediklerimi çıkarır ortaya Vuslatı ulaştıran bir çözüm yolu yoktur ki Bu üzüntülerden kurtulayım Hasretle yanar kavrulur yüreğim Onun alevinden hastalıklar üzerime saçılır Ey beni kınayanlar! Kalemin yazdığı yazgıya sabrettim Aşka yemin olsun kim hiçbir şey teselli etmez beni artık Sevenlerin yemini mutlaka yerine gelir Ey gece, sevgiyi anlatanlara benim haberimi de ulaştır Şahit ol sen de gözüme uyku girmediğine
Hasretle kucaklaşan iki kişi ne kadar zamanda bundan bıkardı bilmiyorlardı ama onlar bıkmadı. Halsiz düşesiye açlık ve susuzluktan kendilerini kaybediseye kadar sarıldılar. Bir ömre süren özlem ve bir ömür boyu hasretle...
Sayfa 193Kitabı okudu
Bahçeye geldiğimizde beyaz bir perde germişlerdi ortaya. Sanki bu dünyaya ait değilmiş de gökten düşmüş gibi bir acayip duruyordu. Arkasında annemin yattığına inanmadım Nilgün. Çocukken saklambaç oynardık bazen. Annem her seferinde salondaki beyaz tüllerin arkasına saklanmış gibi yapardı. Ben onu bulunca "Aaa! Nasıl buldun hemen?" derdi
Sayfa 237 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
45 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.