"Ancak yaşam döngüsü içinde böyle bir toplum uzun süre istikrarlı kalamazdı. Çünkü boş zaman ve güven içerisinde yaşamak herkes tarafından benzer şekilde beğenilseydi, normalde yoksulluktan sersemlemiş olan büyük insan kitlesi okuryazar hale gelir ve kendileri için düşünmeyi öğrenirlerdi. Bunu yaptıklarında, er ya da geç ayrıcalıklı azınlığın hiçbir işlevi olmadığını fark edecekler ve onu ortadan kaldıracaklardı. UZUN VADEDE HIYERARŞIK BIR TOPLUM, ANCAK YOKSULLUK VE CEHALET TEMELLERI UZERINDE YERINI KORUYABILIRDI."
"Bizler ölüyüz. Asıl hayatımız gelecektedir. Geleceğe bir avuç toz ve kemik parçacığı olarak katılacağız. Ama o geleceğin ne kadar ileride olduğu bilinmez. Bin yılda olabilir."
"Yaklaşan ölümün, yattıkları yatak kadar belirgin göründüğü zamanlar vardı ve cehennem yolcusu bir ruhun, saatin çalmasına beş dakika kala önündeki son zevk lokmasını kapar gibi, adeta umutsuzluktan kaynaklanan çılgın bir duyguyla birbirlerine sarılıyorlardı."
"Az önce ben, 7 Haziran 1913 günü öğle saatlerinde bir fayton kiraladığımı yazdım. Fakat bunda bile şimdiden bir belirsizlik var, çünkü üzerinden henüz dört ay geçmiş olmasına rağmen ben epeydir o 7 Haziran günündeki ben değilim artık, oysa hâlâ o zamanki “bana” ait olan yazı masasının başında oturuyorum, o benin kalemiyle ve onun eliyle yazıyorum. O zamanki “ben”den, tam da bu olay nedeniyle tamamen koptum; artık ona dışarıdan, soğuk ve yabancı bir tavırla bakıyorum ve onu, hakkında pek çok esaslı şey bildiğim, ama yine de benim dışımda kalan bir oyun arkadaşı, bir iş arkadaşı, bir dost olarak tasvir edebilirim. Bir zamanlarki “ben” olduğunu hiçbir şekilde hissetmeden onun hakkında konuşabilirim, onu eleştirebilirim veya yargılayabilirim."
"Emekçilerin güçlü siyasi duygulara sahip olması istenmiyordu. Onlarda aranan tek özellik, iş saatlerinin uzatılmasına, payların azaltılmasına razı edilmeleri için başvurulan klasik bir vatanseverlikten ibaretti. "
"Fakat ayaktakımı bir şekilde kendi gücünün farkına varsa, teşkilat kurmaya veya kışkırtma yapmaya gerek kalmazdı. Sadece şahlanmaları, sinekleri silkeleyen bir beygir gibi silkelenmeleri yeterliydi. İsteseler, bir anda Parti'yi paramparça edebilirlerdi. Elbette er ya da geç bunu yapmayı akıl etmeliydiler. Ne var ki..!"
Ayaktakımı, günümüz kullanımı ile koyun kitleyi ve koyun olmayan ama her şeyi kanıksayan işçi sınıfını karşılamaktadır. Devlet, halkın %85'ini sömürgeleştiren bir sömürge canavarıdır. Asırlardır...
ODMAN
Ne geldiyse sevdadan geldi başımıza. Kafamda bir mermi çekirdeğiyle yaşamaya mahkumum şimdi, Semra'nın abisinden armağan. Aklım gider gelir bazen, bazen de gider hiç gelmez. Her güzel gülüş Semra'ya götürür beni. Bir gülüş uğruna harcanmış hayatların muhasebesini tutmaya mecalim kalmadı artık. Bakmayın öyle, bildiğiniz gibi değil hiçbir şey.
"Serseriler, kişisel cinayet ve yöntemlere başvuruyorlar. Bu, anarşi ve terörizmin karaktersizliğidir. Yalnız karşı devrimci değil, aynı zamanda davaya zararlıdır da. Bunları tanımıyoruz."