Nedir bilmem helâl, haram ...
Olsun yeter cepte param.
O gün başta her kim varsa,
Onunladır benim aram.
Ben bu huyu bırakamam:
Giden ağam, gelen paşam!...
Demokratla demokratım,
Muhalifle bir kıratım,
İktidarda kim olursa,
Huzurunda iki katım.
İster olgun, isterse ham,
Giden ağam, gelen paşam!...
Ben bakarım çıkarıma,
İşlemesin zararıma,
Ne isterse yapsın ama,
Dokunmasın tek kârıma,
İster papaz, ister haham,
Giden ağam, gelen paşam!...
Emrin olur paşam :) o işler de öyle oluyor zaten :)
Çocuk mu? Evet, öyle ya: Geride bir şeyler bırakmak gerekiyor. Her şey denenmeli. Yavaş yavaş. Evet, yavaş yavaş hamile kalırsın Sevgiciğim, çocuğu karnında iki yıl taşırsın. Hızlı bir gebeliğin gerilimine dayanamayacağımı hissediyorum. Birdenbire büyük bir karınla karşılaşmaktan korkuyorum. Sancı filan da çekme olur mu? Dünyada yeteri kadar acı var zaten. Kendimi çok yorgun hissediyorum. Yavaş yavaş doğur, olur mu? Çok yavaş seviştiğimiz bir günün sonunda hamile kalırsam bütün bunları başarırız belki. Çocuk da yavaş ağlasın. Yorgun yaşayalım dünyayı. Yorgun bir aşk olsun ilişkimiz.
Arkadaşım Y.K. bahriye çatanası içinde Büyükada’ya giderken sordu:
-Paşam söyler misiniz, bu harbe niçin girdik?
-Aylık vermek için!
-Hazine tamtakırdı. Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeli idik.
**** Kırtasiye ve maaş imparatorluğunun tarihi işte böyle biter.
Garson, dedim, bana biraz sabır ver!
Allahtan isteyeceğinizi benden istiyorsunuz, paşam, dedi.
Öyleyse bir allah ver! dedim,
Gitti, bi daha da gelmedi ...