Aşk, içteki ayaklanmanın adıdır. Bu ayaklanma sayesinde aşık, o vakte kadar uyuyan duyuşunu, kireçlenmiş hissiyatını, mefluç duyarlılığını yepyeni bir tavırda tanımaya başlar. Aşık birazda, kendisi de olup bitene aşık olur. Aşık, duyarlığındaki bu keskinlik sayesinde, var oluşunu doygunca duyumsar. Kendisine yeni duygular aşılanmış gibidir. Onu yeni bir iklime almışlardır adeta. Duyarlığındaki keskinliğin eşlik ettiği bir uyanıklıkla, bülbülü, sarı çiçeği, denizi, ceylanı, Geyve'nin güllerini başka türlü duymaya başlar. Bütün bu şeyler onunla birlikte, bildik işlevlerinin ötesine sıçramışlardır. Şeylerin bir fayda için var olduklarına dair mutabakat bozulmuş, şeyler bir yarar ve işlev için değil, varlığa gömülü bulunan bir anlamı belirginleştiren sözcüklere dönüşmek üzere orada bulunma ya başlamışlardır. Ya da varlıktaki yegane hakiki hadise aşığın aşkı olmuştur da, bütün bir şeyler alfabesi, şifreli bir şekilde o aşkı terennüm etmek üzere oradadırlar. Şifreli bir şekilde; çünkü aynı bülbül, aynı gül, aynı ateş, ayni pervane başkalarına değil ama sadece aşığa, sadece onun anladığı o mesajları iletirler. Bir arifin dediği gibidir hadise: İç değişince, dış da değişir. Aşık varlığı, bu zenginliğiyle, bu oylumu, bu derinliği içinde duymaya başlamıştır. Hayat ona, yeni ve yaratıcı bir yüzünü göstermiştir. "Derman arardım derdime/Derdim bana derman imiş" diyor hazret. Derman olan bir dertten kim kurtulmak ister ki?
Ahmet Murat
Ahmet Murat
aşkı dide..
Yine zevrâk-ı derûnum kırılup kenâre düşdi Dayanur mı şîşedir bu reh-i seng-sâre düşdi.. O zaman ki bezm-i cânda bölüşüldü kâle-i kâm Bize hisse-i mahabbet dil-i pâre pâre düşdi.. Kimi zir-i serde desti geh ayagı koltugunda Düşe kalka haste-i gam der-i lutf-ı yâre düşdi.. Erişip bahâra bülbül yenilendi sohbet-i gül Yine nevbet-i tahammül dil-i
Reklam
. . . AŞKA DÂİR ÜÇLEME N{OK}TALAMALAR • {Fikir vermek bahsinde katkıda bulunanları bekleriz efendim!..} ~ I/I
. . . ŞİİR-MİİR K/aralamalar (Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
. . . DÎVÂN-I AŞK ******* 1
Bulbul ve Gul...Bir hicran ve Vuslat Aşki..
İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile Gül budağının mizacına gire kurtara su- FUZÛLÎ (Gülün dikeni bülbülün kanını içmek ister, Gül bülbül kanının al reng ile kurtulmayı mizac eyler) Aşk bir can verme işidir. Bülbül güle aşkından onun dikenini kalbine batırmıştı. Gül ise varlık zincirinde basit bir nebatat olmamaklığa bülbülün kendisine pervâne aşkı ile varacaktı. Gülün perişanlığı bir üst mertebeye çıkmak ile ilgilidir. Aşka olan meyyali güzellik bulmakla ilgilidir. Bülbül ise aşkı için şahadet arar, aşkı şehadette arar. O’nun aşkı harabattır, mahviyette fena olmaktır. Birinin güzelliği düşkündür, diğerinin mahviyeti kast-ı candır. Biri çırpınmadır ve diğeri batak. Biri derddir ve diğeri hazan yalnızlığı...
Reklam
17 öğeden 11 ile 17 arasındakiler gösteriliyor.