Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
Peryavşan
Peryavşan
@peryavsan
Oldukça cahilimdir, ama epey okurum.
154 okur puanı
Eylül 2017 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Az miktarda spoiler İçerir
"Kitap Hırsızı" nın içeriği hakkında hiçbir fikrim olmadığı halde isminden dolayı okumak istedim. Öylesine seçmiş olduğum bir kitap beni en çok etkileyen kitaplardan biri oldu. II. Dünya Savaşı sırasında Almanya'da yasananları anlatıyor. Anlatıcı ise bugüne dek okuduğum tüm kitaplardan farklı:ölüm. Evet kitabı anlatan ölüm. Baş kahramanı Liesel adında bir kız çocuğu. Liesel'in bireysel acılarının yanında toplumun acıları da oldukça etkileyici bir şekilde anlatılıyor. Yahudilerin yaşadığı zulmü anlamak ve Hitlerden bir kez daha nefret etmek için mutlaka okunması gereken bir kitap. Savaşın yıkıcı etkisi gözler önüne seriliyor, bazı bölümlerinde tüylerim diken diken oldu. Ve tabi ki böyle bir kitaptan mutlu son beklenemezdi, hüzün, acı, özlem ve pişmanlık dolu bir kitap.
Stresle ilgili okuduğum ilk kitap olan Stres Yönetimi özellikle iş yerindeki stresle başa çıkma yollarını anlatıyor. Ancak bu yöntemleri sadece iş yerindeki stres için değil hayatınızdaki tüm stres kaynakları için kullanabilirsiniz. Kitap DKBY modeli ismini verdiği bir model üzerinden stres yönetimini anlatıyor. Nedir bu DKYB? Değiştir, Kabul et, Boşver, Yaşam Tarzını Yönet. Öncelikle stres yaratan olumsuz bir durumla karşılaştığınızda bu durumu değiştirin. Değistiremediğiniz durumlar olabilir o zaman bunları kabul etmeyi öğrenin. Üçüncü olarak sizi rahatsız eden mantıksız inançlarınızdan/düşüncelerinizden vazgeçin(boşverin). Ve son olarak sağlıklı yaşam tarzını seçerek stres kaynaklarına karşı topyekün mücadele edin. Kitapta bunun için çeşitli yöntemler var:Beslenme rejimi, egzersiz, gevşeme yöntemleri, meditasyon, biyofeedback, sosyal ve duygusal destek gibi.
Ayrıca yazarın üzerinde durduğu temel nokta: karşılaştığımız uyaranlar nötrdür, onları olumlu veya olumsuz olarak algılayan bizleriz. Bir uyaranın stresli olup olmadığına karar veren düşüncelerimizdir.
Oldukça sade bir dille yazılmış akıcı bir kitap, anlatılan stresle baş etme yöntemlerinin de etkili olduğunu düşünüyorum, tavsiye edilir.
Marquez, Zülfü Livaneli'nin kitaplarında ismini duyduğum bir yazardı. Özellikle Yüzyıllık Yalnızlık isimli kitabıyla ünlü olduğu için onu okumayı çok istiyordum. Ancak Kırmızı Pazartesiyle başladım. Kırmızı pazartesi çarpıcı bir cinayeti anlatan oldukça kısa bir roman. Sürükleyiciydi, kısa sürede okuyup bitirdim. Ancak olay her yönüyle aydınlatılmamış, sır olarak kalan kısımları da var. Bu durumdan pek hoşlanmıyorum. Yazarın gerçek suçluyu açıklamasını isterdim. Başlangıç için güzel bir kitaptı.Marquez'in diğer kitaplarını da okumaya karar verdim.
Okur Takip Önerileri
Metamorphoses
Latin edeniyatının ünlü yazarlarından olan Lucius Apuleiusla bu kitapla tanıştım. Aslında latin edebiyatıyla da bu kitapla tanıştım diyebilirim.
"Apuleius Roma İmparatorluğunun eyaletlerinde yaşayan sıradan insanların gündelik hayatlarının çarpıcı yanlarının alaycı ve eğlendirici bir ifadeyle sunar. Yanlış bir büyü sonucu eşeğe dönüşmüş bir insanın gözünden insanoğlunun gizemli doğası ortaya dökülür. Bir ahlak felsefecisi gibi, insanın yaşamını, ahlakını, zayıflıklarını ve erdemlerini değerlendiren, düşünen, konuşan, sevinen, öfkelenen bu sevimli eşek, başından geçen öykülerle, okuyucuyu tümüyle kendi dünyasının içine çeker."
Birbirinden ilginç öyküleriyle akıcı bir kitaptı, kısa zamanda bitirdim ve yunan mitolojisine dair pek çok şey öğrendim. (Ne işime yarayacağını bilmesem de...) Keyifli bir kitaptı.
Kütüphanede psikoloji bölümüne göz gezdirirken dikkatimi çekti, hemen alıp okumaya başladım. Ders kitabı niteliğinde, ağır bir dille yazılmış bir kitap bekliyordum ancak günlük bir dille yazılmış akıcı bir kitapla karşılaştım. Bu daha da hoşuma gitti. Adından da belli olduğu üzere ailede, toplumda ve kurumda "insan ilişkilerini" ayrıntılı bir şekilde açıklıyor ve anlatımını gerçek hayat hikayelerinden örneklerle zenginleştiriyor. Yazar, ilişkileri anlatmaya en temel nokta olan iletişimden başlıyor, kadının toplumsal statüsüyle devam ediyor daha sonra evlilik sürecinden uzunca bahsediyor. Ana baba olmak, ailede insan ilişkileri gibi birçok ilgi çekici konuya yer veriyor. Herkese hitap eden özellikle gençlere, yeni evlilere kılavuz niteliğinde bir kitap, çocuk eğitimiyle ilgili de çok güzel noktalara değinilmiş. Kitap tavsiyesi isteyen anne babalara veya insan ilişkilerinde sorunlar yaşayanlara mutlaka önereceğim bir kitap oldu.
"Bütün Beyinli Çocuk" çocukların gelişmekte olan beyinlerini güçlendirmek için 12 strateji sunuyor. Kitap entegrasyon kavramı üzerinde duruyor. Beyni geliştirmenin yolu sağ ve sol beynin, üst ve alt beynin, açık ve örtük belleğin entegrasyonunu, kimliğimizin farklı yönlerinin entagrasyonunu ve kendimizin öteki ile entagrasyonunu sağlamaktan geçiyor. Bunu nasıl sağlayacağımızı vaka örnekleriyle ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Kitabın sonunda ise tüm bu stratejilerin özeti olan buzdolabı bölümü yer alıyor. Sonrasında ise her yaşa uygun stratejiler tekrar anlatılıyor.
Tanrıya Dönüşen Hayvan
Kitabın sonsözü özet niteliginde:
" 70 bin yıl önce, homosapiens hala Afrika' nın bir köşesinde kendi işiyle meşgul olan önemsiz bir hayvandı. İlerleyen bin yıllarda kendisini tüm gezegenin efendisi ve ekosistemin baş belasına çevirecek dönüşümü gerçekleştirdi. Bugün ise bir tanrı haline gelmenin, sadece ebedi gençliğin değil, yaratmak ve yok
Psikolojiyle ilgili temel kavramları ve deneyleri özet şeklinde açıklayan kısa keyifli bir kitap. Psikoloji öğrencilerinden ziyade bu alana merak duyanların severek okuyacağı türdendi.
"Üç Kuşak Kadının Cinsiyet Rolleri" Sosyolog Elif Kadılar'ın bitirme tezi. Sınırlı bir örneklemle anket ve derinlemesine görüşme yöntemini içeren bir araştırma yapılmış. Cinsiyet rollerinin zaman içindeki değişimi incelenmiş ancak araştırmanın bir sınırlığı var: veriler yalnızca algıyı ölçüyor, cinsiyet rollerine dair değişimin doğrudan gözlenmesine imkan tanımıyor. Araştırma sonuçlarına bakıldığında evlilik, sosyal yaşam ve aile içi roller gibi birçok alanda cinsiyet rolleriyle ilgili algının zaman içinde değiştiği söylenebilir. Bununla birlikte cinsellik gibi toplumun katı bir tutum sergilediği bazı alanlarda ise rollere ilişkin algının değişime uğramadan devam ettiği görülmüş. Bu değişim kadınların eğitim seviyesi ve ekonomik özgürlüğünü kazanmasıyla doğrudan ilişkilidir. Her ne kadar toplumun tamamına genellemek zor olsa da kısa ve öz bir araştırma olmuş. Bu alanda çalışma yapmak isteyenler için veya konuya ilgi duyanlar için başlangıç niteliğinde bir kitaptı.
Nurullah Ataç' ı denemeyle özdeşleştirmiştim ama bu kitap da öğrendim ki uzun süre eleştirmenlik de yapmış. Hem de sivri bir dille, hiç çekinmeden usta yazarları bile eleştirmiş. Sadece bununla da kalmamış, çoğu zaman da kendini eleştirmiş. Kitap şiirle nesirin kıyaslanması, sevgi, İstanbul, yeni yılın anlamı, gençlik ve yaşlılık gibi birçok konuyla ilgili deneme ve eleştirilerin derlemesinden oluşuyor. Ahım şahım bir kitap diyemem ama en azından o dönemin sanat anlayışına dair birkaç şey öğrendim kendi adıma. O yüzden öyle herkesin okumak isteyeceği türden bir kitap değildi, ancak Türk Edebiyatıyla yakından ilgilenenler hevesle okur.
Hepimiz bizi endişelendiren durumlarla başa çıkamadığımız zaman, farkında bile olmadan, bilinçsizce bu sıkıntıdan bir şekilde korunmaya çalışırız. Kendimizi teselli etmek, kendimizi kandırmak, gerçekleri görmezden gelmek gibi. Ciddi hastalıkları olan çocuklar da en basit savunma şekli hastalığı yok saymak ve bilinçsizce inkar etmektir. İşte bu nedenle kitabın adı " Ben Hasta Değilim".
Kitap hasta çocuğun psikolojisine eğilmeden önce beden sağlığı yerinde normal bir çocuğun gelişim özelliklerini ve uyum ve davranış sorularını aktarıyor. Bu bölümü çocuk ve gençlerin ruh sağlığı bozuklukları ile ilgili temel bilgiler izliyor. Çocuğa ve gence psikolojik yaklaşım bağlamında psikoterapi, oyun terapisi ve ilaç tedavisi ile ilgili temel bilgileri sunuyor.
Kitap her patolojiye ilişkin kısa öz bilgiler içeriyor. Elliye yakın doktor ve psikoloğun ortak katkısı ile hazırlanmış, bu alanda Türkiye' de yazılmış en kapsamlı kitap diyebilirim.
~Spoiler içerir~
Kitabın kapağında da belirtildiği gibi bir çocuk psikiyatristinin not defterinden sıradışı öyküler okuyacaksınız. Kitaba ismini veren Justin henüz iki aylıkken 15 yaşındaki annesi tarafından anneannesine bırakılarak geri dönmemek üzere terk edildi. Anneannesi her açıdan iyi yürekli ve ilgili bir kadındı ancak justin on bir aylıkken anneannesi vefat etti. Anneannesini kaybeden justinin davranışları kötüye gitmişti. Anneannesiyle birlikte yaşamakta olan erkek arkadaşı Arthur bağırıp çağıran bir bebekle ne yapacağını bilmiyordu ve altmışlı yaşların sonunda olduğu için fiziksel ya da zihinsel olarak bu tür zorlu bir işe hazır değildi. Arthur kötü bir adam değildi ancak çocukların fiziksel ihtiyaçları konusunda bilgisizdi. Bir köpek yetiştiricisi olarak hayatını kazanıyordu ve ne yazık ki bu bilgiyi bebeğin bakımına da uygulamaktaydı. Justin' i köpek kafesinde tutuyordu. Karnını doyurup altını değiştiriyordu. Justin tam beş sene yaşamış ve günlerini köpeklerle birlikte geçirmişti.
Kitap Justinin gibi çocukluğunda travmaya maruz kalmış veya ebeveynlerin ilgisinden yoksun büyümüş çocukların öykülerinden oluşuyor. Bu sıradışı vakaların tedavi süreçleri ve Dr. Perry' nin psikolojiye kazandırdığı Nörardışık Tedavi Modeli hakkında ayrıntılı bilgiye yer verilmiş. Çocukluk döneminin yetişkinlik üzerindeki etkisini çarpıcı bir şekilde ortaya koyan bu kitabı bu alanla ilgilenen herkesin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum.
Kitap Anodolu ve Batı pedagojisini kıyaslayarak anababalara yol göstermeyi amaçlıyor. Kültüre göre nasıl çocuk yeristirilmesi gerektiğini sade bir anlatımla ve örneklerle herkesin anlayacağı şekilde açıklamış. Yazarla aynı fikirde olmadığım bölümler olsa da kitabın geneline baktığım zaman çocuk eğitiminde, kişilik ve karakter gelişiminde faydalı olacağını düşünüyorum. Pedagojiyle ilginenlere, anababalara ve özelikle de islamın gereklerine göre çocuk yetiştirmek isteyenlere tavsiye edilir.
Her gün ensest, istismar haberleri izliyoruz ama maalesef o gün haberdar oluyor ve sonrasında unutuyoruz. Şimdi gözümüz bu kitaba değdikçe, daha duyarlı bir duruş ve daha farkında bir bilinç kendini silkeleyecek. Çünkü okuduklarını hatırlayacaklar. İstediğim de bu. İnsanlar bununla yüzleşmek zorunda, zorundayız! Çünkü neredeyse herkesin etrafında bir şekilde duyduğu yaşanmışlıklar bunlar. Çok var ve kitaba yazmadığım o kadar çok olay biliyorum ki. Ama yaşanırsa değil, konuşulursa ayıp olacak gibi geliyor insanlara. Çünkü çocuk dışındaki her şey bizim için daha önemli. Çocuklar, çocukluklarını kaybediyorken benim bulduğum şey cesaret değil, vicdanımın hepten vücut bulmasıydı...(Büşra Sanay)
Okuduğum onca dehb konulu kitap arasında en kapsamlı ve en sade anlatıma sahip olanı diyebilirim. Dehb'li çocuğa veya öğrenciye sahip bireylerin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum. Kafanızdaki tüm soru işaretlerini silecek ve size farklı bir bakış açısı sunacak. Ayrıca kitabın sonundaki tedavi yöntemlerinin de faydalı olacağını düşünüyorum.
