Doğum günü kutlaması
Meryem Suresi 33.ayet; Doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağım gün esenlik banadır.
والسَّلام عَلَيَّ يَوْمَ وُلِدتُ وَيَوْمَ أُمُوتُ وَيَوْمَ أُبْعَثُ حَيًّا
Biz yakın zamana kadar, doğum günü kutlanmasına hep karşı çıktık; hatta doğum günlerimizi çoğumuz hatırlamak bile istemedi. Haklıydık. Çünkü bize doğum günü
Sayfa 69 - Doğum günü ile ilgili en güzel açıklama
•NAMAZ !
Hepsi, itirazsız ona itaat eder görünüyordu. Günde birkaç kez namaz için toplanıyorlar, ve eğer hava yağmurlu değilse namazlarını açıkta kılıyorlardı. Uzun, tek bir safta toplanıyorlar ve hacı da önlerine geçip imamlık yapıyordu. Hareketlerindeki düzen ve uyumla askerlere benziyorlardı; hep birlikte Mekke yönüne döner, birlikte eğilir, sonra
Okurmusunuz
Abdullah ibn Abbâs (Allah Ondan razı olsun)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Geçmiş ümmetler bana gösterildi. Peygamber gördüm yanında bir grup (sayıları on kişiyi geçmeyen insanlar) vardı, peygamber gördüm yanında bir iki kişi bulunuyordu ve peygamber gördüm yanında hiç kimse yoktu. Bu arada
Sayfa 52Kitabı yarım bıraktı
Es-Selâm
Kullarını her türlü tehlikeden selamete çıkaran, esenlik veren anlamına gelir. Bu ismi ile kullarını dert, belalardan, sıkıntılardan kolaylığa çıkarır.
Selam ; kulun diğer Müslüman kardeşine aynı zamanda iyilik temennisi, duasıdır. Birbirimizi Allah'ın bu ismi ile selamlamayı alışkanlık haline getirmeliyiz. Bu konuda pek çok hadis vardır. Ebu Hureyre 'den nakledilen bir hadiste Peygamberimiz ( s.a.v ) " Allah'û Teâlâ, Adem Peygamberi yaratınca, durmakta olan bir grup meleği göstererek : Git şunlara selam ver ve sana nasıl bir selamla karşılık vereceklerini dinle. Çünkü onların karşılığı, senin ve neslinin selamı olacaktır. Buyurdu.
Bunun üzerine Adem( a.s ):
- Esselamü aleyküm, dedi. Melekler de :
-Esselamü aleyküm ve rahmetullahi, şeklinde karşılık verdiler. Buyurmuştur.
Sahabe döneminde hiçbir işleri olmadığı halde, bazı sahabelerin sadece selam vermek, yani dua almak için ( çünkü selam duadır) pazara çıktıkları ve karşılarına çıkan herkese selam verdikleri belirtilir.
“ Bir selam ile selamlandığınız zaman, sizde ondan daha güzeliyle selamı alın veya onu aynıyla karşılayın ”
Nisa: 86
Sayfa 20 - 21Kitabı okudu
Sa’d’dan (r.a.):
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle haber verip buyurmuştur:
Zünnûn’un –Yunus (a.s.)– balığın karnında iken duası, “La ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü mine’z-zâlimin (Sen’den başka hiçbir ilah yoktur. Seni her türlü noksanlıklardan tenzih ederim. Ben zalimlerden oldum)”den ibarettir. Bir şey hakkında bunu okuyarak dua eden bir Müslüman yoktur ki, Allah onun duasını kabul etmesin.(Tirmizî)
Sayfa 243 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
Enes b. Malik'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki:
– "Ulu Allah (c.c.) şöyle buyuruyor: Ey ademoğlu, sen bana dua edip bana umut bağladıkça, işlemiş olduğun günahları, üzerinde durmaksızın bağışlarım. Ey ademoğlu, günahların gökyüzünün yüceliklerine kadar ulaşmış olsa da benden affedilmeni dilesen, seni affederim. Ey ademoğlu, bana yeryüzü dolusuna yakın bir günah ile gelsen, fakat hiçbir şeyi bana ortak koşmaksızın karşıma çıksan sana yeryüzü dolusuna yakın mağfiretle gelirim."
Sayfa 180 - (Tirmizî)Kitabı okudu
Üçüncü Hüccet:
İşte bir numune olarak Tevrat,
İncil,
Zebur'un Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'a ait âyetlerinin birkaç numunesini göstereceğiz:
Birincisi:
Zebur'da şöyle bir âyet var:
اَللّٰهُمَّ ابْعَثْ لَنَا مُق۪يمَ السُّنَّةِ بَعْدَ الْفَتْرَةِ "Mukîmü's-Sünne" ise,
ism-i Ahmedîdir.
İncil'in âyeti:
قَالَ الْمَس۪يحُ
Sayfa 165Kitabı okuyor
Victor Hugo'nun Peygamberimiz (s.a.v) e yazdığı şiir
HZ.MUHAMMED
Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu
Metindi, kimseyi kınamıyor, incitmiyordu
Yolda gördüğü kimselerle selamlaşıyordu
Her gün sanki biraz daha yaşlanıyordu
Oysa sadece yirmi ak vardı siyah sakalında
Durup su içen develeri izliyordu arada sırada
Böylece, deve güttüğü zamanları hatırlıyordu.
Sanki Cenneti görmüş, İlahi Aşkı
Namaz...
Hepsi, itirazsız ona itaat eder görünüyordu. Günde birkaç kez namaz için toplanıyorlar, ve eğer hava yağmurlu değilse namazlarını açıkta kılıyorlardı. Uzun, tek bir safta toplanıyorlar ve hacı da önlerine geçip imamlık yapıyordu. Hareketlerindeki düzen ve uyumla askerlere benziyorlardı; hep birlikte Mekke yönüne döner, birlikte eğilir, sonra